Bölüm 1 - Cansu

9 1 0
                                    

İlk bölümümle karşınızdayım, umarım okumaktan zevk alırsınız. İyi okumalar. :)
ps. Aslı: Cansu'nun kız kardeşi.

• • • • •

"Aslıı! Siyah kot pantolonum sende mi?"
"Bende ama makineye atacaktım çünkü dün giydim. Getiriyim mi?"
"Kahretsin. Her gün benim kıyafetlerimden giymek zorunda mısın?! Getirme dur, başka bir şey giyerim."

Dolabın en ücra köşesinde bulduğum dar kot pantolonumu altıma geçirdim, üstüme de hafif dekolteli askılı kırmızı bluzumu giydim. Fazlasıyla esmer olduğum için kendime böyle canlı renkleri yakıştırıyorum. Pantolonumla pek uymadı ama olsun. Sonuçta erkek milleti pek anlamıyor bu işlerden. Aynada kendimi beğenmiş beğenmiş süzerken Aslı odama daldı.

"Bi' dön bakayım nasıl olmuşsun."

Vücudumu ona döndükten sonra sevdiğini ima edercesine başını salladı.

"Güzelsin, ilk buluşma için fena değil. Nereden tanıştınız?"
"Instagram'dan eklemişti öncelerden, birkaç gün önce yazdı. Normalde de beğeniyordum. Resmini gösteriyim mi?"

Resmini gösterdim.

"Hmm, biraz soğuk bir havası var ama sevdim. Gözleri çok hoşmuş. Nerede buluşacaksınız?"
"Arabayla gelip alacakmış, büyük ihtimalle kahve içmeye falan gideriz. Hadi sana bu kadar dedikodu yeter, makyajımı yapıyım on dakikaya buradaymış."

Odamdan çıktıktan sonra yavaşça tekrar kapıyı açtı.

"Ha bu arada Esin'in haberi var mı? Ağzımdan kaçırmayayım."
"Yok. Bu sefer söylemedim. Bunu pek duymasını istemiyorum."

Fondöten, rimel, eyeliner ve mat ruj olayımı tamamladıktan sonra çantamı taktım ve evden çıkıp site kapısının önünde beklemeye başladım. Beş dakika içerisinde beyaz bir araba tam önümde durdu. Hafifçe gülümseyip arabaya bindim. Yüzünde soğuk bir ifade vardı ancak sonradan o da gülümsedi.

R: Hoşgeldin!
C: Hoşbuldum. Nereye gidiyoruz?
R: 5. caddenin üzerinde hep kafeler var, herhangi birinde oturabiliriz.
C: Bana farketmez.

Yol boyunca genel konulardan bahsedip durduk, hangi okuldasın, hangi bölümdesin vs. Kendisi çalışıyordu. Arabalara büyük bir ilgisi vardı. Özellikle yarışlarını izlemeyi çok seviyordu. Futbolla da ilgiliydi, Fenerbahçeliymiş. Ben Beşiktaşlıyım, ortak bir noktamızı bulunca hemen o konuda konuşmaya devam ettik. Konuşması çok akıcıydı, sıkılmadan her konudan konuşabilirdik. Yeşil gözleri anlamlı bakıyorlardı. Konuşurken gözlerimi hep kaçırıyordum. Açıkçası çok etkilenmiştim. O benden etkilenmiş miydi bilmiyordum... Konuşsa sabaha kadar sıkılmadan dinlerdim. Saat geç olunca artık kalkma vaktim gelmişti. Arabayla yolculuğumuz tekrar sakin geçti, bu sefer biraz durgunlaşmıştı. Ben de konuşmayı pek beceremem aslında, o yüzden konu açamadım. Kendisine teslim etmiştim bu konuda kendimi. Kırmızı ışıklardan geçerken gözlerine yansıyan renk bile içimi eritmeye yetiyordu. Ben bu çocuktan çok hoşlanmıştım. Gözlerimi alamıyordum bile. Elde etmek için elimden geleni yapardım. Lakin bana karşı olan ilgisinden pek emin değildim. Yüzünden hiçbir şey anlaşılmıyordu ve zaten ben de insanların içini okumayı pek beceremezdim.

Evimin önünde arabayı durdurdu. Saat on ikiye yaklaşıyordu.
R: Geldiğin için teşekkür ederim Cansu. Baban kızmaz umarım?
C: Yok kızmazlar merak etme. Asıl ben teşekkür ederim, çok güzel bir akşamdı.

