"Bunu bastırman gerek sevgilim."
"Sanmam,bunu biz ikimizin anısı olarak tutmak istiyorum açıkcası." dedi kumral ve gülümsedi saçları yeni yeni çıkan ve alnında biten sevgilisine.
Başını anlayışla salladı Dylan ve elindeki dosyayı yanındaki masaya bıraktı.Karşısındaki sevgilisine baktı.
Thomas oturduğu yerden biraz önüne kaydı ve burnuna bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum."
"Seni seviyorum."
Önce Dylan dudaklarını minik bir şekilde değdirdi ve çekti.Nefesleri birbirine karışıyor lakin öpüşmüyorlar,yalnızca dudaklarını birbirilerine değdiriyorlardı.
"Bunu hep söyleyeceğim,bıkmadan,tekrar tekrar...Sana aşığım."
Bir nefes verdi ve kıkırdadı Thomas.Ve işte o zaman dudaklarını sertçe bastırdı sevgilisinin dudaklarına.Gerçekten,gerçekten uzun süren bir zamandan geçmişlerdi ve birbirlerine ait olduklarını hissettikleri zamanlardan biriydi bu,belki de en özeli.
Beraber oldukça zorlu bir yoldan geçmişlerdi.Başarmışlardı da,iyi bir sondu onların hikayesi.
"Sevgimi saç köklerine sakladım sevgilim.Onlar büyüdükçe,benim de sevgim büyüdü." dedi ve bir kez daha tutkuyla öpüştüler.
Yataklarına attılar kendilerini ve nefesleri kesilene kadar doya doya birbirlerinin dudaklarını emdiler.
Sonunda ikisinin de dudakları şiş ve saçları karışıkken gülümsediler birbirlerine.
"Beraber bir şey yapmak ister misin sevgilim?" dedi Thomas ve elini sevgilisinin yanağına koyup okşadı yavaşça.
Başını salladı Dylan ve hınzırca gülümsedi. "Starbucks'a gidelim."
-SON-
Elimden geldiğince güzel bir final yapmaya çalıştım lakin yine kısa ve yetersiz oldu şahsen.Yeni bir hikaye yazma isteği ile hemen bitirdim,özür dilerim.
Okuduğunuz için teşekkürler.Dylmas ile kalın.
🌈
YOU ARE READING
starbucks//dylmas ✓
Fanfictiondylanan:seni öpeceğim thomasthetrain:ne diyon manyak - fluff bir hikaye :') biraz da texting