Bölüm şarkısı:
Can Atilla-MahidevranİLK KARŞILAŞMA
KEYİFLİ OKUMALAR......
Sarsılan yerin,çatlayan göğün ve uçmaya ant içmiş zamanın içinde adam üfledi kızın kalbine resuli zişanın emanetini ve çorak çöl topraklarında okundu nisa suresinin ayet-i kerimesi...
"Onlarki hem kıskanır,hem cimrilik eder,hemde her kese cimrilik tavsiye ederler biz bu kafirlere alçaltıcı bir ceza hazırladık!"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Nergisin ela hareleri Arafın denizlerinde fırtınalar çıkardı.Yağmur ilk tanıştıklarında ki gibi ıslatıyordu bütün şehri.Arafın mavilikleri onlarca simanın içinden çekip çıkardı Nergisin yüzünü.Oydu işte.Gelmişti.Her şeye rağmen geri dönmüştü sevdiceği.
Kaç yıl daha heba edilir bir acı için? Nergis iki yılını vermişti. Araf iki yıl sevdiği kadından uzakta hem yanmış hem de yakmışdı dokunduğu herkesi.İki yıl dile kolay,kalbe cehennem azabı yaşatan,ömürden ömür çalan koca bir iki yıl.Genç adamın elleri sevdiği kadının yanaklarına dokundu varlığına inanamayarak.Sonra dudaklarına eyildi usulca.Kokusunu içine çekti.Gerçekti bu kez çünki rüyalarda kokular duyulmazdı.Ensesinden tutup kendine çekti kızı ve birleştirdi dudaklarını kızın dudaklarına.Dudakları yap bozun eksik parçaları gibi bir birini tamamlarken yağmur sanki bunu anlamış gibi hızını dahada artdırdı gök yüzü iki aşığın kavuşmasını bayram eder gibi gürledi.Ve adamın mavi hareleri kadının elalarında açtırdı kuru bir çölde açan ilk ARAF ÇİÇEĞİNİ....
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
İki yıl önce (ekim)
Genç kız koşarak çıktı üniversiteden hava karnlıktı ve evine dönmek için bineceği son otobüsün kalkmasına sadece on dakika kalmıştı.Merdivenleri koşarak inerken bir taraftan uzerine elindeki ince montunu giyinmeye çalışıyor diyer yandanda gözlerinin önüne düşen sarı saçlarını çekmeye çalışıyordu.
Tam okulun kapısından çıktığı sırada cep telefonu çalmaya başladı kafasını çantasına sokup telefonu bulana kadar okuldan çıkmıştı bile.Telefona bakınca yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu..."Kankaların en minnoşu nasılsın?"
"İyiyim X large minnoşum sen nasılsın?"
"Sürünüyorum...kanka ben durağa gidiyorum konuşamıyorum şimdi eve geçince ararım tamam mı can içim?"
"Tamam bitanem görüşürüz"
"Öptüm"
Telefonu kapatıp cebime koyduktan sonra durağa çok az kaldığını gördüm ama o da ne aman yarabbim o giden benim otobüsüm olamaz değilmi?
Genç kız durağa ilerleyip bir dolmuş falan geçer ümidiyle beklemeye başladı ama burnunun ucuna düşen yağmur damlasıyla oda son buldu bu vakitde helede yağmur yağarken bırak dolmuşu bir Allahın kulu bile geçmezdi bu sokaktan.El mahkum ellerini cebine sokub yürümeğe başladı.Evine gitmek için en hızlı yol ara sokaklardan en az bir saat yürüme mesafesindeydi ama bu saatde ordada it kopuk olurdu diye düşünsede fazla durmadı üzerinde ve yürümeğe devam etdi.Girdiği ilk sokaktan sesler gelmeye başlayınca kafasını uzatıp baktığında gördüyüne inanamadı.Araksı ona dönük olan uzun boylu bir adam karşısın da diz çökmüş bir adamın kafasına silah dayamıştı.Ne olduysa o an oldu silahın o tok sesi ve genç kızın çılığı bütün sokağı doldurdu.
Araf duyduğu sesle arkasını döndü sokağın başında genç bir kız onun işlediği cinayeti görmüştü.Hemen adamlarına işaret verdi cesedi almaları için.Kendiside kıza doğru yaklaşmaya başladı.Genç kız üzerine gelen dev ile koşmaya başladı.Arkasında duyduğu 'dur' emrini duymamayı seçti Nergis bu sokaktan kaçıp polise gitmeliydi ama ayağına takılan taşla bütün düşüncesi alt üst oldu.Düştüğü yerden kalkıp kaçmak isterken bu seferde dizleri ona ihanet etdi ve kalktığı yere tekrar oturdu.
Araf kızın ensesindeki saçlardan yapışıp kızı kaldırdı.Kulağına en ölümcül ses tonuyla fısıldayarak