Herkese merhaba! İyi okumalar ...
İnsan bencil olmalı mıydı?
Olmalıydı.
Olmamalıydı.
Bilinmez sorular vardı zihninde .
Yalnızlık bunaltmıştı kendisini . Hayal kurmak bile zarardı gerçek hayata döndüğünde oluşan hayal kırıklıklarının keskin yüzlerinin kendisine batması yüzünden .
Saçma geliyordu .
Kimse anlayamıyordu . Anlatmayı denemişti . Ama insanlar anlamış gibi yapıp kaçıyordu . Büyüsüne kapılamıyorlardı gerçeklerin . Ki anlasalar ne olabilirdi?
Hiçbir sorununun dikeni onlara batmıyordu sonuçta . Acısını o taşıyordu her yerinde . Buruk bir hüzün kapladı içini. Gülümsemek bile anlamsızdı şimdi .
Ivan'ın ağzından çıkıcak kelimeleri merakla bekliyordu . Ivan düşünceli bir şekilde tavana bakıyordu .
Ne kadar da şey görmüştü küçükken . Bütün her şeyi saklamıştı Pab'dan fakat o çoktan kaptırmıştı kendini karanlığın ellerine . İç çekti derince .
Küt saçları ve kahkülleriyle eskileri aratmayan yüzüne baktı kızın. Kirpikleri küçükken de uzundu zaten . Dudakları vişne yedikten sonra kırmızılaşan insanların aksine renkliydi . Teni bembeyazdı . Ölüm kokuyordu .
Bu düşünce bir an irkilmesine sebebiyet verdi . Kahverengi gözlerine baktı kızın . Onu bulmuştu, onun sayesinde fakat tekrar kaybetmemesi lazımdı .
O , onun küçüklüğündeki çocuğu kaybetmemesi için bir ihtiyaçtı Ivan'a .
Kel kafasını ellerinin arasına aldı ve yeşil gözlerini Pab'a dikti . Tehlikeli derecede sert bakıyordu şimdi .
"Annen . O gitti mi ?"
Ivan hayır demesini istiyordu . Annesine düşkünlüğünü en çok o biliyordu çünkü .
Pab kafesin içine koyduğu kelimeleri ve duygularını bugün özgür bırakmıştı. Uzun zamandır sakladığı ve anlatamadığı şeyleri anlatmak istiyordu .
Gözleri doldu ve kafasını salladı. Kelimeleri yok olmuştu şimdi . Boğazındaki şey haykırmak istediği gerçekleri geri gönderiyordu .
Ivan'ın gözleri doldu ve düşmeye hazır göz yaşını bir çırpıda sildi . Sinirle ayağa kalktı ve önündeki cam masanın üstündeki bibloları bir çırpıda yere attı .
Bağırdı.
"Nasıl lan nasıl ! Sen o kadar olaya nasıl şahit oldun . Nasıl susabildin kimseye anlatmadan ?
Canın yandı değil mi ? Peki ya annen , o nasıl gider ulan aklım almıyor . Bana neden gelmedin lan söylesene! Biz hani abi kardeşten öteydik?"Pab peşinde olan adamları aklına getirerek boğazını temizledi ve başka yerleri dağıtmaması için ellerini kaldırdı .
"Ivan sakin ol yoksa birazdan anlatacaklarımı anlatmayacağım. "
Ivan sinirle ona baktı ve işaret parmağını sallayarak kesin bir dille sakin olmaya çalışan ses tonuyla konuştu.
"Bundan sonra buradan bir yere ayrılmıyorsun. Gerekirse seni bir yere kilitlerim . Anladın mı?
Şimdi her şeyi ötmeye başlasan iyi olur !"Pab gülümsedi ve hatırlatma gereği duydu.
"Bunu yaparsan bir daha gelmeyeceğimi biliyorsun koca oğlan . Neyse işte seni peşimdeki adamları atlatmadan bulmak istemedim .Sana da zarar gelse ben ne yaparım Ivan? Kendimi asla affedemem . Evimi yaktılar . Ne için! Sadece küçük bir anahtar için . Neyi açtığını bilmiyorum ama onu saklamalıyım. Biliyorsun mirasta bana verilen şeylerin arasında en önde gelen oydu. "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pablarose
Teen FictionBelki de tek rastlantıları yalnızlıktan oluşan ruhsal sorunları değildir...