HAYLEY
Ah bu yaptığım yanlıştı. Tamam belki o zaman doğru gelmişti ve yapmıştım. Üf neyse gidip Davina ile dertleşim. Ne de olsa Klaus u öldürmek için gerekli olan ak meşenin bende bilen tek kişi o. O benim en iyi arkadaşım ve çok güçlü bir cadı. Ben tüm bu olaları düşünürken çoktan Davina nın yanına gelmiştim. Beni görünce önce şaşırsada sonra boynuma atlamıştı.
-"Kimleri görüyorum. Hayley Marshall dün gece nerelerdeydin. Sana gelmiştim ama evde değildin."
Hayley alnını kaşıyarak "Dün gece mikaelsonlarda düzenlenen barış partisine gitmiştim. Ve partiden sonra ben bi bok yedim. Ama ne bok." dedi. Davina anında gözlerini büyütüp Hayleyi içeri sürükleyip koltuğa oturtu. Daha sonra kendiside yanına oturup heyecanla
" Dökül." dedi. Hayley sıkkınlıkla olayları anlatmaya başladı.
" Ya işte parti çok sıkıcıydı. Daha sonra klaus yanıma geldi. Bana güzel sözler söyledi. Sonra beni tablolarla dolu bir odaya götürdü..." Davina
"stop" diye bağrınca Hayleyde konuşmasını yarıda kesti. Davina ardından
"Tablolar he adamın değişik fantazileri varmış. Ah daha da eğlenceli olamaya başladı."dediğinde Hayley gözlerini büyütüp yavaşça koluna vurdu
" Kes sesini de dinle. İşte bu tabloları kendisinin çizdiğini söyledi. Daha sonra bana öyle bir baktı ki benden etkilendiğini anladım. Bende belki işime gelir diye şey ettim işte." dedi. Davina ise o sırada gülerek onu sinir etmek için
"Ney ettin" diye sordu. Hayley ise aniden
"Onunla seviştim." diyiverdi. Davina kahkaha atmaya başladığında Hayley ne söylediğini anlamıştı. Daha sonra Davinayı susturmak için saçma sapan hareketler yapmaya başladı. Davina gülmeyi kesince Hayleye
" E küçük kurt ne işine yaradı bu yaptığınız klausu öldürme dürtülerine ne oldu." dediğinde Hayley sinirle kaşlarını çatıp yerinde doğruldu.
"Aynı o Tylere öldürdü. Bende onu öldürücem." dedi
"E o zaman ne bekliyorsun. Onu öldürmen için gerekli tek şey elinde."
" Doğru ama bugün olmaz . Hem yarın dolunay var. Ve zaten onun onun evinden geliyorum. Evden çıkarken Elijah ve Rebekahla karşılaştım. Klaus beni onlarla tanıştırdı. Hoşuma gitmezlerse hepsinin kökünü kuruturum." dedi. Daha sonra ayağa kalktı.
"Bataklığa gidicem. Belki sürüden bir iz bulurum." dedi.
daha sonra Davinaya sarılıp ordan uzaklaştı.
KLAUS
Sabah Elijahla biraz tartıştık. Ama Rebekah her zaman ki gibi bizi sakinleştirdi. Ev üzerime üzerime gelmeye başlayınca Marcelin yanına gittim. her zamanki gibi yenileri eğitiyordu. Bu işten hiç sıkılmıyor. Beni görünce işi Joshua ya bıraktı. Bana doğru gelirken
"hiç sıkılmıyorsun demi şu işten" diye sordum. Oda gülerek
"Ben sana kadınlardan hiç sıkılmıyormusun diye soruyormuyum. Hayırdır ne rüzgar attı seni buraya " dedi
"Ev üzerime gelmeye başladı.Bilirsin Elijah işte hiçbir eğlenceli yanı yok" dedim . Daha sonra yürümeye başladık. Marcel
" Sen Mustic Falls tan döndüğünden beri hiç eğlenmiyorsun ki. Partiler, kadınlar sana eğlenceli gelmiyor artık." dediğinde gülümseyerek
"Doğru ama dün gece çok eğlendim." dedim. Marcel şaşkınlıkla bana bana bakıp kahkaha attı. ve
"Vav vav vav Klaus Mikaelsonu hangi New Orleans kadını eğlendirmiş bakalım"dedi.
"Adı Hayley. Hilal kurdu. "diye yanıtladığımda bana gerçekten mi der gibi baktı ardından
"Kehaneti unuttun galiba. Bir hilal kurdu tarafından öldürülüceksin hatırlatım" diye isyan etti.
"Evet biliyorum ama bak hala yaşıyorum.Hem öyle bir niyeti olsaydı bana karşılık vermezdi."
"Klaus sen iyimisin. Belki rol yapıyordu. Belki güvenini kazanmanı istıyordu. Konu hilal kurtları olunca her yol mübah onlar için"
" Yeter Marcel .Ben ve kardeşlerim öldürülemiyoruz. Akmeşe bin yıl önce yok edildi."
dedikten sonra ordan olabildiğince uzaklaştım. Bana şuan iyi gelebilecektek kişi Hayley
HAYLEY
Bataklıktan hiç bir şey çıkmadı. Bende şuan bir kafede oturmuş kahvemi içiyor ve Klaus u nasıl öldürceğimi düşünüyordum ki biri masama oturdu. Yok artık KLAUS
"Merhaba küçük kurt " dedi. Bunu söylerkende o meşhur çarpık gülümsemesini sundu. O an aklımdan bunu kaç kadını tavlamak için yaptığı geçti.
"Bunu bu zamana kadar kaç kadına yaptın" diye soruverdim. O an yüzündeki gülümseme soldu
" Neyi kaç kadına yapmışım."
"O gülümsemeyi" diye açıkladığımda gülümsemesi tekrar yerine geldi. Harika ya bu adam niye böyle gülüyor.
" Saymadım"diye cevap verdi. Bu cevap üzerine onu öldürme isteğim daha da arttı.
"Sayamadığın kadar çok yani" dedim. Neden böyle bir şey dediğimi bende bilmiyorum. Ah lanet olsun neden böyle bir şey dedim ki ben. Klaus şaşırmışa benziyordu. Onun gözlerinin içine baktığımda gülümsedi ve bana doğru eğildi
" Kıskançlık seziyorum sanki"
Ne hayır hayır kıskanmıyorum sadece kıskanmıyorum onu neden kıskanım ki
" Hayır hayır kıskanmıyorum. Seni niye kıskanım kı yani benim neyimsinki. Ne haddime "dedim. Klausa baktığımda hala gülüyordu.
"yarın dolunay var."diye konuyu değiştirdi
"İlk dolunayım değil . 2 yıl geçti onun üstünden." diye takılıyorum.
" Neyse benim gitmem gerek . Rebekah beni bekliyordur şimdi." dedikten sonra ayağa kalktı ve bana doğru eğilip yanağımdan öptü. Ve ardından
"görüşürüz" dedi ve hızla ortadan kayboldu.
Benim bu adamı hemen öldürmem lazım.
Okuduğunuz için teşekkürler
Desteklerinizi bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ KEHANETİ ( KLAYLEY )
FantasyBin yıllık süre doldu. Azrail kapıma dayandı. Kehanetler her şekilde gerçekleşir derler. Kaçış yok. Kaçmaya çalışıyorum. Bin yıl boyunca hayatımın her anı kaçtım zaten artık yoruldum. Azrail sana kapı sonuna kadar açık.