BÖLÜM 1 - Mavi Saçlı Adam

102 10 0
                                    

Korkuyla bir köşeye sinip oturdum, çok sinirli görünüyordu. Neredeyse nefes bile almıyordum. Lütfen sakin ol ve bırak bizi demek istiyordum. Ama korkudan ağzım kurumuştu, konuşamıyordum. Arkadaşlarıma baktım. Gözlüklü koltuğun yanında, ela gözlü de televizyon ünitesinin kenarında duruyordu. Onlarında gözü benim gibi silahlı adamdaydı. Odanın ortasında kahve sehpasının yanında durmuş tek tek bize bakıyor, odayı inceliyordu.

Kimdi? Bizden ne istiyordu? Bilmiyorduk. Tek bildiğimiz gecenin bir saati eve zorla girip bize bütün kapı ve pencereleri kilitlettiği. Sırtında büyük bir çanta ve elinde de bir silah vardı. Ama daha dikkat çekici olan özelliği ise mavi saçlarıydı. Telefonlarımızıda alıp kahve masasının üzerine koymuştu. Bana uzak kalıyorlardı. Hiç bir şey yapamazdım.

Durduğu yerden bizlere bakmaya devam ederken konuştu. Şaşkınlıkla onu dinledim. Beni şaşırtan konuşması veya söyledikleri değildi. Sesiydi. O kadar güzel bir sese sahiptiki, bir bebeğe ninni söyler gibi konuşuyordu. Biraz önce bize kapıları kapatmamızı söylerken ki sesinden çok farklıydı.

"Bakın size zarar vermek istemiyorum. Uslu durursanız hiç birinize zarar vermem. Tek istediğim bir kaç gün saklanmak. Ardından gideceğim ve sizde beni unutacaksınız. Anlaşıldı mı?"

Hiç birimiz cevap vermedik. Ayağını sertçe vere vurunca korku ile irkildim.

"Anlaşıldı mı dedim!?"

"Ee-evet, evet anlaşıldı."

Konuşurken sesim titremişti. Arkadaşlarıma hızlıca göz attım. Bir elleri ile ağızlarını kapatmış sessizce göz yaşı döküyorlardı. Bir şeyler yapmam gerekiyor.

"Anlaşıldı. Biz seni bir kaç gün saklayacağız ve sende bize zarar vermeyeceksin. Değil mi?"

Sırtımı duvara yaslayarak oturduğum yerden yavaşça kalktım. Hiç bir şey demeden beni izliyordu. Ona doğru bir adım attım. Silahı tutan elinin hareket ettiğini gördüm. Ona biraz daha yaklaşıp elimi uzattım.

"Tanışalım o zaman, madem bir kaç günlük ev arkadaşı olacağız. Ben-"

Silahı tutan eli ile yüzüme sert bir darbe indirince dizlerimin üzerinde ayaklarının dibine düştüm. Düşerken kafamı kahve sehpasına çarpmıştım. Bütün bunlar o kadar hızlı olmuştu ki nefesim kesildi ve duyma yetim kayboldu. Uzay boşluğunda süzülüyormuş gibi hissediyorum.

Uzaktan gelen bir takım sesler duydum. Kimin konuştuğunu ayırt edemiyordum. Adamın yanıma çömeldi.

Boşta olan eli ile çenemi tutup kafamı kaldırdı. Hissettiğim acıdan dolayı gözlerim dolmuştu. Onu bulanık bir şekilde görüyordum. Sonra bir şeyler söyledi. Ağzının kıpırdandığını görebiliyordum. Ayağa kalkıp benden uzaklaştı. Bir kaç dakika sonra işitme duyum az da olsa düzelmişti.

Ela gözlü elinde ilk yardım çantası ile gelip yanıma oturdu. Canımı acıtmamaya dikkat ederek önce kanayan yerleri temizledi. Ardından pansuman yapıp sargı bezi ile başımı sardı. Yanağımda da büyük bir çizik olduğunu o dokununca anladım.

Başımı kaldırıp etrafa bakınca adamın kollarını göğsünde kavuşturmuş bir şekilde bizi izlediğini fark ettim.

Ela gözlünün işi bitince etraftaki kirli pamukları ve boş paketleri toplayıp çantanın içine attı.

Adam bize yaklaşıp yeniden dizlerinin üzerine çöktü. Gözleri yüzüm üzerinde dolaşırken kendimi huzursuz hissetmiştim. Gözlerimi kaldırıp onun yaptığına yaptım.

İri siyah gözleri, ince sivri burnu ve dolgun dudakları vardı. Yüzündeki sarı renge çalan kirli sakalı bir kaç gündür traş olmadığına işaret ediyordu. Gözlerimiz buluşunca kafamı çevirdim. Canım yanıyor ve korkuyordum. Böyle bir şey nasıl başımıza gelebilmiştiki?

Mavi Saçlı Adam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin