1.BÖLÜM ''KARA DELİK''

33 0 0
                                    

Ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı ya da ölüm inecek yeryüzüne.

-Nazım HİKMET

Yeni yeni kararmaya başlamış hava kasvetli ve soğuktu. Öyle ki yağmur caddelerdeki insanların kötülüğünü akıtmaya yemin etmiş gibi sağanak yağıyordu. Üşümüyordum ama hoşuma gittiği de söylenemezdi. Nereye gittiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu ta ki arkamda yürüyen iki sadukalın konuşmasını duyana kadar. Adımlarımı yavaşlatarak önüme geçmelerini sağladım. Sadukallar yıldızların ve gezegenlerin birbirleriyle haberleşmesini sağlayan askerlerdi. Sakin bir mekâna girip en dipteki masaya oturdular. Ben de onları duyacak kadar yakınlarına oturdum.

''Satürn'den gelen bilgiye göre karar verildi. Artık geri dönüşü yok.'' dediğinde başımı istemsizce o tarafa çevirdim.

''Kronos en tepkili kral. Yıldızın bok torbasından ibaret olduğunu düşünüyor. Yeryüzünde yaşayıp olaylara yakından tanık oluyor. Bu da onu haklı kılıyor.'' Dedi ve garsonu çağırdı. Şaşkındım. Yıldızın ahlaki ve yönetim bakımından kötü olduğunu biliyordum fakat bu kadar kötü olduğundan bihaberdim. Kronos diğer krallar gibi gökyüzünde değil yeryüzünde yaşadığı için zamanı kontrol eder, disiplin ve ahlak kurallarını belirlerdi. Ve eğer tüm kurallar bozulmuşsa Kronos'un kuralları gereği yıldız kara deliğe dönüşürdü. Lanet olsun! Her şeyi yeni kabullenmişken yeni alışmışken başka yıldıza uyum sağlayamazdık. Şakaklarımı ovmaya başladım. Ne düşüneceğimi bilmiyordum. Deri ceketimi alıp dışarı çıktım. Evin yolunu tuttum. Yağmur hızını azaltmış, hafif hafif çiseliyordu. Zaten ıslanmayı da sevmezdim. Adımlarımı hızlandırdım. Hemen eve gidip kardeşime haber vermeliydim. Babamla annem anlaşamayıp boşanmış, bizle uğraşmak istemeyip başka başka yıldızlara gitmişlerdi. Biz de kız kardeşimle ortada kalmıştık. Sonrasında bu yıldızda hayat daha kolay olduğu için bir sene önce buraya gelmiştik. Ben yıldız içi ulaşım araçları satan bir yerde çalışıyordum. Fazla kazanmıyordum ama kardeşimle bana yetiyordu. Ayçin de çalışmak istiyordu ama onun değil çalışmasına dışarı çıkmasına bile izin veremezdim. Zaten daha 17 yaşındaydı. Biz geldiğimizde bu yıldız halkı böyle ahlaki kurallara uymayan, doğaya ve birbirlerine zarar veren, bencil bir halk değildi. Ne olduysa bu bir sene içinde olmuştu. Halk özel güçlerini kötü işler için kullanmaya başlayınca Kral Kronos halkın özel güçlerini elinden almıştı. Özel güçleri elinden alınan halk kudurmuş daha kötü şeyler yapmaya başlamıştı. Demek ki Kronos da bu halkın akıllanmayacağını anlamış, yıldızın kara deliğe dönüşmesine karar vermişti. İşte şimdi anlamıştım neden üç aydır kimsenin başka bir yıldıza gidememesini. Kral, yıldızın etrafına kalkan çevrelemişti. Kimse başka bir yıldıza göç edemiyordu. Ama suçsuzlar, kötü şeyler yapmayanlar, zarar görmemek için evinden bile çıkmayan insanlar bunu hak etmiyordu. Bizde suçsuz olarak yok olmayı hak etmiyorduk. Bu yıldıza daha yeni alışmışken böyle şeyler olması sinirlerimi bozuyordu. Eğer onlar boşanmasaydı oradan oraya sürüklenmeyecektik. Babam hep ilgisiz birisi olmuştu. Annem ilgiliydi fakat sabırlı olmadığı için o da bizden vazgeçmişti. Aklım derin düşünceler içinde boğulurken ileride yine bir adamın birisini bıçakladığını gördüm. Diğer tarafta yaşlı bir adamın salapisini çalmaya çalışıyorlardı. Yardım etmek istiyordum ancak tek başıma hangi birisine yardım edebilirdim ki. İnsanlar nasıl bu hale gelebilmişti. Aklım ermiyordu. Hemen bu çığırından çıkmış insanlara fark ettirmeden sessizce evime ulaşmalıydım. Yoksa canımı kurtarabileceğim meçhuldü. Neyse ki eve çok az bir mesafe kalmıştı. Adımlarımı daha da hızlandırdım. Koşmuyordum ama yürüyor da sayılmazdım. Eve ulaştığımı fark edince kendimi telaşla içeri atmam bir olmuştu. Bir oh çektim. Hemen Ayçin'in odasına gittim. Odasında yoktu ama banyodan su sesi geliyordu. Salona geçerken kapı çaldı. Kapıyı açtığımda karşımda elinde kalınca bir kitap olan bir kadın vardı.

BERCESTE YILDIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin