İyi okumalar!❤
***Gece gök gürültüsüyle gözlerimi aralarken rahatsızca yerimde doğruldum. Kısık gözlerimle karanlık odaya baktım. Yatağa yasladığım kolumda bir nefes hissettiğimde hızla yatağın diğer tarafına baktım. Bu adamın benim dibimde ne işi vardı ?
Hızla yataktan kalktığımda az önce dibime girmiş pislikte kafasını kaldırmış bana bakıyordu."N'oluyor lan?" diye konuştuğunda yatağın yanındaki bedenimi bir adım daha geri çektim.
"S-su alacağım." deyip gidecekken bileğimden tutup beni kendine çevirdiğinde hızla bileğimi pis ellerinden çektim.
"Dokunma!"
Pislik tüm mide bulandırıcılığıyla derin bir nefes verirken sırtını yatağın başlığına yasladı. Oraya bir daha sırtımı yaslamayacaktım.
"Sakin ol karıcığım. Sadece bana da su getir diyecektim." deyip iğrenç dişleriyle sırıttığında yüzümü buruşturarak odadan çıktım ve alt kata inip mutfağa girdim.
Yavaş hareketlerle dolaptan bir bardak alıp su doldurdum ve tek nefeste hepsini içtim. Yatak odasına gitmek şuan hiç içimden gelmiyordu.
Gerçi şu ana kadar hangi bir şey içimden geldiği gibi olmuştu ki ?
Kalçamı tezgaha yaslayıp gözlerimi duvarda gezdirdim. Gözlerim dolarken belkide bir şeyde olsa içimden geldiği gibi olsaydı şuan evli olmayacak ve okuyor olacağımı düşündüm. En önemlisi de belkide hayatımda bana değer verenleri kaybetmeyecektim. Ama bunlar boş bir hayaldi sadece artık benim için. İki senedir kurduğum bir hayal..Hak ettiğim hayat bu değildi bunu biliyordum. Belki şuan bu hak etmediğim hayatımdan kaçabilirdim. Evden kaçabilirdim. Ama beni yakalaması en fazla bir kaç saatini alacaktı yukarıdaki yatakta su bekleyen pisliğin. Zengindi. Çevresi genişti. Ama pislikti. Boş bir insanla aynı hayatı paylaşmak zorunda olmaktan nefret ediyordum.
Mutfak kapısından gelen sesle hızla duvara dalan gözlerimi kapıya diktim. Pis pis sırıtarak beni süzerken bir kaç adımda yanıma geldiğinde irkildim.
"Su istediğimi hatırlıyorum karıcığım." derken beni tezgahla arasına aldığında dolan gözlerimi saklamak için başımı eğdim.
"Konuşurken yüzüme bakmanı kaç kere söyleyeceğim?" diye sakin ama korkutucu kalın sesiyle konuştuğunda kafamı kaldırmadım yine de. Artık üzerimde denemediği tek şey beni öldürmek olduğu için dövmesinden ya da başka türlü işkencelerinden pek ürktüğüm söylenemezdi.
Sertçe çenemi kavrayıp kafamı kaldırdığında koyu gözlerine baktım.
"Yüzüme bakacaksın!"
Gözlerimi sımsıkı yumdum ve tekrar açıp kısık sesimle konuştum."S-söylesene...bakılacak yüzün var mı?" deyip sertçe kafamı geri çektim ve çenemdeki elinden kurtuldum ama bu seferde iki eliyle saçlarımı eline doladı ve yüzümü yüzüne yaklaştırdı.
"Bak.. Yakından bak. Varmış değil mi yüz?!" dediğinde canım acısada alayla güldüm.
"Ck..hala göremiyorum." dediğimde dişlerini sıktığını anlarken geri çekildi ve hemen ardından yanağıma sert bir tokat geçirdi. Acıyla bağırırken yere yığıldım. Ben kalkmayıp öylece yerde dururken saçlarımda hissettiğim elle kaldırılmam bir oldu."Gece gece kendini dövdürtmek mi istiyorsun sen? Derdin ne?" derken bir tokat daha geçirdi.
Ben tekrar yere yığılırken onun olmayan pis yüzüne baktım ve konuştum.