Strong young

BABAM

Lana del rey -west coast şarkısını çalan müzik çalarıma pembe kulaklığımı sardım ve çantama tıktım. Çünkü şuan yıllardır görmediğim evimin bal rengindeki duvarlarına bakıyor ve girişten bile hissedilen rutubetin kokusunu içime çekiyordum. Anahtarlarım yoktu elbette. Her zaman girişte ki lale saksısına koyarlardı yedek anahtarlarını ve elimi soktuğumdada hissettiğim soğuk demir anahtarı bulduğumun işaretiydi. Kapıyı açtım ve yüzüme doğru vuran ağır rutubet ve nem nefes almamı engellemişti. ''Baba?'' dedim evin ahşap merdivenlerinden yukarı haykırarak. Mutfağa girdiğimde burnuma gelen ekşi koku her duvarın kenarında bulunan siyah poşetlerdeki çöplerin kokusuydu. Midem bulanmaya başladığında evi temizlemem gerektiğini ve bunu çöpleri atmakla başlamam gerektiğini anladım.kollarımı sıvayıp tüm çöpleri toparladıktan sonra yolun karşısındaki çöpe attım. Ellerimi silkelerken karşı komşumuzun kızı judith bana baktığını fark ettim."merhaba judith nasıl gidiyor" "hapisten ne zaman çıktın" tanrı aşkına bu kız neden hep böyle iç karartıcı sorular sorardı. "Bu sabah" dedim gülümsemeye çalışarak. Sinir olduğum bu kıza hoşcakal bile demeden tam arkamı dönüp gidicektim ki annesinin sesini duydum "tanrı seni affetsin " kaşlarımı çatarak ona baktığımda ne saçmaladığını anlayamamıştım. Rahibe zırvalıklarıydı elbette. " af diledin mi?" "Efendim?" "Tanrıdan af diledin mi helena ?" Kaşlarımı kaldırarak baktığımda öyle bir şey yapmadığımı anlamıştı. "Yarın pazar günü. Ayin var. Gelirsen sana yol gösteririm tabi tanrının yardımıyla "gülümseyip başımı salladığımda direk eve kaçtım ve pencereleri silmeye başladım. Lanet olası babam eve temizlikçi bile tutmuyordu.

Saat neredeyse 11 olduğunda babamın neden hala eve gelmediğini merak ediyordum. Tek çareyi üvey annemi aramakta buldum. Teressa yla konuşmaktan nefret etsemde şuan ona ihtiyacım vardı. "Meraba teressa babam nerede? Eğer oradaysa lütfen gelsin onu 2 haftadır görmüyorum. Hapisteyken ziyaretimede 1 hafta gelmedi alındım gerçekten geldiğinde kavga çıkabilir." "Helena..." "Teressa" "haberin yok mu?" "Neyden" "sana iletmelerini istemiştim ama sanırım psikolajik danışmanın kabul etmemiş. Baban .... Yaklaşık 17 gün önce vefat etti" arkadan hadi sevgilim sesini duyduğumda ne hissettiğimi anlayamamıştım."babam öldü demek ha. Geriye hiçbişey kalmadı mı ha ailemden. Ailem kalmadı benim hiçbişeyim kalmadı ve sen babamın mezarda etleri bile çürümemişken sen kendine yeni bir pezeveng bulabiliyorsun ama şaşırmıyorum. Senin gibi sürtükten ne beklenirdi ki zaten babamın da sende tek hoşlandığı yönün bacak aranı nasıl kullandığındı." Hıçkırık sesi ve ardından bbiiip sesi telefonun kapandığı anlamındaydı. Gözyaşlarımı saklayamıyordum. Telefonu fırlatıp ağlamaya başladım. Hissettiklerimi kimse anlayamazdı. Yaşadıklarımı....

Sabah mutfağın duvar kenarında uyandım. Bana asıl koyan babama veda bile edemememdi. Posta kutusunu kontrol etmek için çıktığımda komşulardan birini durdurup babamın mezarının yerini sordum ve posta kutusunda bana yazılmış mektuplar buldum. Okumaya tenezzül bile etmedim ve çantamın içine tıkarak mezarlığın yolunu tuttum....... Gözlerim doluydu sadece akmıyorlardı lanet gözümden. Elimde dolu dolu lalelerle babamın mezarındaydım. "Seni seviyorum baba" bunu babama diyememiştim hiçbir zaman.

Babam hapisten benden 1 ay önce çıkmıştı. Babam lanet bir katildi.Bense lanet bir uyuşturucu satıcısıydım ve hunharca uyuşturucu içiyordum. Mariana eroin kokain her bir boka sahiptim. Yakalandıktan sonra 14 ay çocuk hapishanesinde kaldım ve dün çıkış tarihimdi. Her cuma günü rehabilitasyona gitmek zorundaydım ve kontrolüm devam ediyordu. Eve vardığımda çantamı bir kenara fırlatarak evi temizlemeye devam ettim. Yas tutmanın kimseye faydası yoktu.(bundan sonraki yazdıklarım 12.12.12 tarihinden itibaren olanlar sonra tekrar günümüze dönücek)

-12.12.12 -

Vanilyalı parfümümüde sıktım ve anneme kocaman bir öpücük vererek dışarıda beni bekleyen sevgilim josuah nın yanına fırladım. "Seni özledim" dedi ve dudaklarıma öpücük kondurdu. Baya uzun süren bi yolculuk yaptık ve sonunda romantik dediği yere geldik. Dağ mı? Ciddimisin? Dağ evi mi? "Ciddimisin?" Dedim ona bakarak kapıyı açtı ve çoktan benim kapımıda açtı "evet bebeğim " elimden tuttu ve hızlıca eve götürdü lanet orman şehirden daha soğuktu. Eve girer girmez şöminenin başına oturdum ve üstünü çıkartan josuah a baktım."ne bok yiyorsun sen josuah buz gibi" "ısınalım o halde" derken çoktan ceketimi çıkarmıştı bile. Josuah iyibiriydi beni o niyetle kullanamzdı. Tişörtümü çıkardı ve ardından südyenle karşısındaydım."istemiyorum" dedim tişörtümü giymeye çalışırken "aaaa ne kadar ayıp ama ben istiyorum" "istemiyorum " dedim onu ittirerek."evlenicez helena bakirelik ezikliktir" "benim gurur kaynağım " dedim onu ittirerek. yere düşünce tişörtümü giydim ama tam kalkıcakken beni yakaladı ve üstümü yırttı. "Ne halt yiyorsun sen josuah git başımdan" derken altımı çıkarttı ve fırlattı. "Git " diyordum çırpınıyordum ama vücudumun heryerini yalıyordu südyenimi bile çıkarmıştı ve çıplak kalmaktan nefret ediyordum. Kilodumu da indirdiğinde daha çok çırpındım. Neresinden çıkarttığı iple ayaklarımı ve kollarımı bağladı. Kaçamıyordum. Kurtulamıyordum bu orospu çocuğundan. İçime girdiğini hissettiğimde koparttığım çığlık bence şehirden bile duyulmuştu. Çırpınamıyordum bile. Beni hallediyordu baya. Ayaklarımı kaldırmaya gücüm yettiğinde onu bir hızla ittirdim ve yere düştüğündeyse ayağa kalkmaya çalıştım. Yerden kalkaan josuahı görür görmez gücümü daha çok topladım ve mutfağa koştum. Bulduğum ilk bıçakta ipleri kestim. Ve bıçağı ona doğrulttum. "Yapamazsın helena " ona yaklaştım ve erkekliğine bıçağı sokar sokmaz evden fırladım. Bu sefer onun çığlıkları yankılanıyordu. Yerdeki karlara ve çıplaklığıma aldırmadan otoyola doğru kosşuyordum. Yola çıktığımda arabanın önüne atlayarak hata yaptığımı gözlerim karardığında anladım.

DEVAM EDİCEK