3 vampirin arasındaki tek insandım. Ya da insan mıydım?
♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦
Oturuyordum. Gözlerim pencereye takılırken Miraç'ın bana baktığını gördüm. Aynı soğukluğuyla, aynı sertliğiyle bana bakıyordu. Yaklaşık 4 saattir ben bahçede ağaca yaslanmış ağlıyordum. Miraç'ta beni izliyordu. Yoldan geçenler bana acıyan gözlerle bakarken umrumda bile değildi.
Yetim kalmıştım ben. Hem öksüz hemde yetimdim artık. Kimsesizdim.
En büyük sorunumsa bir seçim yapmam gerektiğiydi. Miraç bana açıkça karşımda olursan seni öldürürüm demişti. Acımasızdı. Hayatımda gördüğüm en acımasız insandı. Pardon insan mı dedim?
Kapının açılmasıyla tekrar pencereye baktım ama Miraç yoktu. Ne sanıyordum ki? Artık nefret ediyordum ondan. O hem güzel hemde korkunç yüzünden tiksiniyordum. Yankı yanıma gelirken önüme oturdu.
"Biliyor musun hayat bazen gerçekten çok acımasız olabiliyor."
Hiçbir şey demek istemiyordum. Karşımda bir vampir vardı. Ne diyebileceğimi bile bilmiyordum.
"Tırnağım kırıldı diye ağlayan kızlar varken biz her şeyin üstesinden gelmek zorundayız. Çünkü şans bize götüyle bakıyor."
Dediğine gülerken akan gözyaşımı sildim elimin tersiyle.
"Miray bunu söylemekten nefret ediyorum ama yinede söyleyeceğim. Üzgünüm. Baban için çok üzgünüm. Ama baban bir avcıydı. Bizi öldürecekti. Miraç'a bu yüzden kızgın olma. O yapması gereken şeyi yaptı. Seninde hayatını kurtardı."
"Neden bu kadar sert davranıyor?"
İçimde tutamadığım soru onun yüzünü düşürürken elimi tuttu. Soğuktu elleri ama Miraç'ın ki gibi değildi. Miraç acımasızlığıyla ve sertliğiyle insanın içini ürpertiyordu.
"O çok ağır şeyler yaşadı Miray. Kimsenin yapamayacağı şeyler yaptı. Kimsenin kaldıramayacağı şeylerin üstesinden geldi. Bu yüzden herkese karşı böyle. Ama sevdiklerine karşı böyle değil. Zamanla seni de ailesi olarak görecek ve daha iyi davranacaktır."
Dediklerine başımı sallarken elini sıktım.
"Hepimiz ailesimizi kaybettik. Ama sonra beraber bir aile olduk. Sende bu aileden olabilirsin. Bi kızkardeşte fena olmazdı hani."
Ayağa kalkıp elini uzattı bana. Peki ben ne yapacaktım?
Vampirlerle birlikte mi olacaktım?
Maalesef evet.Gerçekleri öğrenmek istiyor muyum?
Tabiki evet.Miraç'ın yanında mı olacaktım.
Galiba evet.Yankı'nın elini tutup ayağa kalkarken kapıya doğru ilerlemeye başladık. Kapı 3 saniye sonra açılırken Doruk'un saçımı karıştırmasına gözlerimi devirerek karşılık verdim. İçeriye doğru geçerken tam Miraç'ın karşısındaki koltuğa oturdum.
"Abi be..."
"O çeneni götünde istemiyorsan sus Doruk. 2 saat kafa dinleyeceğim."
Doruk korkarak susarken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Yaklaşık 2 saattir sessizce oturuyorduk. Ben Miraç'a bile bakamıyordum. Çünkü başını koltuğa dayamıştı ve boynundaki o çıkıntı nefesimi kesiyordu. Doruk, Yankı'nın kucağına yatıp uyumuştu. Yankı sevgilisini izlerken bir yandan da saçını oynuyordu. Bense patlıcan gibi duruyordum. PATLICAN gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMAÇ
Teen FictionBende Amaç uğruna feda edilmiş masumlardandım. Tek farkım zaten Amaç olmamdı.