"Ya sonra ne olmuş baba."
Adrien hikaye kitabını koyup çocuklara döndü.Çocuklara her defasında bu hikayeyi anlatıyordu.Ama sonunu hiçbir zaman söylemiyordu.
"Bu hikayenin sonunu size verdiğim ipuçlarından bulmanız lazımdı."
"Ben buldum galiba ."
Emma bunu gülümseyerek söylemişti.Adrien emma ya döndü.
"Bizimle paylaşmak istermisin."
Emma boğazını temizledikten sonra bize döndü
"Bir prensesin uyanması için prense ihtiyacı yok.Yada onu kurtarması için..babamın hikayesinde başrol karekterleri aslında gerçek hayattaki sizlersiniz.Annem bir prenses değil.Bir leydi.Babam ise prens değil bir kedi.Annem yani prenses aslında prensini aramıyordu.O hayatındaki herşeyi paylaşabiliceği bir dost arıyordu.Buda babam oluyor."
Ellerimi havaya kaldırıp alkışlamaya başladım.Adrien ise şaşırsada sonrada gurur duyan gözlerle emma ya bakıyordu.
"Tabikide bende bunları düşünüyordum."dedi louis kollarını birbirlerine dolayarak.
"Yani hikeyedeki leydi benim öylemi."
Adrien nın yanında yerimi aldığımda emma gülerek beni onayladı.
"Evet anne hikeyedeki leydi sensin."
"Ve yakışıklı babanız bu leydiyi bu gece yemeğe çıkartıcak."
Adrien na sorar gibi baktım.
"Yemek ?"
"Evet yemek beğenemedinmi."
"Hayır ondan değilde neden en son haberim oluyor."
"Çünkü şuan karar verdim."
"Hım demek şuan karar verdin."
"Evet benimle gurur duyduğun için kocanı öpebilirsin."
Adrien dudaklarını bükerek yaklaştığında bende yaklaşıyomuş gibi yaptım.Ama adrien nı sefası emma nın yastığını alıp suratına vurmamla sona erdi.
"Demek beni yemeğe çıkartıyorsun ama bana sormuyorsun öylemi!"
Yastıkla ona vurmaya başladığımda benden kaçmaya çalışıyordum.
"Güzelim ! Ne yaptım ben şimdi ! Çocuklara kötü örnek oluyorsun !"
"Ne benmi kötü örnek oluyorum ! Asıl sen kendine bak çocukların önünde beni öpen kimdi !"
"Kim olucakki zaten."
Adrien nın biraz kıskançlım dolu lafına karşı onu kıstırıp sertçe vurdum.
"Adrien beynini kullanmaya başlarmısın artık !"
"Bana vurmayı kesermisin."
"Hiç sanmıyorum !"
Emma ve louis yastıklarını alıp saldırmaya başladıklarında adrien artık durmamız için yalvarıcak vaziyete gelmişti.
"Annemi yemeğe çıkartıyorsun bende kız değilmiyim benide çıkar yemeğe !"
Emma ya şaşkınca bakarken söze louis atladı.
"Sen davit ile çıkarsın yemeğe !"
"Kapa çeneni louis !"
"Ya bu odayı kim topluyucak ya !"
"Anne hugo ağlamaya başladı !"
~Gece~
"Yıldızlar çok güzeller değilmi."
"Senin gözlerin kadar değil leydim."
Üzerimdeki hırkaya sarılıp adrien na döndüm.Gözlerini gökyüzüne dikmişti.
"Acaba babam bizi görüyormudur."
Sorduğu soruyla adrien na döndüm.Gözlerini kırpıştırdı.
"Acaba torunlarını görünce ne düşünürdü."
Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.
"Eminim seninle gurur duyardı adrien.Bu kadar mükemel bir baba olduğun için."
"Bana 12 yıl önce evlenip çocuğum olucağını söyleseler gülmekten yerlere düşerdim.Ama şimdi o kadar gerçek ve muhtesemlerki...."
