Uyuşturucu

63 1 0
                                    

Güneş ışıkları acımasızca gözlerime vuruyordu. Gözlerimi açtığım da ani bir mide bulantısı oldu. Fazla dayanamayarak lavaboya girdim. İçimdekileri iğrenerek çıkardıktan sonra sifonu çektim. Aynanın karşısında yüzümü yıkayıp kendime baktım.

Kalemim akmış ve yüzümün benzi atmış olduğunu gördüm. Elime havlu kağıdı aldıktan sonra göz altlarımı sildim ve lavabodan çıktım.

Masamdaki tokayı alıp saçımı topladım. Bugün neler yapacaklarıma göz atmak için çekmecemdeki ajandama baktım. 27 Temmuz - Sevgilimin doğum günü!

Aslında bir kaç davetler vardı fakat Scarlett'e gitmem dediğim için hepsini sildi. Neyse konumuza dönelim. Onun doğum günü vardı ve ben ajandam öğreniyordum. Carlos beni görse baya kızardı. Görmedi. Sorun yok!

Ajandamı koyduktan sonra dolabımı açtım. Koyu yeşil elbisem gözüme iliştiğinde elime aldım ve giydim. Saçlarımı aynanın karşısında şekil verdim. Dudağıma parlatıcı sürdüm ve gözüme eyeliner çektim. Konsolumun altındaki kutuyu elime aldım. İçinden geçen hafta aldığım krem topuklu ayakkabılarımı çıkardım ve giydim. Telefonumu elime aldıktan sonra sessiz adımlarla aşağıya indim. Scarlett hâlâ uyuyordu. Amerikan mutfağı olduğu için ses çıkarmamaya dikkat ettim.

Buzdolabının kapağını açıp raftaki süt kutusunu elime aldım. Masada duran temiz bardağıma koydum. Hem ona bakıyordum hemde sütümü içiyordum. Scarlettt gözükürsem kızgınlıkla neden ses çıkarıyorsun der ve yatağından çok sinirli kalktığını bilirim.

Bu yüzden ses çıkarmadan odama çıktım. Çünkü ilaçlarımı almadığım aklıma geldi. Siyah deri ceketimdeki ilaçları aldıktan sonra aşağıya indim. Çantamı aldıktan sonra sessizce çıktım.

&

Arabamdan çıkıp bir erkek mağazasına girdim. Bir ay önce buradan ayakkabı beğenmişti fakat birisi aradıktan sonra onun iş yerine dönmek zorunda kaldık. Ondan sonra zaten günlerimiz tartışmayla geçti. Şu son günler de eskisi gibi olmaya çalışıyoruz.

Onun beğendiği spor beyaz ayakkabıyı aldıktan sonra mağazadan çıktım. Beni gören bazı kişilerle fotograf cekildik. Oradan uzaklaşıp arabama bindim. Şimdi Carlos' u aramam gerekti çünkü partiyi nerede yapılacağını konuşacaktım. Elli saniye sonra açtı.

"İyi ki doğdun sevgilim." dedim sevincimi sesime belli ederek.

"Teşekkürler sevgilim." dedi yorgun çıkıyordu sesi. "Nasılsın. Sesin normalden daha çok yorgun gibime geliyor."

"Yok tatlım sadece başım ağrıyor. Bana gelsene?"

"Peki. Tamam geliyorum." dedim ve direk kapattı. Oysa o en son -seni seviyorum- derdi.

Arabamda Little mix'in little me sarkısıyla düşüncelerimden çıkıp şarkıya eşlik ettim.

&

Oraya ulaştığım da park edip villasına doğru yürüp ellerim titriyordu. İlaçları almadığımdan olabilir. Ziline zorlukla bastıktan bir dakika sonra açtı.

Altında havlu üstünde birşey yoktu. Gözlerimi kaslarının üstünden çektikten sonra gözlerine baktım. "Sen iyi misin? Kötü gözüküyorsun."

"Beni içerisiye almayacaksın galiba?"

"Çok özür dilerim aşkım." dedi ve dudaklarımdan öperek beni içeriye çekti.

Beni kapıya yasladıktan sonra dudaklarını boynumda hissettim.

Yanından çıkarak "Başım ağrıyor bana su verebilir misin ilacımı içicemde."

Biraz kızarak bana baksada sonra yumuşadı ve "Sen içeriye geç ben getiriyorum" dedi.

O gittikten sonra ceketimden kırmızı renkte ki hapı elimde tuttum.

Geldiğinde elinden bardağı aldım ve hapı ağzıma atıp suyumu içtim.

Gözlerine bakıp "Az önce... senden ayrıldı-" diyecekken o konuşmaya başladı "Boşver aşkım. Sonuçta daha uzun zaman var hatta simdide seni opebilirim." dedi ve aralık duran ağzıma dilini deydirdi. Bende onu ateşli öpücüğüne karşılık verdim.

Birden bir istekle ne zaman giydiğini bilmediğim tişörtünü çıkardım ve bacaklarımı beline sardım. İlacın böyle bir etkisi vardı galiba. Çünkü bir yıl boyunca hiç bu tarz bir davranışta bulunmamıştım hatta aklıma gelse bile yapamam diyordum. Simdi ilaçları aldığım günden beri asla yapamam dediğim şeyleri yapmaya başladım.

Dudaklarımızı ayırdıktan sonra Carlos "Oha! Berly bu sen misin?" dedi sırıtarak ve şaşırarak.

"Bu ben miyim?" dedim gülerek. Bende şaşkındım. Bizim ilişkimiz bu kadar level atlamamıştı. Ne kadar Carlos beni sıkıştırsada ben kaçıyordum.

Boğuk çıkan sesiyle "Devam edelim mi?" dedi dudaklarıma bakarak. Şuan 'beni yatağa at' diye söylemek istesemde kontrolümü sonunda elime alarak "Hayır! Yani devam edersek..."

"Zorlama yok bebek. Fakat şu an üstünden inmezsen kurtulamazsın" dedi.

Hemen üstünden indim ve ayağa kalktım. "Bu gece evde arkadaşları çağıralım küçük bir parti düzenleyelim." dedi.

"Sen nasıl istersen" dedim. "Ben odamdan telefonumu alıcam sen keyfine bak sevgilim." dedi ve hızlı adımlarla yukarıya çıktı.

Tekrardan cebimde duran hapı sussuz içtim. Boğazımdan inip kanıma karışmasını bekledim. Bu ilaç diğerlerinden farklı gibiydi çünkü kendimi havada hissettiriyordu. Başımı koltukta yaslayıp gülümsedim.

Carlos'un ayak sesini duyduğumda ilacı cebime attım.

"Bu gün çok farklısın." dedim gülerek. "Nasıl yani aşkım? "

Bende koltuktan kalktıktan sonra önünde durdum.

"Senin olmak istiyorum." dedim. Şaşırarak bana baktı. Birşeyler söylüyordu ama sesi sanki yoktu. Gözlerim kararıyordu.

CARLOS

"Berly bunu sen mi söylüyorsun. Yani bunu ben sana söylesem olur da sen söyleyince..." dedim.

Ona baktığımda gözleri kapanıyordu. Birden yere düşecekken belinden tuttum. Ağzından köpükler çıkıyordu ve titriyordu. Cebimden telefonu çıkarıp şoförü aradım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Sinirden birseyleri fırlatmak istiyordum.

Şoför geldikten sonra kapıyı açıp Berly'i kucağıma aldım. Hala ağzından köpükler geliyordu.

Lütfen benim masum meleğime birşey olmasın, yalvarırım.

Arabaya bindiğimizde şoför hızlıca sürdü. Ben Berly'e seslenip "Aç gözlerini aşkım. Ne olur beni bırakma! Senden başka kimsem yok. Hadi aç gözlerini. " dedim cılız çıkan sessimle.

Hastaneye ulaştığımızda hemen kapı açıldı. Berly'i kolumdan aldıktan sonra bende onlarla hastaneye girdim. Acil yazan kapıdan girdikten sonra yumruk yaptıgım elimi daha çok sıktım.

Bir doktor içeriye girecekken "Ne olduğunu öğrendikten sonra banada söyleyin."

"Siz kimsiniz?"

"Sevgilisiyim. Hadi çabuk olun! " dedim sinirle. Birşey demeden girdi. Aradan 13 dakika geçtikten sonra yanıma geldi.

"Ne oldu? Kötü mü durumu?!" dedim.

"Sakin olun lütfen. Sevgiliniz... uyuşturucu kullanıyor. Çok fazla aldığından kriz geçirmiş. Yarım saat sonra getirseydiniz beyinin hasar alırdı ve sonuçları çok kötü olurdu.

Yarın taburcu olacaktır. Bu arada rehabilitasyona yatırılması gerekiyor ki uyuşturucudan kurtulabilsin. Siz halledersiniz. Geçmiş olsun." dedi ve uzaklaştı.

Demek o yüzden o kadar değişik davranıyordu. Neden bana söylemedi. O yüzden kavga ediyorduk. Bir anda değişmişti. Bana hiçbir şey anlatmıyordu. Çok sinirliydim. Çıktığında onunla nasıl konuşacağımı düşünüyordum.

Hayalim Gerçek OlduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin