Sora: Peki ya, şu soru nasıl olacak? Matematikten gerçekten anlamıyorum.
Uzun süre cevap gelmemesinden dolayı gözlerimi kitaptan ayırıp kafamı yanımda oturan Lucas'a doğru kaldırdım. Gözlerini yüzüme dikmiş, kafasını da eline yaslamıştı.
Bazen onun gerçekten bir öğretmen olduğuna inanmak istemiyorum.
Gülümsememi engelleyerek ben de yüzümü elime yasladım. Bunu yapmamla beraber yüzünde koca bir gülümseme belirmişti.
Sora: Acaba diyorum,
Elimi yanağından şakağına götürüp parmaklarımla kulak memesiyle oynamaya başladım. Bundan hoşlanmış gibi görünüyordu.
Sora: Artık gitsen mi?
Bunu söylememle gülümsemesi solmuştu.
Lucas: Aslında şuraya kıvrılabilirim. Varlığımdan bi' haber uyursun sen de olmaz mı?
Sora: Olur tabii, neden olmasın?
Aniden ayağa fırlayıp tişörtünü tek hamlede üzerinden çıkardı.
İyi ama ben ironi yapıyordum göt herif!
Sora: Sen napıyorsun?
Lucas: Hadi gel.
Elimden tutup beni oturduğum sandalyeden kaldırdı. Ben olduğum yerde öylece dikilirken yatağıma uzandı ve kollarını iki yana açtı.
Çok ama çok şirin görünüyordu.
Lanet olsun.
Bağlı olan saçlarımı açıp yanına uzandım. Bunu yapmak zorunda değildim hatta onu evimden kovmam bile gerekiyordu ama istiyordum. Bunu yapmak istiyordum.
Sırtımı ona döndüm bununla beraber o da kollarını belime dolamıştı. Fazlasıyla yakındık ama bundan rahatsız olmuyordum bile.
Lucas: Saçların çok güzel kokuyor. Tıpkı annem gibi.
Yüzümdeki gülümseme silinmişti. Annesinden, babasından o da Haechan da hiç bahsetmemişti. Gerçi hiç uzun ve tartışmasız bir şekilde sohbet etmemiştik birbirimizle. Haechan'a sormak aklıma bile gelmemişti. Onca eğlencenin, kahkahanın arasında onun kalbine dokunmayı hiç akıl edememiştim. Şimdi Lucas'ın bu dediğinden sonra merak etmemek elde değildi.
Yataktan kalkıp saçlarımı tekrar bağladım. Anlamaz gözlerle bana bakıyordu. Karşımdaki aynadan saçlarımı bağlarken aynı anda ona da bakıyordum.
Sora: Benim kahve yapmakta harikalar yarattığımı biliyor muydun?
Bıkkın bir şekilde elini yüzüne götürdü ve gözlerini kaşıdı.
Lucas: Cidden, sence şu an buna gerek var mı?
Kapıya çoktan ilerlemiş, açmıştım bile.
Sora: Bekliyorum. İnmek için yalnızca 3 dakikan var.
***
Sora: Annenin ismi ne?
Az önceki kahkahalarımızdan, yaptığımız esprilerden ve 3. kahvelerimizden sonra bunun en uygun zaman olduğuna karar vermiştim. Saat 01:34. Ne annem var ne Haechan. Koskoca evde yapayalnızız. Şu an sormazsam bir daha asla soramazdım. Yüzündeki gülümseme çoktan solmuş kahve bardağına iki eliyle sarılmıştı.
Lucas: Sana bunları anlatabilirim...
Devam etmesi için gözlerimi ona diktim. Bana güvenmediği ortadaydı. Kimseye güvenmiyordu. O kadar iyi bir çocukluk geçirmediğini şu anki çocukça hareketlerinden kolayca anlayabiliyordum.