28 ördü kader ağlarını

8.2K 346 2
                                    

meva mutfak işlerini eskisi gibi olmasada yapıyordu rüzgar çoğu zamanını alıyordu mutfağa onun için ana kucağı almıştı annesi iş yaparken onu izliyordu bazen salona çıkıyodu

şöminenin üstünde devasa bir melih ve ateşin portresi vardı bazen kimse yokken ateşin gözlerini burda seyrediyordu rüzgar
bebeğin  kulağına bu senin baban demek istiyordu ve

...annesinin aşkı benimi izlersin aşkımın tatlı meyvesi sendemi  baban gibi yakışıklı ama  annen gibi aşçımı  olacaksın ha can bebeğim

düşe kalka rüzgar iki yaşına gelmişti sanki ateş mevayı hiç bırakmamıştı  her gözlerine bakışında içi eriyordu bir dakika bile  unutmak mümkün değildi ateşi

geçen iki senede meva nın körpeliği gitmiş biraz daha güzelleşip olgunlaşmıştı   artık örgülü  saçlı değildi   bu  hali daha çekiciydi
rüzgar yavaş yavaş konuşmaya başlamıştı anne baba diyordu

bu melihi çok mutlu ediyordu içinden artık mevaya  evlenme teklif edebilirim bu  iş  tamamdır yarın  şehir   merkezinden  pırlanta bir yüzük alırım güzel bir yere yemeğe götürürüm
orda teklif ederim diyordu aklından

o gece büyük anne büyük bir  kalp krizi geçirmişti melihin hastanesine kaldırılmıştı yoğun bakımdan çıkmamıştı hayati tehlikesi vardı melih dayısına durumu bildirmişti faruk bey canan hanımla gelmişti hastaneye biraz kendine gelmişti nazlı hanım

..oğlum geldinmi beni burdan çıkarın oldum olası hastanelerden
nefret ediyorum ben evimde ölmek istiyorum

..tamam ana sultanım yorma kendini ölmeyi nerden çıkardın   uzun zamandır seyyahatde olduğum için seni ihmal ettim beni bağışla

..anneciğim sen çok güçlü bir kadınsın bu hastalığıda atlatacak
eskisinden daha iyi  olacaksın

..yok yavrularım bu sefer bu hastalık beni bitirecek ama  burda
ölmek istemiyorum beni yatağıma götürün sizden isteğim tek bu

faruk bey istanbuldaki eve götürüyordu  nazlı hanım çiftliğe gitmek istedi. melih havadan helikopterle gitsede yolda ölür demişti

..beni evime götürün son kez torunlarımı görmek istiyorum

..tamam büyük anne odanı meva ya hazırlattım

..melih sen meva mı dedin şu ateşin düğününden kaçan  aşçı kız o  bu zamana kadar çiftliktemiydi pes yani

.neyse yenge meva nın sırası değil hemen büyükannemi burdan
çıkarmalıyız  ben işlemleri yapacağım

melih meva ya durumu anlatmıştı şimdi  bütün yıldırım ailesi
çiftliğe geliyordu meva nın korktuğu başınamı gelecekti ama
meva nın orda olduğunu geçte olsa öğreneceklerdi

meva nın aklı karışmıştı ve hiç bir şey düşünemiyordu  hatta çiftlikten oğlunu alıp ayrılmayıda düşündü  ama melihin yaptığı
iyilikler ne olacaktı meva hayatında  kendine yapılan iyiliğe hiç
bir zaman  nankörlük yapmamıştı.

ambulansla nazlı hanım  gelmişti çiftliğe peşinde arabalarıyla
faruk bey ve canan hanım  melih bey  sağlıkcılar hastayı odasına yatağına koymuştu zor nefes alıp veriyordu melih başından bir  ara ayrılmıştı mutfağa meva nın yanına geçti

...meva  hiç bir şekilde ne olursa olsun   saklanma kendini kötü mahçup  hissetme alnın açık bir şekilde kendini  göster  korkma
ben her zaman yanındayım

..melih bey çok korkuyorum ya ateş beyde gelir durumu anlarda
ya rüzgarı benden alırsa ben ne yapacağım  hayatta tek yaşama
sebebim oğlumdur

...korkma meva rüzgar ikimizin oğlu  ben. her zaman senin ve rüzgarın  yanındayım

meva nın gözlerinden yaşlar akıyordu ve   iç çekerek   bir yandan elinin tersiyle yüzünü silerken

...neden neden bana bu kadar iyi davranıyorsun ben bu kadar değerli biri değilim sizin bu iyilikleriniz yüzünden ben  çok mahcubum çokta utanıyorum

...neden öyle söyleyipte beni incidiyorsun  ben sana baktıkca eskiden yaşadıgim  kendi sefil yaşamım geliyordu aklıma bende annesiz babasızım yani  ikimizinde tutunacak dalları yok  bu yüzden ben  bu küçük anne ve oğlundan  artık  sorumluyum  

...be ben sizin için  ne yaptımki  hep ayak bağı oldum  size kendimi  asalak yapışkan biri  olarak görüyorum melih bey

meva daha  konuşacaktı melih iki parmağıyla meva nın dudaklarının üstüne  sus dergibi  koydu ve devam etti

..üç yıldır beraberiz aynı masayı aynı evi aynı havayı ve rüzgarı paylaşıyoruz   şu bey sözü epeydir canımı sıkıyor  bana artık sadece melih demeni istiyorum

faruk bey ateşi aramıştı  annesinin son zamanlarının olduğunu
gelip son kez görmesi gerektiğini söylemişti  ateş  bütün işlerini
bırakıp buse yi de  almadan çiftliğe gelmişti  

mutfağın kapısı açık olduğu için  salona giren ateş  melih ve mevayı samimi bir halde  görmüştü ve melihin  mevaya son söylediklerini duymuştu

salonda âdeta donmuştu  ateş ayakta kalmıştı yere baktı iki elini
sıkarak yumruk yapmıştı  ne oluyordu ateşe bir an rahatlayan
vicdanı  şimdi anlamadığı bir haldeydi içinde kasırgalar kopardı
ayten bağrarak iniyordu merdivenden

...melih bey büyük hanımın durumu ağırlaştı  faruk bey  sizi istiyor    çabuk olun

melih aytenin sesiyle salonda duran  yüz ifadesinden birşeyler
bildiği belli olan ateşi görmüştü ama  atesin ne duyduğu melihin
umrunda değildi salona geldi ve

...abi nihayet gelmişsin  büyük anneyi bu son gördüğün olacak
çabuk yukarı çıkalım

ateş konuşmadam merdivenlere yöneldi ve odaya girince  anne ve babası   büyük  annesinin  başında bekliyordu faruk bey
belli etmeden ağlıyordu ateş içeri girince babası boğazına sarıldı
ateş fısıltı ile

..babacığım  lütfen biraz sakin ol büyük annem.şuan  seni izliyor
birşeyler söylemek istiyor izin ver  son sözlerini tamamlasın

.. ateş oğlum seni çok özledim  buse  hani nerede  melihle meva gelsin

ateşin arkasından  odaya gelen melih bu sözler üzerine mevayı
içeri çağırmıştı ve karşısında  söylediklerine tüm dikkatlerini
vermişti

..yaklaşın iki öksüzlerim ne yazikki ömrün buraya kadarmış
ateşin düğünü gördüm sizi görmek nasip değilmiş  ama ikinizin
çok mutlu olacağını biliyorum  hep mutlu kalın deniz bakışlı
rüzgarıma iyi bak meva

büyük annesinin  neden bahsettigini anlamaya çalışıyordu ateş
ne yani meva melih le evlenecekmiydi   bu rüzgar da kimdi

...ateş  oğlum evlendikten sonra işkolik oldun benim gözümden
kaçmadı buseyi ihmal etme tamammı oğlum oğlum kızkardeşin
beni çağırıyor

bir iki defa  kim var orda kim diyerek bağırdı nazlı hanım ve son nefesini verdi gözleri açık kalmıştı meva nın korktuğu her hali
belliydi faruk bey ağlayarak annesinin gözlerini kapattı ve üstüne çarşafı çekti




Tutamadım ellerin yağmur olsun,
Sarıp da doyamadım..
Öpemedim gül tenin baharın olsun,
Sevip de kanamadım..
Ördü kader ağlarını,
Kırdı yine kollarımı al,
Bir canım var al senin olsun...
Ördü kader ağlarını,
Kırdı yine kollarımı al,
Bir canım var al senin olsun
Kokladığım saçların rüzgarım olsun,
Estim de varamadım..
Bakamadım gözlerine

KÜÇÜK ANNE  (tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin