O İYİ OLUCAK! OLMAK ZORUNDA!

3.2K 151 22
                                    

Birinin beni dürtmesiyle uyandım gözlerimi açtığımda bu kişinin Anıl abim olduğunu fark ettim. Ve kemerimi çözüp uçağın çıkışına doğru ilerledim diğerlerinin ellerinde valizlerle bizi beklediğini fark ettiğimde hızlı adımla yanlarına ulaştım hava alanından çıktığımızda şoför bizi bekliyodu direk arabaya bindik.

Yolculuğumuz çok sessiz geçmişti. Arabadaki tek ses kısık bir şekilde çalan şarkıydı daha yolumuzun uzun olduğunu bildiğim için kulaklarımı takip şarkı dinlemeye başladım.

(Medyada)

Araba durduğunda geldiğimizi anladım. Direk hastaneye gelmiştik valizlerimizi soför eve bırakıcaktı.

Derin bir nefes aldım ve hastanenin girişine doğru yol aldım. Benim hareketlenmemle abimlerde peşimden geldi ve içeri girdik. Abimler babamın yerini öğrendiklerinde direk asansöre yöneldik.

Asonsör resmen beni boğuyordu nefes alamıyordum duvarlar üstüme üstüme geliyodu. Bayılıcakmış gibi hissediyordum ama dayanmalıyım bunca derdin arasında bir de benim derdime düşmesinler.

Aral abim iyi olmadığımı anlamış olucak ki destek vermek istercesine kolumu tuttu. Ona bakıp gülümsedim.

Babamın yattıği kata geldiğimizde asönserden indik. Yavaş adımlarla ilerledim. Bacaklarım titriyordu. Kendimde ayakta durucak gücü bulamıyordum. İlk defa kendimi bu kadar güçsüzve acınası hissediyordum.

Birini kaybetme korkusunu hiç bu kadar derinden yaşmamıştım.

Bağırışma sesleri duyduğumda kafamı kaldırdım ve sesin sahibine baktım annemdi.

Annem ve babam anlaşamadıkları ve hu yüzden sürekli kavga ettikleri için ayrılmışladı . Oysaki hala birbirlerini  seviyorlar. Gözyaşlarımı silerek ayağa kalktım ve doktorun odasına doğru yol aldım.

Odaya vardığım kapıyı tıklattım ve içerden ses gelmesini bekledim. Doktorun come (gel) demesiyle içeri girdim.

-I came for Ferit ÇAĞAN.

"Ben Ferit Çağan için gelmiştim"

+What are you doing with the patient?

"Hastanın neyi  oluyosunuz?"

-His daughter. I was going to ask if I could go next.

"Kızıyım. Yanına gidebilir miyim diye sorucaktım."

+Of course you can. I do not speak with a nurse. They prepare you.

"Tabii girebilirsiniz. Ben hemşireyle konuşayım. Sizi hazırlasınlar."

-Thank you.

"Teşekkür ederim."

+But only ten minutes.

"Ama sadece on dakika."

Bir şey demeden hemen odadan çıktım ve hemşirenin yanına gittim. Beni hazırladıklarından sonra şöyle bir üzerime baktım. Mavi adını bilmediğim tamamen kapalı elbise gibi bir şey giydirmişlerdi. Kafamda da bone vardı. Acaba adı bone miydi 🤔

Babamın kaldığı odaya girdiğimde göz yaşlarıma engel olamadım. Ve ağlamaya başladim.

Yavaş adımla yanına yaklaştım ve yatağının yanındaki koltuğa oturup elini tuttum.

-Babam hadi uyan sen olmazsan kim sabah alnımdan öpüp "günaydın prensesim" diyerek uyandırıcak. Baba nolursun uyan ben sensiz yapamam. Hani o çocuklara sorulan türklerin nerdeyse kutsal sorusu olan " Anneni mi daha çok seviyosun babanı mı?" Sorusuna her çocuk "annem" derken "BABAM" derdim. Küçükken bisikletten düştüğümde 'canın yanıyo mu?" diye sorduğunda ben senin üzülüceğini bildiğim için 'hayır' derdim. Sende 'yanmasin zaten ,ben senin canının yanmaması ve ağlamaman için her şeyi yaparım.' Demiştin ya. Şu an da canım yanıyo madem her şeyi yaparsın uyansana. Nıye duruyosun, niye gözlerini açmıyosun şu an ağlamamın da canımın yanmasının da sebebi sensin. UYAN ARTIK UYANNN!!!  AÇ GÖZLERİNİ YAPAMIYORUM DAYANAMIYORUM LÜTFENN!!

Hemşire içeri girip sürenin dolduğunu söylenidiğinde babakın yanaklarından kocaman öptüm. O sırada ağzıma gelen tuzlu tatla gözlerimi açtığım da babamın gözünden yaş geldiğini fark ettim.

-Call the nurse doctor quickly!

"Hemşire doktoru çağır çabuk!

İçeri gelen doktorla birlikte beni dışarı aldılar. Camdan izlemey başladığımda doktorun güler yüzüyle karşılaştım. İşte bu iyiye işaretti. Hem de çok iyeye...

**********************
Bölümler geç geldiği için özür dilerim biraz üşengeç bir yazarınız var da. 😂

AHH ŞU ABİLER !!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin