8.Bölüm

287 15 8
                                    

+Eee gençler benim ailem... ben küçük iken ölmüştü ya
Yasemin merak ile
+Evet
-Şey aslına ailemden birisi yaşıyordu
+Ciddi misin ?
Buse başını yere eğdi ve kafasını sallayarak evet işareti yaptı
Yasemin derin bir nefes aldı ve:
+Şuan dünyada bir salgın olmasaydı sana kızardım ama sana kızamıyorum !
Kızım senin için- ya da herneyse
Burak:
+Nerdeler peki ?
-Bornova tarafında
+Peki o kim ?
-A, annem
İkiside derin bir nefes aldı ve kendilerini sakinleştirdiler.Buse üzülmüştü.Bende ona sarıldım ve kulağına fısıldayarak:
+Merak etme bir şey diyemezler
Buse'de kafası sallayarak bana sarıldı.

...
Bir müddet sonra

Ben dışarıyı pencereden gizlice gözetliyordum.Buse yanımda üzgün bir şekilde oturuyordu diğerleri ise odada uyuyordu.
Buse'ye döndüm ve:
+Ne oldu
-Baksana bana kızdılar
Elimle boşver işareti yaptım
-Peki ... ben uyumak istiyorum.
Kafamı olumlu anlamında salladım
Buse'de beni boynumun altından öpüp yattı.Bu evde ki yorganı onun üzerine örttüm.Bir yandan Buse'ye bakıyor ve bir yandanda dışarıya
...

Saat gece 4 olmuştu biz Burak ile anlaşmıştık sıra sıra dışarıyı kontrol edecektik.
Gidip sessizce Burak'ı uyandırdım
Ve:
+Hadi sıra sende
-Saat kaç ?
+04.00
-Tamam da sen yatıcak mısın şimdi ?
+Evet,ne oldu ki ?
-Yok bir şey ya soru sadece
+Peki ben yatıyorum dikkatli ol zombiler gelirse beni uyandır ve onlara gözükme ayrıca sessiz ol
Sıkılmış bir şekilde;
+Off tamamm
Dedi
Ben Buse'nin yanına gittim ve uyumaya çalıştım

...

Uyanmıştım ve Buse yanımda çok güzel bir şekilde uyuyordu bende yanağına bir öpücük kondurdum.Buse'nin gözleri açıldı bana baktı ve gülerek:
+Günaydın sevgilim.
-Sana da güzelim.
Buse yerinden doğruldu ve yatağında oturur hale geldi bende kafamı bacağına koydum ve onun güzel gözlerinin içine baktım.Elimi yanağına koydum ve:
+Sana zarar gelse ne yaparım ben !
-E bende sevgilimi biliyor isem o beni sonsuza dek koruyup sevecektir.
Tebessüm ettim bende olduğum yerden doğrulup Buse gibi oturdum.Buse kafasıyla içeriye gidelim diye işaret yaptı ve bende:
+Hadi gidelim
Dedim ve Buse'nin elinden tuttum ve içeriye böyle girdik
Ben koltuğa doğru yönelirken Buse onu tuttuğum eli çekti ve lavoboya getirdi.Bende yüzümü yıkadım ve havluya sildim.Buse yine geçen gün ki gibi elini belime koyup sarıldı.Bende tebessüm ettim ve:
+Hadi yüzünü yıka da gel içeriye
Kafasını olumlu anlamda salladı ve içeriye geçtim. arkamdan da Buse geldi ve yanıma oturdu.
Herkes susmuş oturuyordu.Burak
ayağa kalktı ve:
+Ben yatıyorum sabaha kadar bekledim,uykum var !
Ben ona şaşkın bir şekilde baktım o da güldü ve uyumaya gitti.
Bu arasa ise havaya baktığım da hava güneşliydi.Aklıma hemen burdan gitmek geldi ve Yasemine dönüp:
+Bugün hava gayet iyi yola koyulalım
-E ama Burak uyumaya gitti.
+Sizde dinlenin 1 saat sonra yola çıkarız
Buse ise:
-Peki nereye gidicez
+Sanırım yine o patikaya
-Ama orası çok uzak
+Ama orası güvenli
Yasemin bana baktı ve:
+E şu zombi filmlerinde insanlar için güvenli yerler var ya onun gibi olamaz mı ?
-Ne gibi ?
+Metro ?
-Aslında haklı olabilirsin radyodan fln dinleyebiliriz.Bekleyin bende eski bi radyo olucaktı.
Gittim ve radyoyu dolapta aramaya başladım ve buldum da.Hemen içeriye geçtim ve bütün radyo kanallarını sıra sıra dinliyorduk
En az bir 30 dakikalık aramadan sonra bir anons bulduk ve bir kız sesi
+Merhaba şuan bizi duyuyorsanız lütfen evka3 metro istasyonuna imkanınız varsa geliniz şuan 282 kişiyiz duyurulur...
Ve bunu tekrarlıyordu
Yasemin:
+Gidelim !
-Çabuk olun o zaman Yasemin Burakı uyandır.
Yasemin kafasıyla olumlu anlamında salladı ve Burak'ı uyandırıp olayları anlattı.Bizde Buse ile eşyaları topladık
(Yemek,Yorgan vs.)
Hemen dışarıyı kontrol ettik ve çıktık.
Biz Buca'daydık evka3 ise Bornova da
Hemen yola koyulduk.Bizi uzun bir yol bekliyordu

...

Çok fazla yürümüştük ve yorulmuştuk.Orada bir Klübe gördük ve ona dinlenmek için girdik küçük bir klübe idi işte.
Buse yorgun bir şekilde:
+Daha ne kadar
-Az kaldı merak etme !
Dinelendik ve tekrar yola koyulduk

...

En sonunda varmıştık metroya.
Metronun girişi Tahta ve demirlerden oluşan bir kapı ile kapatılmıştı.Ben silahımı çıkardım ve kapıyı tıkıldadım.Kapıdan kilit sesi geldi ve açıldı
Bir asker çıktı karşımıza ve bizi kontrol edip:
-Önce o silahını indir genç sonra gelin içeriye
Silahımı indirdim ve içeriye geçtik.
O bize kapıyı açan asker yanımızda durdu ve :
-Ben Yüzbaşı İbrahim
Ve yeni gelenlere görevim etrafı gezdirmek
Ben ise merak ile :
+Peki çok mu bu yerler ?
-Aslında size yemek alıcağınız ve yatacağınız yeri göstereceğim onun dışında bir de elektrik hatlarının bulunduğu bölge var ama orayı gezdirmiyoruz.
+Peki
Yüzbaşı bize nereden yemek alıcağımızı ve nerede kalacağımızı gösterdi.Bu arada kalacağımız yer metronun durağı idi herkes yerde yatıyordu bizde öyle yapacaktık.Yüzbaşı bize köşe tarafı vermişti.Hemen oraya kendimizce kurulduk.Yer yataklarımı yaptık ve eşyalarımızı yanlarımıza koyduk.
Ve dinlenmeye başladık

...

"Hadi Yemek vakti!!"
Herkes ayağa kalktı ve yemek verilen yerin önünde sıra oluşturmaya başladı.Bizde onlara ayak uydurduk.
Sıra bize gelmişti.Yemekte 1 tane haşlanmış patates ve 1 dilim ekmek vardı.Ben yine de şükür ettim en azından yemeğimiz vardı.
Hemen yataklarımıza geçtik ve yemeğimizi yedik.

...

Bir müddet sonra Yüzbaşı İbrahim bize eliyle gelin işareti yaptı.
Bizde hep birlikte ayağa kalktık ve Yüzbaşının yanına gittik.
Yüzbaşı bize:
"Şimdi öncelikle size şunu söylemek isterim ki,sizi çağırma sebebim burada fazla genç yok o sebep ile çağırdım.İkinci olarak beni takip edin"
Yüzbaşı bizi elektrik hatlarının bulunduğu bölgeye doğru götürüyordu.Burası gezi alanında değildi !
Yüzbaşı durdu ve karşımızdaki kapıyı açtı.Biz etrafa bakınarak içeri girdik.Buse'yi yanıma aldım ve durduk.
Yanımıza bir adam geldi önce bize baktı ve sonra yüz başına bakarak:
"Söylediğin gençler bunlar mı ?"
Yüzbaşı geri çekildi ve :
"Evet bunlar,sen ne yapıcaklarını anlatırsın ben dış kapıya gidiyorum bir sürü aylak varmış !"
Karşımızda ki adam kafa salladı ve bize dönüp :
"Benle gelin gençler"
Bir masaya geldik ve oturduk.
Adam bize baktı ve:
"Öncelikle şunu diyeyim ki ben Mustafa burada ki metronun kondüktörüyüm.Şimdi burada ki elektrik hatlarını işçilerimiz bitirdi ama şöyle bir şey var ki bize büyük bir jeneratör lazım.Bu ise şu harita da var.
Bana bir harita verdi kolay ve basit bir çizimi vardı.Ayrıca kırmıza çizgi olan bölgelerde aylakların fazla olduğunu söyledi.
Bizim ekipe baktım ve :
"Hadi gidelim"derken Mustafa boğazını temizledi ve aslında hepinizi göndermeyi düşünmüyorum burada 4 genç var hepinizi bir arada ölmesine izin veremem ! O yüzden sen git"
Dedi bana bende bizim ekipe baktım ve onlara sordum:
"Gitmelimiyim sizce ?"
Yasemin ayağa kalktı ve Mustafa'ya bakıp:
"Peki siz bize bildiğimiz illa ki öleceksiniz diyorsunuz ama !"
Mustafa sırıttı ve :
"Yaşama ihtimaliniz de var ve bu GENÇ zorunluluk ile gidecek"
Ben Mustafa'ya dik bir şekilde baktım ve :
"Bana ufak bir ihtimal veri-"
Sözümü kesti ve
"Yanında askerlerde gelicek,
Bu arada onlar gitsin diyorsan burada ki askerleri  sadece 1 tanesi genç kusura bakma ama ne yapabiliriz burada hız çok önemli"
Kafamı olumlu anlamında salladım ve dışarı çıkıp yattağımız yere gittik.Buse yanıma oturdu ve sarılarak:
"Lütfen gitme lütfen"
Bunu söylerken ağlama gibi bir ses tonu vardı.Yüzüne baktım ve ağladığını gördüm gözyaşlarını sildim ve:
"Merak etme o jeneratörü alıp geleceğim ve ölmeyeceğim !Ayrıca sana sözüm var seni asla bırakmıycam sevgilim !"
Buse bana sarıldı ve bende ona sarıldım ve Yüzbaşı Arda buraya gel.
Buse'ye uzuncasına bir öptüm ve Yüzbaşının yanına gittim.Yüzbaşı bana bir mac-10 verdi ve 1 tane de  şarjör verdi.Ve oradan bir genç asker:
"Geldim komutanım" dedi ve yanımıza geldi.Yüzbaşı bize isimlerimizi söyledi ve hemen yola koyulmamızı söyledi.Buse'ye baktım ve el sallayıp yukarıda ki dış kapıya gidip kapıyı açtık.
Yola koyulmaya hazırdık.Yanımda ki askerin adı Ali idi.Onunla el sıkıştım ve
"Hadi o zaman başlayalım"
Dedik ve yola koyulduk

...

Bölüm sonu

Bu arada bu bölüm biraz daha uzun olmuş hadi hayırlısı 😁
❤🇹🇷❤

ZOMBİ SALGINIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin