3. Bölüm-Çadır

18 2 1
                                    

Sert düşüşümüzün etkisiyle yerden oldukça büyük bir toz bulutu kalktı ve deli gibi öksürmeme sebep oldu. Kanatların arasından hala kurtulamadığım için nefes almakta iki kat daha fazla zorlanıyordum. Hapşurmak üzere olduğumu farkedince ölüp bu eziyetten kurtulmak istedim,

Yavaş yavaş gözlerimi açabildim çünkü beni sıkıca saran kanatlar biraz gevşemişti. Ellerimle ayırdım ve aralarından sıyrıldım. Doğrulmaya çalışırken elimde o her hikaye kahramanının hissetmek istemediği halde hissettiği sıcak sıvıyı hissettim. Elimin üzerinden, olmaması gereken bir yerde durduğu için telaşlı bir şekilde yere damlıyordu. Kırmızı renkli , vampir hikayelerine konu olan . Kan...

Sanırım Artamiel'in kanadı kırılmıştı.

Emin olmak için bakışlarımı kanatlarına çevirdiğimde ve gerçekle göz göze geldiğimde aklıma binlerce düşünce hücum etti.

Öncelikle, buna teknik olarak ben sebep olmuştum.

İkinci olarak , uçamazsa bu bir çok anlama gelebilirdi.

Üçüncü olarak , ya hiç iyileşmezse ?

Hala baygın halde olan Artamiel henüz olayların farkına varmamışken oradan tüymek bana çok cazip geldi. Tam arkamı dönüp parmak uclarımda ilerlemeye başlamıştım ki arkamdaki kıpırdanma ve ayaklanma beni tedirgin etti ve çoktan uyandığı gerçeği yüzüme sert bir tokat gibi çarptı.

Tam arkamda olduğunu ensemi okşayan nefesinden hissedebiliyordum. Arkamı dönmekle koşmaya başlamak arasında kaldım ama yakalanacağımı bilen tarafım bana koşmanın iyi bir fikir olmadığını çığlık atarak söylüyordu. Ben de her şey olacağına varır düşüncesiyle arkamı döndüm.

Hava karanlıktı. Sahi ne zaman akşam olmuştu ? "Boyutlar arası zaman farkı.." şeklinde bir cevap alınca iç sesimle olan ilişkime biraz ara vermeye karar verdim. Mantıklıydı . Yine de bu fikir hiç hoşuma gitmemişti.

Yüzünde gökyüzündeki "Kale"de olduğunun aksine boş ve ruhsuz bir ifade vardı.Alaycı yüz ifadesi de kendisi gibi kanatlanmış , uçup gitmişti.

Yutkundum.

Bir süre daha yüzüme baktıktan sonra kolunu sol kanadının üzerine götürdü ve kanın eline akmasına izin verdi ardından sanki dünyadaki en korkunç manzaraya bakıyormuşçasına - iç organları dışına çıkarılmış bir insana veya Çin işkencesine uğramış başka bir insana bakıyormuş gibi - baktı. Öfkeli gözleri bana döndüğünden yüzünde bir ifade olduğuna sevinerek , bu korkunç durumdan kendimi mutlu edecek bir şey çıkarmaya çalıştım.

"Sen , bana zarar verdin." dedi . Bir süre duraksadı.

"Kanadım kırılmış." dedi düz bir sesle.

" Senin yüzünden kanadım kırılmış." dediği zaman sesi o kadar yüksekti ki arkamda dağlar olsaydı yıkılacağından emindim. Ama sadece arkamdaki evin pencereleri sarsıldı, birkaç saniye sonra duyuduğum çatırtılardan sadece sarsılmakla kalmayıp kırıldıklarını da anladım. Belki de bana çok yakın olduğundan sesi yüksek geliyordur dedim kendi kendime.

"Bence , sakin olmalı-" sın diyemeden yüzüme doğru öyle bir kükredi ki küçükken severek seyrettiğim animasyonlardaki gibi yanaklarımın geriye doğru uçtuğuna emindim. Saçlarımın fırtınadaymışcasına uçuştuğunu görmüştüm zaten.

İşaret parmağını tehditkar bir şekilde yüzüme doğru sallarken bir yerlerimi delmemesini umuyordum.

"Bunun ne anlama geldiğini biliyormusun ? Tabi ki bilmiyorsun. Senin gibi gerizekalı bir insan nasıl O olabilir anlamıyorum zaten ! "

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 05, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Nitesky-AskıdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin