HA NEUL
Kafama tonlarca iğne batırılıyor hissi ile gözlerimi açtım. Oturur pozisyona geldiğimde, başımın dönmesi ile yanımdaki taştan yardım alarak ayağa kalktım. Geceden beri burada olduğum için dişlerim birbirine çarpıyordu. Etrafımı incelediğimde, düştüğüm yerden uzak olduğumu fark etmiştim. Ben nasıl gelmiştim buraya? Atımın kişnemesi ile onunda üşüdüğünü anladım. Ellerimle karnını okşadım. İlgi ile her yerini okşadıktan sonra, üstüne bindim. Etrafa son kez kuşku dolu gözlerle bakıp bir şey bulamayarak atımı sürdüm.
***
Tüm gece yaşananları beynimde canlandırmaya çalışıyor, bir şeyler hatırlamaya çalışıyordum. Yatağımda hizmetçilerin beni uyandırmak için gelmesini bekliyordum. Beklerken yorgunluktan uykuya dalmıştım. Omzumun acele ile dürtülmesi ile gözlerimi açtım.
"Uyanın hanımım." Gözlerimi yavaş bir şekilde açtım.
"Dersinize geç kalacaksınız." Sıkıntı ile kalktım ve hazırlık için olan rutinleri yaptım. Makyaj masasında son kez saçlarım tarandı.
Odamdan ayrıldım ve Mr.Adolfo Campbell un beni beklediği büyük salona gittim. Odadan içeri girdiğimde beni ayakta karşıladı.
"Başlayalım , geldiğinize göre."
***
Kafamın üstüne, dik durmam için konulan kitaplar yüzünden ağrıyordu. Ayaklarım, hızlı -yavaş müziğin hızına yetişmek için uğraşırken tabanları ağrımıştı. Bola eğlence için yapılırdı, ama bunun resmen işkenceden farkı yok. Yorgunluk içinde koltuğa oturdum. Kapıya doğru ilerleyen Mr.Camplle yi uğurlamak için bile ayağa kalkamadım. Yorgunluktan koltukta uyuya kaldım.
/RÜYASINDA/
Ormandaki hava kararmıştı, tek ses yoktu. Ay ışığı etrafı aydınlatıyordu. İlerden bir kaç adam geliyordu. Beynim kaçmamı, kurtulmamı söylüyor; kalbim ve bedenim hareket etmemekte kararlı gibilerdi. Onlar yaklaştıkça, nefes almam zorlaşıyordu. Bir ağacın arkasında durdular ve beni izlemeye başladılar.
Saçımın arasındaki el ve bana seslenen sesle gözlerimi açtım, devamını göremeden.
"Hadi kızım odana git, yatağında uyu."
Yavaşça kafamı onaylar bir şekilde salladım. Merdivenleri tırmanarak odama ulaştım. Uykumun açılması için, yüzümü yıkadım. Pencereden ormana baktım. Aklımda soyluların arasında gezen dedikodu geldi. Ormandaki ayı değil ise, vampir miydi? Olasılık saçma gelse de vahşi hayvanın saldıracak olma ihtimali geliyordu aklıma. Oraya gitmeli tekrar gitmeli ve görmeliydim. Yüreğimdeki sıkıntı büyümeye başlamıştı rüyamda olduğu gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FULLMOON
FanfictionKonsey toplanmıştı, herkes kendi yerlerine oturdu. kralımız her zamanki yeri olan başa en son oturdu. konu bir kaç yüzyıldır aranan melezdi. *** " O kızdan hoşlanmıyorum ben!" *** Onsuz olamayacağımı beni terk ettiğinde anlamıştım. Kıymetli şeyle...