Medya'da Deniz :)
Tamam arkadaş bu çocuk kesin tatilim boyunca bana işkence yapıcak. Kesinlikleee. Ama ben de Elif'sem bu çocuğu alt etmesini bilirim. Kimler çıktı be benim karşıma pehhh. Bu çocuğa mı sabredemiyeceğim.
Evin kapısını çalacakken Deniz geldi aklıma. Sahi o ne yapmıştı. Bu arada eşyalarımda onda kalmıştı. Gidip alsam iyi olucaktı.. Hemen almam lazımdı çünkü zaten yaklaşık 3 saat telefon kullanmayarak rekor kırmıştım ama bende fazla bileydi. Bildirimlerime bakmadan nasıl yaşardım yaww.
Yine sabah yaptığım gibi çitlerin üstünden atlayarak geçtim Deniz'lerin evine. Kapının önüne geldim koşarak. Kapıyı çaldım. Kapıyı İpek Teyze açtı.
"Aa Elif'cim Deniz söylemişti yan taraftaki evi tuttuğunuzu ama görüşme fırsatım olmadı. Gelsene içeri" dedi tebessümle. Bu kadını harbi çok seviyordum. Hemde baya kafa dengiydi. Açıkçası kıskanıyordumda. Benim annemde böyle olsaydı nolurdu. Neyse çarpılcam şimdi en iyisi susuyım ben.
İçeri girdim ve salondaki koltuğa oturdum. İpek teyze çok zevkli bir kadındır. Zaten salonunda muhteşem görünmesinin sebebi kesinlikle o.
"Deniz odasında tatlım. Yukarı katta hemen sağdaki oda. Zaten eminim kapısını görünce tanıyacaksın" dedi gülerek. Bende bozuntuya vermeden güldüm. Ama bir bok anlamamıştım. Neyse bulurum heralde. Yukarı çıkmak için ayağa kalktım ve merdivenlere ilerledim. Oha ama artık ışıklı merdivenler mi? Kesin bu saçma fikir Deniz'indir. Anneside kıyamayıp yaptırmıştır. Yazık ya kadına işkence bu kız resmen.
Yukarı çıkınca İpek teyzenin ne demek istediğini anladım. Deniz tam bir pembe hastasıydı ve kapısıda pembeydi. Aman ne şaşırdım. Deniz'e kalsa ağaçlar deniz kuşlar hepsi pembe olsun. Kız hayal dünyasında yaşıyor be.
Kapıyı tıklatmadan direk daldım içeri. İçeri girince birden birşeyi sakladı. Bu salak yine ne karıştırıyordu?
"Napıyordun bakıyım sen?" dedim sorularcasına. 'Hiiiç' manasında salladı kafasını. Konuşmuyordu da. Bunun altında bir bokluk varda hadi hayırlısı.
"Deniz yine neler karıştırıyorsun?" dedim gözlerimi kısarak.
Yutkundu ve başladı konuşmaya "Ya hiçbişey karıştırmıyorum" dedi sondaki 'm' yi uzatarak. Kollarımı göğsümde birleştirdim. Yükümü tek ayağıma vererek diğer ayağımlada ritim tutmaya başladım.Tek kaşımı da kaldırdım. Tam anneme benzemiştim şu an.
"Ya uf tamam be." dedi ve yorganın altına sakladığı tuzlu krakerleri çıkardı. Salak kız vallaha öldürücek bu kendini. Deniz böbrek hastasıydı ve ona tuz yasaktı. Ama inadına yerdi. Onun için kural yoktu arkadaş.
"Hiiii" dedim yaşlı teyze şaşırma modunda. "Ver bakiiiimm onları bana. Cıss onlar ablası" dedim ve gülerek aldım elinden. Hepsini aynı anda ağzıma sokup büyük bir iğrençlik yaparak kurtuldum krakerlerden. Yemeye çalıştıkça daha da komik bir hal alıyordum. Ya da daha da iğrenç mi demeliyim.
"Oha Elif hayvan mısın?" dedi şaşırarak.Ardından oda durumun saçmalığını farkedip başladı gülmeye.
"Kızım ben buraya telefonum için geldim senin saçmalıklarınla uğraşıyorum. Telefonumu ver de gidiyim." dedim ciddileşerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Aşkım
RomanceSıkılmamak için şarkı mırıldanmaya başladım. O sırada kafama bir ağır bir seyin çarptığını hissettim. Ardından müthiş ağrının merkezine elimi koyup acısını dindirmeye çalıştım. Yere baktığımda bir basket topu gördüm. Kafama çarpanın o oldugunu anlam...