2. Bölüm Çaresizlik

119 8 7
                                    

Arkadaşlar bu kadar uzun bi süre yeni bölüm yazamadığım için çok üzgünüm, dershanem çok yoğun aynı zamanda KPSS ye de hazılanıyorum ayrıca bilgisayarımda bozuldu maalesef. Bu bölümüde tel.la yazmak zorunda kaldım ve bana resmen ölüm gibi geldi, çok zorlandım ve telefonla bölüm yazan arkadaşlara saygım daha da arttı.Çok uzattım sanırım yazım hataları olabilir bunun için kusura bakmayın lütfen. Umarım bölümü beğenirisiniz.Yorumlarınızı eksik etmeyin, Sevgilerimle..

Ben hala bağırmaya devam edince adam eliyle ağzimi kapattı ama debeleniyordum. Adam da debelenmemi engellemek için olsa gerek yerde uzanan bacaklarımın üzerine oturdu. Benim korkudan dilim tutulmuştu sanki, ağzımdan tek kelime çıkmıyor adamın kar maskeli yüzüne bakıyordum. Sonunda debelenmeyi bırakmıştım hem çok yorulmuş hem de bu güçlü adamın elinden kurtulamayacağımı anlamıştım.

Adamda ben çırpınmayı bıraktığımda konuşmaya başladı.

"Benden korkma sana zarar verecek değilim." Allah aşkına bunu o mu söylüyordu hem yüzünde maske var ormanın ortasında ondan korkmamamı söylüyor. 'Çok ironik' diye geçirdim içimden.

Adam öylece duruyordu sanırım bişeyler söylememi bekliyor. Bende beklentisini karşılayarak "Bunu sen mi söylüyorsun?"

Adam ufak bir kahkaha attı ama yuzundeki maskeden dolayı sesi çok boğuk çıktı yada normal sesiydi bilmiyorum ama ürkmeme sebep oldu. Adam da korktuğumu anlayınca

"Ya sana ne demeli? Gecenin bir vakti ormanda deli gibi koşan çelimsiz bir kız." dedi. Biraz daha suratıma baktıktan sonra devam etti "Hem söylesene bu kadar hızlı koşmanın sebebi nedir, Yırtıcı bir hayvanmı gördün ?"

Adam peşpeşe sorular sorup duruyordu. Bu ne olduğu belli olmayan adama herşeyi anlatacak değildim elbette sadece "peşimde biri var" demekle yetindim. "Ayrıca bacaklarımın üstünden kalksan artık gerçekten çok ağrıdı çünkü çok ağırsın"

Adam hala bacaklarımın üstünde oturduğunu yeni farketmiş gibi kalktı hemen.

Ve 'üzgünüm' diye birşeyler mırıldandı sanırım.

Hiçbirşey demeden arkasını döndü ve gitmeye başladı. Bende tam ayağa kalkacaktım ki tekrar yere yığıldım ayak bileğim feci şekilde agrıyordu sanırım yere düşerken olmuştu o öküz cüsseli adamın üzerine oturması cabası. Tekrar ayağa kalkmayı denedim ama olmuyordu. Ormanın ortasında yapayalnız kalmıştım. Belki az önceki adam sesimi duyar umuduyla avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım "imdaat , kimse yok muu" birkaç kez daha tekrar ettim ama maalesef ortalıkta kîmsecikler gözükmüyordu.

Çaresizliğim ve ben yine başbaşa kalmıştık, bu şekilde oturmaktan belim çok ağrımıştı. Etrafıma bakındım en yakın ağaç en az 3-4 adım uzaktaydı, ayağımın üzerine basamadığım için tek seçenek sürünerek gitmekti benim için. Çok zor bir bicimde ağaca ulaştığımda artık göz yaşlarıma engel olamıyordum. Avuclarımın içi kesiklerle doluydu ve kanıyordu. Ne kadar berbat bir gündü böyle başıma gelmeyen kalmamıştı. Başımı eğmiş tek dizime yaslamıs hungur hungur ağlıyordum. Sonra bir hırıltı duydum birkez daha ve birkez daha ses çok yakından geliyordu. Karşılaşacağım şeyden korkarak da olsa başımı yavaşca kaldırdım ve aynı anda öyle bir çığlık attım ki sesimin bütün ormanda yankılandığına eminim. Tam karşımda üzerime atılmak için bekleyen bir yaban domuzu vardı. O kadar korkuyordum ki mümkünmüş gibi geri geri tepinip sırtımı iyice ağaca bastırıyordum. Kaçışım veya kurtuluşum yoktu. Hersey bitmişti, arasıra nasıl oleceğimi düşürdüm ama bir domuz tarafından parcalanarak öleceğim hiç aklıma gelmezdi.

Ne kadar vahim bir son. Benim hayallerim vardı herşeye rağmen umutlarım.. Üniversiteye gidecektim belkide doktor olacaktım kim bilir ama herşey bitmişti işte. Son duamı etmeye başlamıştım ki bir silah sesiyle kulağım çınladı ve bir kez daha. Tam bacağımın üzerinde bir ağırlık hissettim. Korkarak gözlerimi açtım biraz önce bana saldırmak üzere hazırlanan domuz suan kafası bacagımın üstünde kanlar içinde yerde yatıyordu. Biraz ilerde kar maskeli adam duruyordu elinde de bir silah anlaşılan domuzu o vurmuş hayatımı kurtarmıştı. Öylece bana bakıyordu benimse korkudan heryerim titriyor, zor nefes alıp verebiliyordum. Adam biraz daha dikildikten sonra yavaş adımlarla bana yaklastı tam önümde durup. "İyi misin?" diye sordu gayet sakin çıkan sesiyle. Sadece hızlıca basımı evet anlamında sallayabildim. Adamda "İyi" dedi ve yine hiç birşey olmamış gibi arkasını donup gitmeye başladı. Hayır bu sefer beni boylece bırakıp gitmesine izin veremezdim. Arkasından bağırdım "Hey! Lütfen geri dön beni bu şekilde burda bırakma" sesim titreyerek çıkmıştı. Adam duraksadı biraz durdu ve arkasını döndü. Ve yanıma geldi, "lütfen" dedim " beni burda bırakma hayatımı kurtardın, ne istersen yaparım." Çaresizliğim sesimede yansımıştı. Öylece suratına bakıyor ve birşey demesini bekliyordum. Adam biraz durdu hicbirsey söylemedi sanırım düşünüyordu, beni şöyle baştan aşağı süzdü. Benimde gözyaşlarım dinmiş yerini hıçkırıklara bırakmıstı ve vereceği kararı bekliyordum.

En sonunda konuşmaya başladı.

"Peki, benimle geliyorsun. Belki bir işime yarayabilirsin."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 26, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SOYGUNCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin