13. Bölüm

153 22 5
                                    


Cleo

Cleo ve Katy yerdeki taşlara takılıp, düşmemek için çok dikkatli yürüyorlardı.

Gün boyu kapkaranlık ve kimsesiz ormanda ilerlemekten hepsi çok yorulmuştu ve dinlenmek için kalın gövdeli, yaşlı bir ağacın altına oturmuşlardı.

Ormanın ürkütücü ama bir yandan da sessiz, huzur dolu bir yer olması Katy ve Cleo'yu da çok etkilemişti.

Ağacın kurumuş yaprakları teker teker dökülüyor ve tertemiz toprağın üzerine düşüyordu.

Carl hemen bir çırpıda ateş yaktı ve üçüde ısınabilmek için ateşin çevresine dizildi.

Yanlarında hiçbir şeyleri yoktu ve üçününde kıyafetleri hem kirli hemde biraz yırtıktı.

Bu durumdan en çok rahatsız olan da Katy' di.

"Şimdi ne yapacağız. Nereye gideceğiz."

"Şimdi biraz dinlenelim. Yarın sabah iyiler kasabasında oluruz. Josh'u bulmamız lazım. O bize yardım eder.

"Josh'u tanımıyorum ama sana yardım edeceğine göre iyi biri olmalı Cleo."

"Evet, Josh çok iyi biridir."

Cleo ablasına bakıp, muzipçe gülümsedi.

Ormanda ki tek ışık dolunay ve geceleri uçarken, yanıp sönen ateşböcekleriydi.

Cleo ateşböceklerini izlemek için sırtını ağaca yasladı ve Carl 'da onun yanına oturup , ağzını kulağına götürdü. Seni seviyorum.

Cleo hiçbir şey söylememiş ve sadece gülümsemişti.

Carl bunu söylediğini Cleo'nun da duymasını istiyordu. Geri çekilip ellerini Cleo'nun yüzüne götürdü ve "Seni seviyorum," diye fısıldadı.

"Ben de seni seviyorum Carl."

Carl Cleo'nun yanağına küçük bir öpücük kondurdu ve ona sımsıkı sarıldı.

Cleo ilk defa kendini bu kadar güvende hissediyordu.

Cleo ilk defa kendini bu kadar güvende hissediyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

##

Kral Brown

Tüm iyi muhafızları Jack'i aramak için yola çıkmışlardı.

Jack üç gündür yoktu ve Kral Brown oğlu için çok endişeleniyordu.

Victoria ve kızları onu ne kadar teselli etmeye çalışsa da onun içi hiç rahat değildi.

Kral Brown için erkek evlat çok daha önemliydi çünkü babadan oğula geçen bir yönetimle yönetiliyorlardı ve eğer Kral' ın erkek çocuğu olmazsa Kral toplumun yüz karası olarak bilinirdi.

Kral Brown biraz olsun rahatlayabilmek için balkonuna çıktı.

Dışarıda yağmur sicim sicim yağıyordu.

Kral Brown tekrardan içeri girdi ve koltuğa oturup, muhafızları beklemeye başladı.

Uzun süren bir bekleyişten sonra muhafız Elmont kapıyı tıklatıp, içeri girdi.

Elmont en iyi muhafızlarından biriydi.

Kral Brown heyecanla yerinden kalktı.

"Elmont, Onu bulabildiniz mi?"

"Kralım, Jack'i ormanda ölü olarak bulduk. Biri karnına bıçak saplamış."

Kral Brown kalktığı koltuğa geri çökerken "Aman tanrım! Şimdi ne yapacağım ben?"

Muhafız Elmont yanına koştu ve;

"Kralım, lütfen sakin olun."

Kral Brown' nun göz pınarlarında tutunamayan iki damla yaş yanaklarına akmıştı. "Tanrı beni korusun."

İşte şimdi kaybetmiş gibi hissediyordu.

###

Varsayılan Başlık - Kendi Başlığını YazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin