[Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.~]
"Hey!" Kyungsoo önden hızlı hızlı yürüyen Jongin'e bağırdı. Ama uzun olan onu umursamamıştı. "Jongin bekle beni!"
Kyungsoo ayakkabısının bağcığını bağlarken bağırdı ama diğeri onu umursamadan hızlıca yürümeye devam ediyordu. Sabah zillerini çalmış ardından Kyungsoo'ya bakmadan bir anda yürümeye başlamıştı.
"Jongin!" Ayağa kalkıp önündeki gence doğru koştu, yetiştiğinde kolundan tutup çekmiş ve kolunu ters çevirerek sırtına yaslamıştı. "Yah! Sana sesleniyorum!"
"Aah, Kyungsoo bıraksana be kolumu!" Sabahtan beri sessiz olan genç acıyla bağırdığında Kyungsoo kolunu serbest bıraktı ve önüne geçti.
"Niye görmezden geliyorsun beni?" Kaşlarını çatarak sorduğunda Jongin gördüğü şeyle gülümsemişti.
"Hey.." gülüşünü saklamaya çalışırken söylediğinde, Kyungsoo'nun kaşları daha da çatılmıştı. Gözleri üstünde dolaştı. "Ne? Ne var?" Yeniden uzun olana baktı. "Neye gülüyorsun?"
Jongin gülümsedi ve Kyungsoo'nun saçlarını karıştırdı. "Şirin." Ardından kısa olanın omzuna kolunu atıp kendine çekti.
"Ne?" Soru işaretleriyle ona bakan küçüğü hissedebiliyordu.
"Montun diyorum.." kyungsoo'ya döndü ve burnunu parmaklarının arasına alıp hafifçe sıktı. "Şirinmiş. Ben de almak istiyorum, çıkışta nereden aldıysan beni de götür."
Kyungsoo yanaklarını şişirdi ve siyah şişme montuna baktı. "Ciddi misin? Bunu beğendin mi yani?"
Jongin omuz silktiğinde Kyungsoo da iç çekti. "Sen de bir garipsin.."
Jongin kendi kendine sessizce güldü. Kyungsoo'nun bu kocaman şişme montun içinde kaybolması hoşuna gitmişti, küçük olanı oldukça sevimli gösterdiğini düşünmüştü.
Görür görmez Kyungsoo'ya attığı tribi bile unutmuştu. Küçüğün bu farkında olmadığı cazibesi onun zayıf noktası olmuştu.
*
Öğle arasıydı, Sehun kendine ve Kyungsoo'ya çikolatalı süt almaya gitmişti. Jongin ve Kyungsoo da bahçede oturuyorlardı. Güneş vardı ama hava oldukça soğuktu.
Kyungsoo montunu burnuna kadar çekmiş puf koltuklar gibi salmış bir şekilde oturuyordu. Jongin de arada parmaklarını küçük olanın montuna bastırıp çekiyordu. Bu da Kyungsoo'yu sinirlendiriyor esmer olana saldırıp duruyordu.
"Ya vücudumu deldin be!" Kyungsoo bağırdığında Jongin keyifle güldü. Küçük eller onu uzaklaştırmaya çalışıyordu ama Jongin'in büyük ve güçlü ellerini savuşturmak kolay değildi.
"Keşke biraz daha uzun olsaydı boğazı da kabuğuna giren kaplumbağa gibi yok olsaydım bir anda.." Söyledi ve kafasını oturdukları banka yasladı, geriye doğru. Kulaklıklarını taktı ve sevdiği bir şarkıyı açıp gözlerini kapattı.
Jongin ise bir şey demeden onu izlemiş, ardından kollarını banka yaslayıp, kafasını da kollarının üstüne koymuş küçük olanın nefes alış verişlerini, huzurla gözlerini kapatıp uyumasını izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kyungsoo's Messages // KaiSoo Texting
ContoJongin ve Kyungsoo iki senedir evliydi, yine bir akşam beraber oturuyorlarken Kyungsoo Jongin ile çocukluk mesajlaşmalarını buldu.