Yüksek sesli ve aşırı gürültülü bir müzik sesiyle gözlerimi zorlanarak açtım. Müzik sesi çok dipten gelse de, duyulmamasının mümkünatı yoktu. Yerimde doğrulup, ellerimle gözlerimi ovuşturdum. Biraz durup sesi iyice dinlediğimde, çalan şarkıyı dinleyenin Ada olduğunu anlamam zor olmadı. Kafamı yataktan dışarı çıkarıp, ranzanın merdivenine vurdum beni duyması için ama nafileydi. Gözlerimi devirdim.
Yatağımdan kalkıp ranzanın merdiveninin basamaklarından birine tek ayağımla basıp, kollarımdan destek alıp kendimi yukarı çektim. Artık Ada'yı rahatça görebiliyordum. Gözlerimi kısıp ona baktım ama fark etmedi çünkü müzik dinlerken bir yandan da o çok sevdiği mangasını okuyordu. Müziğin ritmiyle hafifçe kafasını salladığını gördüğümde kendimi gülmekten alıkoyamadım.
Beni fark etmesi için hafifçe bacağına dokundum. İrkildi. Sonunda beni fark edince kulaklığının tekini çıkardı.
''Ooo, Uyuyan Güzel sonunda güzellik uykusundan uyanmış.'' dedi suratında kocaman bir sırıtmayla. Ben ise aynı somurtkan ifadeyle suratına bakmaya devam ettim.
''Güzellik uykumdan uyandım da, pek güzel uyanamadım. Çaldığın 2 saatlik uykumu geri ver lütfen.'' Gerçekten vermesini beklermiş gibi elimi uzattım. Gözlerini devirdi.
''2 saat daha uyusaydın, Ahu Hoca kendisi gelir spatulayla kazırdı seni yatağından ve inan bana o anı yaşamak istemezdin.'' dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı. ''Bana teşekkür etmelisin, hayatını kurtardım.''
Şaşkınlıkla kaşlarımı çattım. ''Yapar mıydı cidden?''
Sırtıma dokunan ellerle omzumun üstünden arkama baktım. Afra'ydı. Teselli verir gibi sırtıma hafifçe vurdu. ''Yapardı. Yapıyor da.''
''O kadar manyak bir kadın gibi durmuyor aslında.'' dediğimde bir an da bütün gözler bana çevrildi. Hepsi tek kaşını kaldırmış, resmen bana 'emin misin?' bakışı atıyorlardı.
''Tamam ya, o kadar da manyak bir kadın gibi duruyor. Yalan yok.''
Neslihan, elinde gizleye gizleye odaya soktuğum gitarımla koştura koştura yanımıza geldiğinde, beynimin içinde bir 'eyvah' sesi yankılandı. Stresten alt dudağımı dişledim. Gitar çaldığımı kimseyle paylaşmak istememiştim hiçbir zaman. Çünkü benim için 'normal' olan vakitlerde, yani gece yarısı herhangi bir saatte, düşüncelerimi akorların sırtlarına yükler, tellere bastıkça çıkıp giden akorlarla beraber kötü düşüncelerin de zihnimden akıp gidişini izlerdim. Bu benim için bir meditasyondu. Her şeyden, herkesten bir kaçış yoluydu ve bunu sadece ben bilmeliydim.
Neslihan heyecanla gitarı havaya kaldırdı. ''Ben bu tatlış şeyi daha önce burada görmemiştim. Sanırım yeni bir misafirimiz var.'' dedi bana göz kırparak.
Ayağımı basamaktan çekip, yere bastım. Neslihan'a doğru yürüyüp, elinden gitarımı aldım nazikçe. Gitarı yatağımın hemen yanındaki boşluğa bırakıp, kendimi yatağa bıraktım. Göz ucuyla Neslihan'a baktığımda suratı asılmıştı.
''Gitar çaldığını bilmiyordum.''
''Buraya geleli sadece 1 gün oldu. Bilmemen normal.''
Sesim oldukça soğuk çıkmıştı, farkındaydım. Böyle davranmamın da bir yararı olmayacağını da biliyordum ama, istemiyordum işte. O bana özeldi.
''Birazcık çalsan bari?''
Neslihan yanıma oturdu. Yüzünde asla hayır dedirtmeyecek bir gülümseme vardı. Bir anlığına gitarımı çıkartıp bir şeyler çalmak istesem de, içimdeki tuhaf hissiyat buna engel oldu. Bakışlarımı başka yöne çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZİZ
Teen Fiction4 kız arkadaş, 4 farklı hayat, 4 farklı bakış açısı. Kızlar, üstü örtülmüş hayallerinin peşinden koşmak için buradalar.