Elimdeki sıcaklık hissetiğimde bakışlarım elime gitti.Adrien elimi ellerinin arasına alıp dudaklarına yaklaştırdı.Üzerind küçük bir öpücük kondurdu.
"Bana bunları yaşattığın için sana ne kadar teşekkür etsem az marinette.Benim gibi bir adama katlanıp ondan bi aile kurduğun için...beni hayata yeniden bağladığın için sana teşekkür ederim leydim."
Gözümden akan yaş diğerlerinin gelmesini sağlamıştı.O anda adrien nın da ağladığını gördüm.
"Seni birisinin kurtarması gerekiyordu adrien.O gözlerinin ardındaki küçük çocuk kurtarılmayı bekliyordu.Yardım eli bekliyordu.Ben sadece elimi uzattım.Sen ise bi hayata devam etmek istedin ve elimi tuttun."
Gülümsedi.O anda yine gözünden bi yaş düşmüştü.
"Sence babam benimle gurur duyuyormudur.Mutlumudur.Bütün hayatım boyunca onu onurlandırmayı istedim marinette.Sence o şuan beni izliyorsa mutlumudur."
"Sen mutlumusun peki."
Gülümseyerek başını salladı.
"Çok mutluyum."
Gülümsedim.
"O zaman için rahat olsun baban seninle gurur duyuyor çünkü şuan burda olmasa bile her zaman seni yanında olup seni destekliyiceğini biliyorsun.Onu hissediyorsun değilmi.
"Onu hissetmeyi bırakmaktan korkuyorum."
"Ben sana unutturmam merak etme."
Gözlerimin içine uzunca baktı.Bende onun gözlerinin içine.O an konuşmadık.Gözlerimiz birbirimize herşeyi anlatıyordu zaten.Ben ona olan aşkımı yazılara veya satırlara dökemezdim ama gözlerimden ona söyliyebilirdim.Çünkü gözlerim bir tek ona bakınca bu kadar çok parlıyordu.
Ellerimi sıkıca tuttu.
"Sana ne kadar gösterdim bilmiyorum ama....ben seni çok seviyorum marinette...hayatımda sen olmasaydın nasıl olucağını hiç bilmiyorum...ben kaybolmuştum ve sen bana yol gösterdin.Senin gözlerine bakmadan geçicek bi ömrü asla düşünemiyorum.Eğer ileride yaşlandığımızda ölüm yakın olursa senin gözlerine bakarken ölmek istiyorum.Son gördüğüm senin yüzün olsun tamammı...bana söz verirmisin ?"
Dayanamadım ve yerimden kalkıp sıkıca sarıldım ona.Gözyaşlarım sular seller gibi gelmişti.Ağlamamı durduramıyordum.Ellerimi sarı saçlarında gezdirip kokusunu içime çektim.
"Benide senin yeşil gözlerine gömsünler ben orda yaşarım."
Bu sefer ağlama sırası ondaydı.Birbirimize sıkıca sarıldık.Kokularımızı çektik.
"Sen adrien agreste kalbimi bu kadar ele geçirdiğin için benden özür dilemelisin."
"Sen marinette agreste bu kadar güzel olup beni kendine bu kadar aşık ettiğin için benden özür dilemelisin vede.....öp lütfen."
Gülümseyerek yüzümü ona yaklaştırdım.Ve dudaklarımı onunkine bastırdım.Hep böyle oluyordu.Sanki ilk öpücüğümüz gibi heyecanlanıyordum.Sanırım bu hep böyle olucaktı.Onu ilk gördüğüm gibi yine herzaman heyecanlanıcaktım.
"Seni seviyorum bay agreste sonsuza dek....."
Not :Küçük bir özel bölüm yazmak istedim.Biraz aceleyle yazdığım için çok güzel olmamış olabilir sadece karekterin hayatta olduğunu bilin yeter :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mrs Agreste 2
Fanfiction"Çok iyi bir baba olucam.Babam bana ne kadar baba olamadıysa ben çocuklarıma o kadar iyi babalık yapıcam.Çocuklar sevildiklerini bilerek büyüyücekler."