Gülümsedikten sonra sessizlik oldu, büyük ihtimalle o arabadan inmemi bekliyordu ve ben sadece kendi nefes alış verişimi duyuyordum. Arabadan inmeyi hiç istemiyordum, o bana güzel gözleriyle ne olduğunu anlamaya çalışırcasına bakmaya devam ediyordu. Zaman böyle dursun istedim, bana öyle bakmaya devam etsin. Bir anda dayanamayıp kendimi dudaklarına bastırdım. Ne kadar küçük bir öpücük almak istesem de tepkisini merak ettiğim için öpmeye devam ettim. Dudağımın altındaki hareketlenmeyi hissedince karnımdaki kelebekler kanat çırpmaya başlamışlardı. Rüzgar, dudaklarımın tadına bakıp geri çekildi. Derin bir nefes aldı.

R: Cansu, yanlış anlamanı istemem ancak şu an ciddi ilişki düşünemiyorum. Yine de görüşmeye devam edebiliriz ama adını koyacağıma söz veremem.
C: Olacağı varsa zamanla olur zaten, dert etme. Sadece dayanamadım.

Yüz ifadesi hiç değişmiyordu, dudakları kilitlenmiş bir şekilde duruyorlardı sanki. Bana karşı hiçbir şey hissetmemiş miydi acaba? Ama o zaman neden karşılık vermişti? Ben anlamsızca suratına bakarken tekrar konuştu.

R: İstersen ailen meraklanmasın.
C: Ya, doğru, evet. Ben ineyim artık. İyi geceler Rüzgar.
R: İyi geceler Cansu.

Eve girince aileme selam bile vermeyip kıyafetlerimle yatağıma attım kendimi. İşler tam olarak istediğim gibi gitmese de, yine de kendisinden de karşılık görmüştüm. Bence karamsar olmamalıydım. Hevesle telefonumdan güzel aşk şarkıları açıp dinlemeye başladım. Şarkılarda hayal kurarken yanımda hep Rüzgar'ı düşünüyordum. Yaşayabileceğimiz romantik anların hepsinde... Ben çoktan abayı yakmıştım. Belki de fazlasıyla çabuk...

Aradan birkaç gün geçti. Whatsapp'tan konuşmaya devam ediyorduk ancak konu konuyu pek açmıyordu. Tekrar buluşma planımızı mantıklı bir gerekçeyle iptal etmişti. Çok da üzerine gitmek istemiyordum, zaten onu öptüğümde fazlasıyla ileri gitmiştim. En kötü tarafı da her saniye ondan mesaj beklememdi, bazen gün boyunca hiç konuşmuyorduk ama akşamları bir "Nasılsın?" mesajı bile atması beni mutlu edebilmeyi başarıyordu. Tam düşüncelerimde boğulurken telefonum titredi, mesaj atan Rüzgar'dı:

R: Cansuuu, ya biz bu akşam için plan yapmıştık seninle ancak Ümit çok ısrar etti, işimiz varmış. Başka zaman mı görüşsek?

Bir de pişkin surat emojisi.

C: Bana farketmez, önemli değil ama bir dahakine artık senden bekliyorum.
R: Telafi edeceğim ya :D Özür dilerim tekrardann.

Bir anda keyfim kaçtı, halbuki sabah nasıl da keyifli uyanmıştım. Akşama kadar yatakta debelenip durdum. Canım hiçbir şey yapmak istemedi. Rüzgar'la buluşmayı çok istemiştim, çünkü fazlasıyla özlemiştim. Gece uyuyamadım bile, buluşmamamız içime o kadar oturmuştu ki. Rüzgar'a karşı çok ciddi duygular besliyordum. Gece saat on ikiye doğru, belki Rüzgar hikaye atmıştır diye Instagram'da gezinmeye başladım. Hiçbir şey koymamıştı. Zaten baya gizemli birisiydi. Belki de beni kendisine çeken olayı buydu. Yanındayken nasıl hissettiğini anlayamıyordum. Öylesine vakit harcarken takip ettiklerimin hareketlerinde Rüzgar'ın ismini gördüm:

"ruzgarataman, esinkalayci'yi takip etmeye başladı."

Dünyam o saniyede başıma yıkıldı.

1. Bölum Sonu

Bir Zaman Hatası (Tanıtım Bölümü)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin