Boş ve loş bir mekandı sokağın sonundaki kafe. Garsonların bezginliği yüzlerine yansımıştı. Mecburiyet hali sanki maddeleşmiş ve bu kafedeki garsonlar olmuştu adeta. Safir, tam karşısında duran duvar saatine baktı saat 23.12 . Üç dakika sonra aylardır beklediği şeyi alacak ve yaşamaya çalıştığı bu şehirden çok uzaklara gidecekti. Zordu hem de çok zor. Bunca sene dayanabilmiş bu acıyı çekebilmiş olmasına şaşırıyor bir yandan da cesareti için kendiyle gurur duyuyordu. 20 yaşındaydı Safir. Gençliğinin baharından çiçekler toplayacağı yerde çöp kutularından kağıt topluyordu. Genç bir delikanlıydı. Gözlerinde yeşilin acı bir tonu, yüzünde derin kesik izleri, gözaltlarında koyu halkalar....
Adam kapıdan girdi. Safir hemen ayağa kalktı , dikkatle bakıldığında birilerinden bir şeyden kaçınıyor gibiydi . Sürekli arkasına bakıyordu. Sanki birilerinden korkuyor diye geçirdi içinden Safir. Vefa Abiydi işte kim bilir kendini hangi işe bulaştırmıştı.
Hemen anlatmaya başladı. Safir onu can kulağıyla dinliyordu.
-Yarın saat 5.45'te orda ol.... Yeşil bir tekne, üzerinde 'SAFİYE3' yazıyor. ..Yaklaşık 15 kişisiniz. Kimseyle konuşma, kimseye güvenme... Vardığında mavi kazaklı bir adam seni bekliyor olacak, kalan parayı ....ona ver. Sana kalacağın yeri gösterecek. Adama dikkat et ....seni kandırmasına izin verme. Olcay şerefsizdir. Ona inanma... Artık gerisini sen halledersin.
Sesi kesik kesikti. Bayağı koşmuş olmalıydı.
-Tamam Vefa Abi. Allah senden razı olsun. Bir yamuk olmaz demi.
Dedi Safir biraz mahsunca
-Ayıp ediyorsun Safir ne yamuğumuzu gördün. Tamam biraz it kopuğuz da en yakınımıza yamuk yapacak değiliz ya. Bak olum elimde büyüdün sen benim. Abin en yakın arkadaşımdı. Rahmetli seni bana emanet etti.
Safir in aklına ağabeyi Pamir geldi. Gözleri doldu Safirin. Ağabeyinin yüzü düştü aklına. Kalın siyah kaşları parlak ela gözleri, insanın içini ısıtan o gülüşü. Şimdi uçuyordu sanki bulutlarda kahkahası o hırçın deniz almıştı gözlerinin önünde canını, can parçasını. Çaresizliği işte o zaman tattı Safir. Ağabeyi gözlerinin önünde can verirken.
Safirin halini gören Vefa yanlış bir şey yapmış gibi
-Safir oğlum hadi aş artık şu yasını. Tamam biz de çok severdik Pamir'i ama ne yapalım olum be ölüm işte geçemiyorsun ki önüne
- Dayanamıyorum Vefa Abi anla beni. Pamir abim bana baba oldu anne oldu. Yetimhanede hayat kolay mıydı sen söyle? Ne acılar çektik. Pamir abim olmasaydı dayanamazdım abi yaşayamazdım
Vefa Safirin gözlerine baktı
-Bana bak Safir. Kendine yeni bir hayat kuracaksın. Geçecek her şey. Sen kendine aile kuracaksın olum. Bizim gibilerin sahip olmadığı bir aile. Biz beceremedik adam olmayı bak şimdi köşe bucak kaçıyorum. Niye? Soktuk kendimizi biz bokun içine çırpınıyoruz. Sen böyle olmayacaksın Safir bizim gibi olmayacaksın.
Safir cesaretine cesaret kattı. Vefa'nın önünde dimdik durdu
-Sağol abi sen de olmasan
- Ben varım Safir ben varım. Hass.. gitmem gerek. Şerefsiz Selami. Hadi koçum kendine dikkat et
Tam kapıdan çıkıyordu ki bir şey unutmuş gibi geri döndü
-Bak olum kimseye güvenme anladın mı?
- Anladım abı
Yarın yeni bir gün. Evet Safir için bu tam manasıyla böyleydi.
Yeniden doğmuş gibi hissediyordu kendini.
'Benim adım Safir ' dedi kendine
'Benim adım Safir'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAFİR'İN ÖYKÜSÜ
Chick-LitÇaresiz ve acı dolu bir yaşamdan yarının ümidine uzanan duygu dolu bir yolculuk. 20 yaşındaki Safir'in umut dolu yaşam öyküsü..