Günler geçiyordu ve Kwon Ji Yong'un Chenle'ya olan tacizleri çoğalıyordu.
Ev sahipleri olduğu için evin anahtarı onda vardı ve sık sık eve girip çıkıyordu. Her zaman Jisung ve Chenle'nun odasına uğruyordu. Chenle'yu her gördüğünde ona sırıtıyor ve göz kırpıyordu. Ona baktığında karnında stres ve korkudan olsa gerek, delireceğini düşündüğü keskin bir ağrı beliriyordu Chenle'nun. Ona bakmak bile korkudan tir tir titremesine yetiyordu.
Chenle ondan uzak durmaya çalışıyor, kendisine yaklaşacak gibi olduğunda en uzak köşeye gidiyordu. Fakat ondan kaçmak imkansızdı. Çünkü o, bu gibi işleri yapmaya alışkındı ve şu aptal çocukların aileleri çenelerini tutsalardı hapse girmeyecek kadar dikkatliydi. En azından Ji Yong böyle düşünüyordu.
Her yanından geçişinde Chenle'ya dokunuyordu. Eli yanlışlıkla değmiş gibi davranıyor ve kuru bir şekilde "Pardon!" diyerek geçiştiriyordu. Chenle biliyordu, hatta emindi. Kwon Ji Yong ona bir şey yapacaktı. Çok korkuyordu. Yapmaması için Tanrı'ya içinden yalvarıyordu. Seneler önce yaptığı şeyler Chenle'ya yeterdi. Hırsını almış olmalıydı. Neden hala buradaydı ki? Ve neden diğer sekiz kişi değil de direkt olarak kendisine gelmişti?
En azından Jisung yanındaydı bu süreçte. Onun durumunu öğrenen diğer ev arkadaşları Kwon Ji Yong'un nasıl bir insan olduğunu anlamışlar fakat sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıp Kwon Ji Yong'a olan saygılarını koruyorlardı. Yine de aralarında mesafe vardı.
Ha, bir de Chenle'ya karşı da mesafelilerdi. Okudukları ve duydukları onları korkutmuş olmalıydı. Bu belaya bulaşmak istemiyor olmalılardı. Chenle onları anlıyordu ve onları tabii ki de suçlamıyordu. Fakat şu koca hayatta en büyük kabusuna karşı yalnız olması onu ölesiye boğuluyormuş gibi hissettiriyordu.
Şey, aslında pek yalnız sayılmazdı.
Jisung vardı.
Jisung geçtikleri iki hafta boyunca Chenle'nun yanından neredeyse hiç ayrılmamış, her yere onunla beraber gitmişti. Onu koruyacağıyla ilgili sözünü tutuyordu. Chenle ile beraber okula yürüyor, okuldan eve yürüyor, marketten bir şey istediğinde hemen gidip alıyordu. Son zamanlarda Jisung ile daha çok yakınlaşan Chenle bir gün Jisung'un onu terk edeceğinden korkuyordu fakat bunu ona söyleyip de kendinden uzaklaştıracak değildi. Şu an tutunabileceği tek dal Jisungtu ve Ji Yong gibi derin, büyük bir uçuruma yuvarlanmak istemiyordu.
Chenle yattığı yataktan doğrularak halâ dışarıda olan Jisung'a mesaj attı.
ZhoungLe: Jisungie~
JiWithSung: Efendim hyung. Yine gelirken bir şey almamı isteyeceksin herhalde?
ZhoungLe: Doğru tahmin ;)
Bir paket cips alabilirsen sevinirim.JiWithSung: Tamam, alıp geliyorum.
-JiWithSung Çevrimdışı-
ZhoungLe: Teşekkür ederim Jisung!
ZhoungLe: Her şey için gerçekten çok teşekkür ederim. Beni koruyup kolladığın, zor zamanlarımda yanımda olup bana destek olduğun, bana diğerleri gibi acımadığın için... Senin sayende kendimi normal biri gibi hissedebiliyorum.
ZhoungLe: Seni seviyorum.
-Bu Mesaj Silindi-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❝buy something before you come❞ ↬chenle&jisung
Historia Corta❝ZhoungLe: Pişt, Jisung. Gelirken bir şeyler alsana.❞ →∞← started: 23rd august 2018 finished: 12nd september 2018 published: 23rd august 2018 genre: fan fiction/texting/romance →∞← ➳zhoung chenle&park jisung →something series second book← ©pureuo