Sonunda okul bitmişti. Çıkışta Ali Abi beni bekliyordu. Okulda bütün tenefüsleri Merve, Bora ve Mine ile geçirdim. Mine bana karşı soğuk davaranıyordu. Ama en azından sabahki kadar değildi Diğerlerine sorduğumda ise yavaş yavaş açılacağını söylüyorlardı. Merve gerçekten çok iyi biriydi. Okula tanımama da yardımcı oluyordu.Bora ise Bora'ydı. Çok sempatikti. Yaptığı şakalar hepimizi güldürüyordu. Kaan ve Berk'i ise tüm gün boyunca nerden tanıdığımı düşündüm. Simalarıda tanıdıktı. Kapının çalınmasıyla düşüncelerimden ayrıldım. Gelen Zehra Sultandı.
-Canım birazdan misafirler gelecek. Baban hazırlanmanı istedi.
-Tamam Sultanım hemen hazırlanıyorum.
Dün aldığım elbiseyi ve ayakkabılarımı giydim. Saçlarımıda at kuyruğu yaptım. Makyaja gelince zaten sevmezdim. Hazırdım artık. Merdivenlere doğru indim. Ve babamla beklemeye başladım. Ortaklık ile ilgili bilgiler aldım. Babamın anlattığı kadarıyla gerçekten karlı bir ortaklık olmuş. İşlerle ilgili küçük bir bilgim yoktu babam küçük yaştan beri beni eğitiyordu.
Tek çocuk olduğum için şirketler zaten direk bana kalacaktı. Babam yokken imza ve karar yetkileri benim elimde oluyordu. 11. sınıfta olabilirim ama 18 yaşındaydım ve belli bir miktar hisseye sahiptim. Ama ne yalan atayım bu işi seviyordum.Ben bunları düşünürken kapı çaldı. Zehra Sultanda hemen kapıyı açtı. İçeriye orta yaşta bir adam geldi ve babamla tokalaştı.
"Ooo Murat nasılsın?"
"İyiyim sağol sen nasılsın Mahmut?"
"İş güç işte bu küçük hanımda senin kızın olmalı."
"Evet benim kızım oğlunu görmedim?"
"Oğlumda gelir birazdan."
O sırada kapıda iki kişi belirdi . Biriyle gözlerimiz keşişi ama bu Berk'ti. Diğeri ise Kaan ikisinin gözünde de aynı benim gibi şaşkınlık vardı. O sırada Mahmut amca söze girdi.
"İşte bunlarda benim oğullarım" Oğullarım mı? İyide sizin bir oğlunuz yok muydu yaa. O an sanki babam beni duydu da söze dahil oldu.
"İyide Mahmut senin bir oğlun yok muydu?"
" Ben sana demeyi unuttum ya tabi işlere benden sonra Berk geçeceği için Kaan'dan hiç konuşmadık." İnsan oğlundan bahsetmeyi unuturmu yaa bu ne biçim iş.
Ama Berk'in bana bakıp gülmesiyle ona baktım ve ne var bakışı attım.o ise "Aaa Deniz sen demek ki Murat Amcanın kızısın." Öyle demek ki Berk Bey göze göz diş diş o zaman hemen gidip arkadaşça sarıldım o da beklemiyordu herhalde çünkü gözlerinde ki şaşkınlık gözle görülür cinstendi. Hiç bozuntuya vermeden konuşmaya başladım. "Tesadüf işte Berk 'cim' ne yaparsın" 'Cim' kelimesini öyle bir bastırarak söyledim ki anlamamak için apatal olmak lazımdı.
BERK'TEN
"Aaa Deniz sen demek ki Murat Amcanın kızısın." açıkçası orada öyle davrandığım için biraz şaşırmasını bakledim. Sonuçta sabah ona ezik diyen bendim. Ama o ne yaptı geldi bana sarıldı daha sonra "Tesadüf işte Berk 'cim' ne yaparsın." dedi. 'cim' kelimesini öyle bastırarak söylemişti ki anlamasam tescilli aptaldım.
Murat Amca lafa girdi. "Hadi yemeğe geçelim artık." dedi. Ve yemek masasına doğru yürüdü. Ve yemek başladı. Ben ise okuldan geldiğimden beri aklımda olan soruyu düşündüm 'Ben bu kızı nereden tanıyordum'
______
Yemekler yendikten sonra babalarımız iş konuşmaya başladılar. Bende hayretle Deniz'e bakıyordum. İş hakkında nasıl bu kadar bilgisi vardı. Tamam babam gelmeden önce beni biraz aydınlatmıştı. İşte şirkette babası yokken imza ve karar yetkisi varmış. İş konusunda oldukça ciddiymiş ki en çok inandığım şey bu oldu. Sabahtandır iş konuşuyorduk tek bir mimiği dahi oynamamıştı. Suratıma dahi bakmamıştı benim gibi birine bakmamıştı. Ah hadi ama ben Berk Acar.
En sonunda sustular ve hepsi bana baktılar.
"Eee oğlum sen ne diyorsun bu işe sence anlaşmalımıyız bu şirketle?" ben olayları idrak etmeye çalışırken babam konuyla ilgilenmediğimi anlayınca fırçayı yapıştırdı. "Sende Deniz gibi olsaydın şimdiye sana bütün hisseleri vermiş çekilmiştim işten güçten keyfime bakardım ama nerede. Murat bak gerçekten çok şanslısın böyle bir kızın olduğu için sen bi bizim oğlana bak bi kendi kızına. Kızım bizim oğlana biraz şu işleri öğretsene." Ben ağzım açık babamı dinliyordum. Neymiş bana bu işleri öğretecekmiş. "Baba sen ne diyorsun Allah aşkına ben işleri öğrenemezmiyim tek başıma." dedim haklıydım ama. Tabi babam hiç durur mu yapıştırdı lafı "Öğrenirsin oğlum öğrenirsin ama ikimizde o zamana kadar toprak oluruz işin o tarafı var." Babamın attığı fırçadan sonra herkes kahkaha etmaya başladı. Benimde moral sıfırın altına indi tabi. O sırada kahkahalarını kesmeleri için onlara ters ters baktım. Deniz'i kahkaha atarken görmemle şoka girmem bir oldu. Bir insan bu kadar güzel gülebilir mi? Ben ona hayran hayran bakarken onu nerden tanıdığımı hatırladım.
______
DENİZ'DEN
Saatler birbirini kovaladı ve ben Mahmut Amcayı çok sevmiştim. Yaptığı espriler ile bu kadar çok güldüğümü hatırlamıyordum o sırada Berk yanıma geldi ve "Biraz konuşabilirmiyiz?" dedi bende ona onaylarcasına kafamı salladım. Pnu takip ettim Kaan'ada gelmesi için kafa işareti yaptı. Oda kalkıp bizi takip etti. Bahçeye vardığımızda bana döndü ve konuşmaya başladı "Zirve lisesine mi gidiyorsun." dedi bende "Evet." dedim "İyide sen bunu nerden biliyorsun?" verdiği cevapla şoka girdim "Çünkü seni tanıyorum Deniz."
Sizce Berk Deniz'i nerden tanıyor olabilir? Yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum. Lütfen sınır koydurmak zorunda bırakmayın beni. Gerçekten üzülüyorum hiç yorum yok ve bu beni gerçekten üzüyor. Lütfen benide anlayın hiç yorum olmayınca yazma isteğim hiç olmuyor. Hepinizi seviyorum:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANA YALAN SÖYLEDİM
Romance"Peki prenses söyle bakalım para ile alınamayacak ne var?" Ne olabilir ki para ile alınamayacak bir şey acaba yok mu derken "Parayla değil bütün dünyayı versende alamayacağını bir şey var." "öyleyse ne prenses " "AŞK Berk Aşk tüm dünyayı versende...