Tavandaki lambanın ışığı gözlerimle savaşırken zor da olsa sonunda açabilmiştim gözlerimi. Karşımda 40 lı yaşlarında hafif beyaz saçlı tombul bir adam eğilip yüzüme bakıyordu.
Kaşlarım istemsizce çatılırken konuşmak için ağzımı açtım , tabi sesimi bulabilirsem." Hanımefendi kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" Nasıl mı hissediyordum. Boş, kirli, ve bulanık. Evet sanırım tam açıklaması buydu, bulanık.
Sesimi bulabilmek için gözlerimle sehpanın üzerindeki sürahiyi gösterdim.
Bardağa su doldurup elime tutuşturup geri çekildi. Sanırım benden tiksinmişti ya da korkmuş da olabilir sonuçta kim her gün kan içinde olan bir kadına rastlar ki.Suyu içip masaya koydum, titreyen ellerim pek yardımcı olmasa da.
Boğazımı temizleyip sonunda benden bile gizlenen sesimi bulabilmiştim.
" Ben... iyiyim..ama nerdeyim ve.. beni kim getirdi buraya?" Soru dolu bakışlarım doktor diye anladığım adamın yüzüne odaklanmışken sonunda gülümseyen yüzüyle beni cevaplayabilmişti.
" Şuan hastanedesiniz ve sizi buraya bir taksici getirdi. Buraya geldiğinizde baya hırpalanmış gibi duruyordunuz. Polisi çağırmak daha mantıklı olur diye düşündük.
Şuan kapıdalar eğer iyi hissediyorsanız içeriye çağırayım?" Aklım iyice isyana bağlamışken boğazım düğümlenmişti, öyle ki yutkunamıyordum bile.Derin bir soluğu daha içime çekerken gözlerim tekrar yaşlı adamı buldu.
" Ben.. hazırım yani iyiyim onları.. çağırabilirsiniz." Kesik kesik konuşmamla huzursuz olduğunu belli etse de kafasını sallayıp kapıyı açtı.
" Buyrun!" Polisleri odaya alınca gerilmem iki katına çıksa da umursamaz gibi davranıyordum." Öncelikle geçmiş olsun hanımefendi! Şuan nasılsınız?"
" Daha iyiyim." Gözlerim iki adam arasında mekik dokurken kendimi sorulara hazırlıyordum.
" İsminizi öğrenebilir miyiz ?"
*******
İfademi verdikten sonra polislerin de rengi kireç gibi olmuştu.
Umursamadım, umursasam bile ne değişecekti ki.Hastane koridorunda duvara tutunarak çıkışı arıyordum.
Şuan ben bile kendime acıyorken , bana acı dolu gözlerle bakan insanları takmıyordum.
Kasıklarımdaki ağrı varlığını iyice belli ederken kasıklarımdan bacaklarıma doğru süzülen kan bir an için sıska bedenimi ürpertti. Gözlerim dolarken önümü görmekte zorlanıyordum artık. Kolumun tutulmasıyla kafamı sağımdaki kişiye çevirdim.
Sarı saçları beyaz teniyle uyum sağlamış, kahve gözleriyle bir an için onun bir peri falan olduğunu düşündürdü bana.
Ta ki ince sesini duyana kadar.
En azından aklım onun bir insan olduğunu algılayabilmişti." Canım iyi görünmüyorsun, lütfen gel seni muayene edeyim?"
Sesindeki telaş bi an için beni bile korkuttu.
Başımı hafifçe salladığımda mavi bir kapının önüne getirdi beni.
Kapıyı açıp geçmem için yana kaydı.
İçerde masa ve sandalye tarzı birşeyler vardı. Elleriyle gözyaşlarımı silip beni kibarca sedyeye yatırdı. Farkında olmadan içime işlemişti bu hareketiyle.
" Neler olduğunu bilmiyorum ama umarım iyisindir. Şimdi kasıklarına bakacağım, sakın korkma tamam mı canını yakmayacağım." Ağladığını görünce daha fazla dayanamayıp ben de ağladım. Kollarını bana sardığında ben de ona sarıldım.
Hıçkırıklarımız yavaş yavaş iç çekmelere dönerken zor da olsa ayrılabildik. Gözleri kan çanağına dönmüştü. Ve muhtemelen benimki de öyleydi, ya da daha kötü." Hadi bakalım uzan canım."
Yavaşça dediğini yaptım. O kasıklarımla ilgilenirken ben utancımdan gözlerimi sımsıkı yummuştum.
Keşke dedim içimden, keşke canım da alınsaydı. Bu kadar utanmazdım en azından."Aman Allahım! Bu..bu doğru olamaz!" Sarışın kadının çığlığıyla gözyaşlarım yine yolunu bulup akmıştı.
Doğrulduğumda ağladığını gördüm. " Sen..sen yoksa ..." şaşkınlığı elle tutulacak gibiydi. Burukça gülümsemeye çalıştım, gözyaşlarım pek yardımcı olmasa da."Tecavüz..." tek söyleyebildiğim bu oldu. Sonra yine hıçkırıklar ve göz yaşları...
********
Lütfen oy vermeyi unutmayın 😘
Yorumlarınızı bekliyorum 🤗
![](https://img.wattpad.com/cover/139963197-288-k324689.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK KAN
Ficțiune adolescențiÖlüm kokan gecelerden geliyorum sana, soğuk ve sessiz gecelerden, kucak dolu çığlıklarımla...