Cinnia FİNAL 3/5

96 2 0
                                    

Annemin ölümü beni tabi ki etkilemişti ama niyeyse sanki kendimi onun ölmesine hazırlamışım gibi hissediyordum... Belki de Samme'nin köyünden sağ çıkacağımı düşünmediğim için anneme bir an önce kavuşacağımı düşünüyordum o an.Bilmiyorum.
Köye hepten yaklaşmıştım. Virajlı yollardan gidiyordum... Hava karanlıktı , etrafta kimse yoktu.Çıt dahi çıkmıyordu.
Son viraja döndüm ve arabaya yolun iki tarafından çakıl taşları fırtılmaya başladı... Nerden geliyordu nasıl oluyordu bilmiyorum ama kıyamet gibi çakıl taşı yağıyordu.
Virajı dönene kadar arabanın her yerine taş atıldı , ön cam çatlamıştı ve sonunda virajı dönmüştüm.
Sadece 8-9 tane hanenin olduğu bir köydü... Gözüme ilk çarpan şey köyde mezarlığın ve camiinin olmamasıydı.
Bütün lambalar sönüktü... Sanki terk edilmiş gibiydi ama evlerin içindeki gölgeler belli oluyordu...
Cinniler gözükmeye başladığından beri arapçayı yavaşça sökmüştüm... Nelerin konuşulduğunu anlayacak kadar arapça biliyordum.
Köyde arabayla gezerken full'e yakın olan depo birden bitmişti... Diğer evlerden daha büyük , konak benzeri bir evin önünde kalmıştım.
Bu cinlerin bir oyunuydu , hissedebiliyordum...
Arabayla yanaşıp , konağın kapısını tıklattım... Pencereden küçük bir kız çocuğu kafasını uzattı...
Eliyle sessiz ol hareketi yaptı... Pencere arkasındaki gölgeler çoğalmıştı... Evin içinde bir kabile cinni vardı. Belli oluyordu...
Konağın kapısı yavaşça açıldı... içeriye doğru girdim.
Çok eski bir konaktı , dışarıdan iyi gözüküyordu ama içeriye girince bir canlının yaşayamayacağı kadar kirli olduğunu fark ediyordunuz.
Ortalığı izliyordum... O sırada gözüm yüzüğüme ve muskaya takılmıştı... O muskayı ve yüzüğü bana annemin katili olduğundan şüphelendiğim bir çocuk vermişti... Annemin katili ya Samme ya da oydu.
Yüzüğü parmağımdan çıkardım , muskayı gelişi güzel bir yere fırlattım ve ellerimi açıp dua etmeye başladım...
Konağın içinden sesler yükseliyordu , cebimden o güne kadar okuduğum Aranice duaları teker teker okudum.
Konağın içindeki gölgeler birer birer kayboluyor , acı dolu çığlıklar atıyorlardı...
Şaşırmıştım...
"Bunu ben nasıl başarıyorum.." diye düşünürken konağın kapısından Samme'nin geldiğini , bana doğru yürüdüğünü farkettim...
Dünyanın en güzel gözleri , en güzel saçları , en güzel yüzüydü... Gülerek bana bakıyordu.
Uzun bir elbisesi vardı ayaklarını göremiyordum ama umrumda değildi.Tek istediğim şey bir an önce onun yanına gitmekti.
Dua etmeyi bırakıp karanlık odaya Samme'nin yanına doğru yürüyordum...
Elleriyle "Gel" işareti yapıyordu... Ağır adımlarla gidiyordum yanına o sırada ayağımın tökezledi... 1-2 saniye adım atamadım ve kafamı tekrar Samme'ye çevirdim.
Kendimi görüyordum... Dünyanın en korkunç manzarası bir insanın kendini dışardan görmesidir...
Ağır adımlarla Samme'ye doğru yürüyordum... Sanki orada 2 Feres vardı... Hangisi bendim onu bile anlamıyordum...
Tekrar dua etmeye başlamamla o ifritlerin şeytani yüzünü gördüm. Bana doğru dönmüşlerdi... Karanlıktan çıkıyorlardı.
Başları öne eğilmişti yüzlerini görmüyordum ama kas katı kesilmiştim... Konaktan dışarıya atamıyordum kendimi...
Samme ve kendi suretimdeki cinni ağır adımlarla yanıma geliyordu.

CinniaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin