MK- 1

956 47 5
                                    

KLAUS

Şuan şehrin yönetimini geri aldığımız New Orleans ta bir barış göstergesi olsun diye  hazırlanmış çok sıkıcı bir partideyim. Cadılar, vampirler ve canımı sıkan kurtadamlar. Kurtadamları neden mi sevmiyorum ? Üzerimde bir kehanet var. Bin Yıllık bir kehanet. Bir kurtadam tarafından öldürülücem diye. Bu kehaneti bin yıl önce öğrenmiştim. Kehanet " Bin yıl sonra bir kurtadam tarafından öldürülüceğim üzerine kurulmuştu. Ve bin yıl doldu. Mümkün olduğunca kurtadamlardan uzak duruyorum. Neden uzak durduğumuda bilmiyorum. Nede olsa beni ve kardeşlerimi öldürebilecek tek silah yok edildi. Ama yinede uzak duruyorum. Bin yıl önce annem kurtadam tarafımı bastırmak için beni lanetledi. Bundan birkaç yıl önce laneti bozdum. Her neyse bu paranoyaklığı bırakıp partinin tadını çıkarayım.

HAYLEY

mikaelsonların evinde düzenlenen partiye katılmıştım. Neden mi düşmanımı daha iyi tanımak değer verdiği şeyleri öğrenmek ve onun canını yakmak için.  Düşmanım kim mi?

KLAUS MİKAELSON

Kötü melez. Daha 2 hafta önce en yakın arkadaşımı öldürdü. Bende onu öldürücem ve buna imkanım var. Şimdi önce partide biraz eğleneyim.

KLAUS

Bu kadın da kim? Yavaşça içki alma bahanesiyle yanına Yaklaştım.  Masadaki viski şişesini alıp

" Çok sıkılmış gibisiniz." dedim. Önce bana bakıp sonra elimdeki viski şişesine baktı.

"Vampirleri pek sevmem." dedi. Yuzume çarpık bi gülümseme yerleştirip.

" O zaman ne kadar şanslıyım. Çünkü ben yarı kurdum." dedim. O da bana doğru dönüp bir adım yaklaştı ve

"malesef ki hiç kurt gibi davranmiyorsun. Sende kan emiyorsun. Ölümsüzsün. " dedi.

Klaus onun yanında kehaneti unutmuştu. Tek düşüncesi onu istediği idi ama bu pek kolay olmayacaktı.

Klaus, " Bende kurtadamlar pek sevmem. Bence sandığından daha çok ortak noktamız var." dedi. Hayley bu cümlenin üzerine bir kahkaha attı.

"ne o bana mı yürüyorsun." dedi.

" belki. Ama sorun bende değil sende yani ben demedim sana bu kadar güzel ol diye."

Hayley kücükçe bir tebessümle
" teşekkürler" dedi. Bu tebessümle üstüne klaus rahatlamıştı. Klaus,

" Gel sana göstermek istediğim bir şey var." dedi.

HAYLEY

Nasılda sulandı. Ama gitmem gerek. Belki işime yarar bir şey bulurum. Klaus' u başımla onaylayıp onu takip ettim. Beni bir odaya götürdü. Büyük ihtimalle onun odasıydı. Daha sonra odanın başka bir odaya çıktığını gördüm. Klaus,

"gel. Umarım o kadar ruhsuz bir insan olmadığımı anlarsın."

Gösterdiği odaya girdim. Bu da ne şimdi bu oda tablolara dolu. Ne yani bunları o mu çizmişti. Hayatta inanmam resim duygu ister,kibarlık ister.Klausa dönüp

"Bunları neden bana gösteriyorsun?" dedim. Klaus yaslandığı kapıdan uzaklaşarak yanıma geldi. Şuan aramızda çok az bir mesafe vardı.

" Çünkü benim duygusuz bir pislik olduğumu düşünüyorsun. " diye yanıtladı.

" Ne yani bunları sen mi çizdin." dedim. Bana bir adım daha yaklaşarak kulağıma eğilip nefesini üfleyerek

" hıhı" dedi. Aman Tanrım bu adam işini biliyor. Ve benden etkilendiği belli. Belki bunu kullanabilirim. Nede olsa yakışıklı olan herkesle birlikte olabilirim. Ve o fazlasıyla yakışıklı ve seksi. Hem böylelikle güvenini kazanırim. Kafamı kaldırıp bir adım attım. Buna şaşırmış olmalı ki bi an gözlerimin içine baktı. Ona doğru uzanıp dudaklarını dudaklarımla kapattım. Hemen karşılık verdi. Daha sonra bacaklarımdan tutup beni kucağına aldı.  Bir süren öpüştükten sonra beni duvara yaslayıp elbisemin askılarını indirdi.Daha sonra  boynumu emmeye başladı. O sıradan ben parmaklarımı saçlarına geçirip çektim. Kafası geri doğru  yaslanınca ben onun boynuna gömüldüm. Boynundan ayrılınca tekrar öpüştük daha sonra beni yatağa yatırdı. Yatağa yatırdıktan ben onun üstündeki gömleğin düğmelerini koparttım.

➖➖➖➖➖

SABAH YAZARDAN

Klaus ve Hayley gecenin verdiği yorgunlukla mışıl mışıl uyuyordu. Ilk uyanan Klaus olmuştu. Uyanınca Hayleyi izlemeye başladı. Bir süre izledikten sonra Hayleyin sırtındaki doğum lekesi dikkatini çekti. Klaus un içini bir telaş sardı. Hayley hilal kurt sürüsündendi. Ve kehanete göre klausun ölümü Bir hilal kurdu tarafından gerçekleşicekti. Ama sonra klaus eğer öyle bir derdi olsaydı zaten yapardı dedi kendi kendine. O sırada Hayley uyanmaya başlamıştı. Klaus bunu daha sonra düşünürüm diyip hayley döndü.

" Günaydın." dedi. Hayley kollarını iki yana açıp

"Günaydın " diye karşılık verdi. Bütün bunlar olurken klaus Hayleyi pür dikkat izliyordu. Bunu fark eden Hayley

"Ne zaman uyandın?" diye dikkatini dağıttı. 

"bir yarım saat oldu." diye yanıtlıyor klaus.

" yarım saattir beni mi izliyorsunuz? "

Klaus çarpık bir gülüş atıp gülüşü başının salladı.

Hayley bir süre sessiz durdu daha sonra klaus a olan nefreti ve onu öldürme isteği bir anda kendini gösterdi. Hayley in bu evden çıkması gerekiyordu. Evinden akmeşeyi alıp onu öldürmesi gerekiyordu. Zaten bunun için gelmemişmiydi. Hayley

" benim gitmem gerek." dedi. O sırada üstüne kıyafetlerini giyiniyordu. Klaus başını sallayıp

" peki ufak kurt " dedi. Kıyafetlerini giyen Hayley tam kapıdan çıkıcakken
yatakta yatan klausa dönüp onu dudağına bir buse bıraktı. Sonra arkasına bakmadan odadan çıktı. Bunu neden yaptığını bilmiyordu. Sadece yapmak istemişti ve yapmıştı. Ve bu Klausun çok hoşuna gitmişti. Evin kapısına gelen Hayley bir ses duydu. Kim diye arkasını döndüğünde karşında Rebekah ve Elijah Mikaelsonu gördü. Hayleyi fark eden Rebekah

"sen de kimsin?" diye soru sordu. Aynı şekilde Elijah ona destek çıktı.  Hayley,

" Ben Hayley... Hayley Marshall." diye yanıtladı.

O sırada konuşmaları duyan klaus aşağıya indi.

" Kardeşlerim Hayley le tanışın.  Kendisi dünyanın en büyüleyici kadını. " dedi. Hayleyi gördüğü andan beri gözlerini üzerinden ayırmayan Elijah

"aynen öyle "  diye fısıldadı. Ama klaus bunu duymuştu. Bir süredir sessiz kalan Hayley.

"Tanıştığıma memnun oldum fakat benim gitmem lazım. Görüşürüz." dedi ve kapıdan çıktı.  Hayley in yeterince uzaklaştığını anlayan klaus Elijah duvara yapıştırıp

" sakın kardeşim. Hayley benim.."

Okuduğunuz için teşekkürler
 
     Desteklerinizi bekliyorum

MELEZ KEHANETİ ( KLAYLEY )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin