KADER

16 5 2
                                    

Gün boyu sesini çıkarmadı ve her gidilen yere gitti ama en sonunda sabrı taştı. Aksiyon film izlemek isterken Emily'nin seçtiği romantik filmde bulmuştu kendini. Hiç hoşuna gitmeyen sahnelerin olduğu film onu gerçekten fazla bunaltmıştı. Midesi kasılmaya başlayınca bu ortamda daha fazla duramayacağını anladı ve filme aşırı odaklanmış kuzenini dürttü.

-ben kafeteryaya gidiyorum film bitince gelirsiniz 

-film hoşuna gitmedi mi neden gidiyorsun

Yüzüne bakmadan soran Irina'ya cevap vermek yerine gözlerini devirmekle yetindi Alycia.

   Salondan çıkınca derin bir nefes alıp kafeteryaya doğru ilerledi.

-bi sıcak latte lütfen

-tabi efendim biraz bekleteceğim sizi

Ahh beklemek mi. Alycia için en zor ve dayanılmaz şeydi. Ama şu kalabalıkta da sizi bekleyemem acele edin demek saçma olurdu. En iyisi susup beklemek diyerek içerideki masaları incelemeye başladı. Çok kalabalıktı. Belki de o yüzden bu kadar uzun sürüyordu bi kahve hazırlamak. Etrafı seyrederken masalardan biri dikkatini çekti. 6 çocuk vardı masada. Aslında yakışıklı çocuklardı ama Alycia'yı hiçbiri çekmemişti. Koreli oldukları her hallerinden belliydi. Yanlarından geçen kızlar şekilden şekile giriyorlardı. Sanki bizi görün bize bakın der gibiydiler. Kızların şımarık tavırlarına anlam veremedi. Doğrusu korelileri sevmiyordu. Belkide annesi yüzündendi ya da Kanada'ya geldikten sonra onu hiç aramayan babası yüzünden.

Evet babası da koreliydi. Bir nevi kendisi de öyle oluyordu.

6 çocuğu incelerken kasiyerin sesiyle kendine geldi

-kahveniz hazır efendim buyrun

-ah teşekkür ederim

Kasada ki çocuğa gülümseyerek kahvesini aldı. İçeride ki kalabalık artmıştı o yüzden dışarı yöneldi. Bahçede içmek daha iyi diye düşündü. Plastik kahve bardağının üstündeki kapağı açıp dumanını üfledi. Çok sıcaktı. Kahveyi sıcak aldığına pişman olmuştu biraz. Belkide buzlu americano daha iyi olabilirdi. Kahvesine soğuması için üflerken karşısından dalgın dalgın gelen çocuğu hiç farketmedi. Tabi çocuğun da Alycia'yı farketmediği kesindi. Tam kafasını kaldırmıştı ki çocukla çarpıştı ve kahve çoktan üstüne dökülmüştü. Yanan karnının acısıyla büyük bi çığlık attı. Onun attığı çığlık çarpan çocuğun kendine gelmesini sağlamıştı.

Şaşkın bi o kadar da telaşlı gözlerle bakan çocuk karşısındaki kızın yandığını anladıktan sonra ne yapacağını bilemez halde özür diledi. Ama Alycia pek de sakinleşecek gibi değildi. Gözlerinden alev fışkırıyordu.

-Gerçekten özür dilerim b-be ben cidden üzgünüm

Özür dileyen çocuğa baktı sinirle. Yüzünü maskeyle öyle bir kapatmıştı ki sanki tanınmak istemez gibi.

-

ne biçim yürüyorsun sen ya gözlerini iyice kapatırsan olacağı bu işte

-ben farketmedim sizi gerçekten çok üzgünüm bayan

  Bayan kelimesiyle Alycia tamamen çılgına dönmüştü. Dünya üzerinde en nefret ettiği hitap şekliydi. İğrenç dayısı ona hep bayan orospu derdi. Bu yüzden olacak ki bayan kelimesinden iğrenmişti.

AWAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin