Keyifli okumalar! 💫
Sizi seviyorum!💕Talu'nun ağzından;
İçime yayılan sıcak bir his tüm bedenimi ele geçirirken dudaklarımızın birleşmesiyle nedenini bilmediğim ayrılmama hissine engel olmaya çalıştım. Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemezken gözlerini sonuna kadar açmış bana bakan Dicle'ye bende farklı bakmıyordum. Ellerim terlerken durumun farkına varıp dudaklarımı çektim. Şaşkın şaşkın birbirimize bakarken yakınlığı fark edip geri çekildik aynı anda."Deniz-y-yani..d-dicle ben.." hala şaşkınken yüzüne bakmadan gözlerimi yerle buluşturdum. Diclenin yüzüne alttan kısa bir bakış attığımda onun da bana baktığını gördüm. Aynı anda başka yere döndük. Dicle konuştuğundaysa yine ona bakmamaya çalıştım.
"Z-zaten..şeyden oldu.." deyip lafına yanağını işaret parmağıyla gösterip elini indirirken devam etti. "Y-yanağımdan öpecekken oldu z-zaten..bi-bir şey yok yani. Yanlışlıkla."
Son söylediği kelimeden sonra kaçamak bakışları bırakıp gözlerimi ona diktim ve hızla onaylarcasına kafa salladım. "A-aynen..tabiki. H-hem..bilerek öpecek değiliz ya." dediğimde o da benim gibi hızla kafa salladı."N-neyse...ben artık gideyim." dediğinde kafa salladım. Dudaklarımı ısırırken ensemdeki elimi çekmeden yere bakıp ayağımla oynamaya başladım.
"T-tabi..geç kaldın yeterince." dediğimde gülümsemeye çalışıp yüzüne baktım. O da bana gülümserken arkasını dönüp gitmeye başladı.
Arkasını dönüp yürümeye başladığı an omuzlarımı düşürüp derin bir nefes verdim. Tekrar ilerleyen Dicle'ye bakarken öpüştüğümüz an anında aklıma geldi. Nasıl bu kadar..garip gelmişti ? Ve galiba sanırım..az önce ilk öpücüğümü vermiştim. Evet, cidden ilk öpücüğümdü. Tabiki buna bir kız gibi tepki vermeyecektim. Dicle'ye dalan gözlerim bana el sallamasıyla kendine gelirken bende gülümseyerek el salladım.
Dicle gözden kaybolduğunda yüzüme durduramadığım bir gülümseme yayıldı. Havalimanının ortasında ellerimi belime koydum ve gittiği yöne doğru kaşlarımı çatarak baktım.
"N'oluyor lan ? Gülme oğlum! kendine gel! Yanlışlıkla...o-oldu." sesim sonlara doğru kısık çıkarken yüzümü buruşturup yanağıma hafifçe vurdum. "Kendine gel oğlum!" diyerek arkamı döndüm ve çıkışa doğru ilerledim. Ara sıra arkama dönüp bakmadan edemiyordum.
"Düşünme..düşünme..unut! Sakın! Sakın düşünme..unut!"
***
"Düşünme..düşünme.."
Kendi kendime sayıklarken aynı zamanda başımla uçakta oturduğum koltuğa vuruyordum. Gözlerimi yumup az önce olanları düşünmemeye çalıştım. Aklımdan çıkmıyordu. Kafamı hala koltuğa vururken omzumdan dürtülmesiyle ilk yanıma döndüm. Biri yoktu. Arkamdan birinin dürttüğünü anladığımda bir teyze olduğunu fark ettim.
"Efendim teyze? Bir şey mi istedin?"
"Yok kızım da..kafanı sürekli koltuğa vuruyorsun. İyisin değil mi?" dediğinde bir süre bakıştık. Daha sonra şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırırken tam cevap verecektim ki teyze sözümü kesti. "Düşünme düşünme diye sayıklıyorsun iki saattir." dediğinde teyze imayla gülerken ben gözlerimi büyüttüm.
"İ-iyiyim. G-gayet. Teşekkürler yine de." dediğimde tekrar konuştu."Yoksa az önce öpüştüğünüz çocukla ilgili mi?"
Ben gözlerimi pörtletip teyzeye bakarken teyzenin yanındaki genç benim yaşlarımdaki çocuk konuştu. "Rahat bıraksana kızı babaanne. Bir kerede bir şeye burnunu sokma."
Teyze ona göz devirip bana döndüğünde hala şaşkınken konuştum."Ben..yani..yok ondan değil teyze. Neyse ben önüme döneyim u-uçak kalkacak b-birazdan."
"Aman be sende hiç dedikodu bilmiyorsun." dediğinde çocuk mahçup bir ifadeyle bana baktı.
"Çok özür dilerim gerçekten. Biraz..yani aklı dengesi falan.."