sekiz

277 32 4
                                    

Harry's POV

Louis'e adamları seçmesini söyledim.

"Pekala beyler, neyiniz var?" diye sordum.

Louis birkaç belge çıkardı. "Bizim adamların neyi en iyi yaptığını gördük. Çoğumuzun en kuvvetli yanı, gizli işlere silahla girişmek."

"Pekala, başka?" 

Bu kez Liam bir çift belge çıkardı. "Bilgisayarlarla arası iyi olan iki adamımız var ve bir adam da korsanlıkta son derece iyi. Diğer adamlar da normal silahlar dışında başka silahlarda da iyi. Ayrıca sayısal verilerde de iyi olan adamlarımızda var, daha çok beynimiz gibi."

"Peki ne yapmamız gerek?"

"Daha çok beyin, sayısalcılar ve hackerlar." dedi Louis. "Ayrıca işleri daha gizli tutmalıyız, daha küçük, farkedilmez ve hızlı birine ihtiyacımız var. Gerçekten bunda çok eksiğiz. Esas olarak büyük adamlarımız var ama ihtiyacımız olan inanılmaz hızlı birileri."

"Pekala..." dedim, "Hepsi bu kadar mı?"

"Tüm araştırdıklarımız bunlar, şimdilik evet." Omuz silkti.

"Pekala o zaman adam bulmak için herhangi bir önerisi olan?"

Louis kafasını olumsuzca salladı. "Şimdilik yok."

"Çocukların geri kalanını arayın, birkaç tanesi tanıyor olabilir." diye emir verdim.

"Birkaç dakika sonra tüm adamlar geri döndü, Dünkü mekanla aynıydı.

"Louis ihtiyacımız olan adamların gerekçelerini oku." diye açıkladım.

Louis okuyup bize baktı.

"Sorusu olan?"

Niall, "Bir Hacker tanıyorum. Onu Mafya'ya katmak iyi olur. Sanırım benim ricam ile yapar." dedi.

"Harika, başka?" 

Zayn araya girdi. "Küçük ve hızlı biri demiştin değil mi?"

"Evet? Bir önerin mi var?" diye sordu Liam.

"Marcus," Zayn'e ve arkasındaki Liam'a baktım, kaşlarımı çattım."

"Neden?" diye sordum.

"Hadi ama dürüst olalım. Kısa, çırpı bacaklı bir çocuk. Onunla iş bağlamaya gittiğimizde benden daha hızlı koşuyordu." Omuz silkti.

Liam'a araya girdi. "Katılıyorum ama sence bunu başarabilir mi?"

Düşününce bu iyi bir fikir olmaya da bilirdi ama başka çarem yoktu. Hem belki de bu iş onun gerçekten kim olduğunu bulmama yardım ederdi.

"Onunla ben konuşacağım." Dedim.

Bütün çocuklar bana baktı ama Liam endişeliydi.

"Tüm öneriler bunlar mı?" diye sordum dik bakışları umursamadan.

Hepsi sessizleşti. "Pekala. Niall sen adamını bize katılması için ayala, umarım evet der. Liam sen Marcus ile en çok çalışan kişisin. Sende benimle geleceksin."

Geri kalan çocukların gitmesine izin verdim ve arabanın anahtarlarını aldım. Liam tam arkamdaydı ve arabaya gidiyorduk. Arabayı çalıştırıp yola koyulduk.

***

Julia/ Marcus' POV

küçük otelimdeki sandalyede oturuyordum ve McDonald's'dan aldığım cheeseburgerleri yiyordum. İyi para kazanıyordum. Hala Harry'den çok fazla para vardı ve şu an yaptığım işlerden de biraz vardı.

Birçok nedenden dolayı LA'yı terk etmek istemiyordum. Birçok insan satış yapması için satıcıya ihtiyacı vardı ve ayrıca burası gerçekten hoşuma gidiyordu. Birçok insan burayı sevmez ama ben burada iyi hissediyordum.

 Her neyse. Sonunda kapüşonlumu çıkarıp sadece pantolon ve atlet ile kaldım. Saçlarım uzuyordu ve şu an püskül gibiydi. Az çok beğendim ama dürüst olmak gerekirse uzun saçlarımı özlemiştim.

Kanalları odamdaki küçük televizyondan hızlı hızlı geçiyordum. Sünger Bob'a gelince durdum. Sinir bozucuydu, televizyonda hiçbir şey yoktu.

Kapı yüksek sesle çalındığında kapüşonlumu kapıp kafa geçirdim ve inleyerek kapıyı açtım.

"Ne sikim o-" dedim şok içinde.

Liam karşımda duruyordu ama onun yanında da Harry de vardı.

"Seni tekrar görmek güzel Marcus." Dedi Harry.

"Seni de..." dedim sessizce.

"Bizi içeri davet etmeyecek misin?" diye sordu. Neredeyse alay ediyor diyecektim.

"Tabi."

"Liam'a Burada ne sikim dönüyor? der gibi baktım. Liam omuz silkti ve içeri girdi.

Harry bir süre etrafa bakarken ben ayakta durdum.

"Uh dostum..." Dedi Liam.

Harry bakışlarını bana çevirdi. "Marcus senin için küçük bir işimiz var, bunun için buradayız."

 "Ne gibi?" Dedim şüpheci bir şekilde.

"The King's Den'e katılmanı istiyoruz."

Anında cevapladım. "Asla olmaz."

Bana baktı. "Neden?"

"Orada olduğum iki gün içerisinde neredeyse ölüyordum. İki günden fazla kalmayı düşünemiyorum bile. Uyuşturucular sattım ve diğer boktan şeyleri. Size ne tür bir faydam dokunabilir?" Dedim alayla.

"İşte orada yanılıyorsun. Küçük ve hızlı birine ihtiyacımız var ve Liam ve Zayn'in önerisiyle senin harika olabileceğini düşündük." 

"Silah kullanmayı ve kendini korumayı öğrenebilirsin, zor değil."

"Ben... Ben ödeme alacak mıyım?"

"Evet, Önceki işinden aldığından daha fazlası." Dedi.

Olduğum yerden Liam'a baktım. Başını 'evet demelisin' dercesine salladı.

"Ne zaman başlayacağım?" diye sordum.

Harry gülümsedi, güzel özelliklerinden biri olan gamzeleri ile. "Bu gece."


***

Sınır yok ama emeğe saygı lütfen.

The King's Den ||h.s|| ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin