Eylül'ün altını çizdiği cümleleri yeniden okumaya başladım. Ezberlemiştim, zihnimde, benimleydi ama bu cümleleri ya başkası için çizdiyse? O zaman gönlüme kara lekeler bulaşmaz mıydı?
"Beni bu kadar çok sevdiğine inanamadığım için sana aşık olmadığımı zannediyormuşum... Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki, insanlar benden inanma kabiliyetini almışlar... Ama şimdi inanıyorum."
Daha fazla sesli okumaya gücümün yeteceğini sanmıyordum. Senin sesinle bu satırları okurken, nasıl güçlü kalırdım? Nasıl Eylül? Anlat bana. Nasıl?
"Sen beni inandırdın." Gelecek cümleyi senin sesinden okumaya utanıyorum Eylül. Korkuyorum da biraz, düşüp bayılırım diye. Annem görürse ne derim? Anlatırsam gülerdi bana. " Seni seviyorum..." Sesim kırıldı.
"Öyle deli gibi değil, gayet aklı başında bir sevgi bu."
Adın Eylül'dü ama adını her duyduğumda sonbaharda ilkbahar çiçekleri açıyor Eylül.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Je vous manque.
Short Story-tamamlandı okuduğun kitapların arasına, satır satır seni yazdım