eleven

1.5K 181 888
                                    

Harry kitaplarını kollarının arasına sıkıştırdıktan sonra derin bir nefes alarak okulun bahçesine giriş yaptı. Kapüşonunu çekerek kendini gizlemeye çalışıyordu. Tam içeri girecekti ki duyduğu sesle duraksadı.

"Günaydın Harry!"

Harry Claire'e dönerek gülümsedi.

"Günaydın Claire."

Claire heyecanla kapüşonu Harry'nin kafasından indirdiğinde örgülü saçları dikkatini çekti.

"Aww, sen mi ördün? Bana da öğretir misin? Saç diplerimden aynaya bakmadan örgü öremiyorum."

Harry gülümseyerek Claire'in saçlarını işaret etti.

"Bence gayet güzel olmuş."

Claire teşekkür ederek elleriyle kendi saçlarını düzeltti.

"Ah, teşekkür ederim. Ama ben yapmadım, dün gece Louis bende kaldı. Eh, bir şeyler oldu ondan sonra duş aldık ve saçlarım ıslakken ördü. Bak, saçlarım hala nemli."

Harry duyduğu şey ile duraksadı. Bunu sadece Louis'nin kendisine özgü olarak yaptığını sanıyordu, ama yanılıyor olduğu gerçeği onu kalbinden vurmuştu...

Sanki o an zaman durmuştu. Gözünün önündeki herkes ağır çekime girmişti, sesler uğulduyordu.

"Harry, iyi misin?"

Harry gözünün önünde sallanan eller ile kendine gelerek yutkundu.

"B-ben iyi değilim. Ben hiç iyi değilim."

Yalan söylemek istemedi Harry. Dudaklarının içini dişleyerek okula girdi. Ağlamasını tuttuğu dışarıdan çok belli oluyordu. Dudaklarını sımsıkı birbirine bastırmış, dolu gözlerini kısmıştı. Adımlarını hızlıca üst kata yöneltti hemen karşısına çıkan lavaboya girerek acı dolu bir nefes aldı.

Elindeki defter ve kitapları sırtındaki çantasına koyarak ellerini lavaboya yasladı. Başını kaldırarak aynadaki yansımasına baktı. Beyaz tenli olduğu için hemen gözleri, burnu ve yanakları kızarmıştı. Kendini daha fazla tutamayarak göz yaşlarını bıraktı. Ama ses çıkartmamaya çalışıyordu. Harry sessizce ağlıyordu...

Ellerini lavabodan çekerek saçlarına götürdü. Örgünün ucundaki lastik tokayı çıkararak tekrar bileğine taktı. Saçlarındaki örgüyü dağıtırcasına bozdu. Kıvırcık saçları birbirine karıştı... ve Harry ağlamaya devam etti...

Hıçkırıklarını tutamayarak başını kaldırdı. Musluğa uzanarak avuçlarını su ile doldurdu. Soğuk suyu yüzüne çarpıp ovuşturduktan sonra doğruldu. Yeşilleri aynayla buluştuğunda arkasından kendine hissizce bakan yüzü gördü.

"Yine neden ağlıyorsun Harry?"

Harry kulaklarına dolan tiz ama sert ses ile yutkundu. Yeşiller ve maviler aynadan birbirlerine bakıyordu. Harry hala arkasını dönemiyordu.

"Ağlayacak neyin var Harry? Anneni mi kaybettin, kardeşlerin yaşamıyor mu, baban seni terk mi etti, ilgiyi para olarak gören bir ailen mi var? Neden bu kadar çok ağlıyorsun?"

Harry aynadan kendisine bakan buzlu gözlere yutkunarak baktı. Louis bir bakıma doğru söylüyordu. Harry Louis'nin sahip olmak isteyeceği tüm bireylere sahipti, Louis kadar varlıklı olmasa da ailesinin varlığı ona en büyük lütuftu.

"Örgümü beğenmedin mi?"

Harry başını yere eğdi. Ağlaması durmuştu ama yanakları hala ıslaktı. Louis ağır adımlarla Harry'nin yanına yaklaştı.

twenty eight ➳ larryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin