Gülüşlerim (1)

47 5 0
                                    

"TAEHYUNG SÜMÜKLERİNİ YEMEYİ KES ARTIK BU ÇOK İĞRENÇ!"
Diye bağırdım, boyuma göre fazla çıkmıştı sesim. Ama cidden bu çok iğrençti en yakın arkadaşım önümde sümüklerini yiyordu. Tamam, ben de denemiştim bir keresinde ama bağımlısı olunacak kadar da güzel bir tada sahip değildi. Her ne kadar ona bağırsam ve kızgın baksam da gözlerimin içine bakıp sümüklerini yemeye devam ediyordu. Elinden tutup bahçesinde oyun oynadığımız evimizin çeşmesine sürükledim onu. Peşimden sürüklenirken şaşkın şaşkın etrafı izliyordu ve bu çok şirindi. Çeşmenin yanına gelince ellerini ve yüzünü yıkadım ardından da işaret parmağımı kaldırıp ileri geri yaparken "bir daha sümüklerini yeme, çok çirkin oluyorsun" dedim. Yüzüme şaşkın şaşkın bakmaya devam ederken " Sen de kızınca çok şirin oluyorsun" dedi. İkimizde boş boş bir birimize bakarken birden gülmeye başladık.

Onun gülüşünü seviyordum. Kendi yaşıtı olan çocuklara göre dişleri çok beyaz ve düzgündü, sanırım bu şeker ve çikolata yerine sümüklerini yediği içindi.

Sümüklerini yiyor olabilirdi, dışardan bakınca şapşal bir çocuk olarak gözüküyor da olabilirdi ama o benim en yakın arkadaşımdı ve ben onu çok seviyordum.

Jimin hadi gel yarış yapalım diye bağırdı. Hemen koşup yanına geldim ve "ne yarışı yapacağız" dedim. Heyecanlı bir şekilde, "sen sırtıma bineceksin sonra ben de koşacağım" dedi. Soran gözler ile "bu yarış olmuyor ama Taehyung" dedim. O da "biliyorum, sen yarışlarda kaybedince çok üzülüyorsun ama bu yarışta kaybeden yok ikimizde kazanıyoruz" dedi kocaman gülümseyerek. Boyuna göre kocaman bir kalbi vardı..

Tamam diyerek sırtına atladım ve bahçede gülüşerek koşmaya başladı. Onun sırtında olduğum için rüzgar yüzüme vuruyordu, Taehyung'un gülüşme sesleri ve yüzüme vuran rüzgar çok güzel hissettirdiği için gözlerimi kapatıp kollarımı iki yana açtım. Gözlerim kapalıyken Taehyung'un "JİMİN DÜŞÜYORUZ!" Diye bağırması sonucu gözlerimi açamadan kendimi çamurların içinde buldum. Şaşkınlık içerisinde Taehyung'a bakarken onun da bana korkan gözlerle baktığını gördüm. Yüzüne bulaşmış olan çamurlar ile öyle komik görünüyordu ki kahkahalarımı tutamadım. Güldüğümü görünce o da benimle beraber gülmeye başladı. Biz çamura yatarak gülüşürken annemin bahçeye çöp atmaya çıkmasından tamamen habersizdik. Bizi o halde görünce ağzı resmen "O" şeklini almıştı. Taehyung ile bu duruma da gülerken ikimizi de yerden kaldırıp apar-topar eve soktu. Taehyung'un annesi çalıştığı için tüm gün bizim evde oluyordu ve beraber oyunlar oynuyorduk aynı bugün olduğu gibi.

Annem çamurlara girdiğimiz için söylenirken bir yandan da üzerimizi çıkarıyordu. Yatağın üzerine koyduğu iki kişilik kıyafetlerin birini Taehyung giyecekti, yani benim kıyafetlerimi.
Ama ondan önce bizi banyoya soktu.

Odamdan aldığım birkaç oyuncağımı su dolu küvete koydum. Annem suyu köpürtürken Taehyung çekingen bir şekilde kapının eşiğinden bana bakıyordu. Ellerini etrafına sarmış bekliyordu, yanına gidip " Taehyung hadi gel su ılık tam sevdiğin gibi, hem plastik ördekte var birlikte oynarız." Dedim.
Gelmek istemiyor gibi görünüyordu, yoksa benimle banyo yapmak mı istemiyordu ya da belki de utanmıştır. Kolundan hafifçe çekiştirerek peşimden gelmesini sağladım. Suyu seveceğini biliyordum çünkü Taehyung su ile oynamayı çok severdi. Annem üzerimizdeki çamurları yıkayıp temizledikten sonra ikimizi de biraz oynamamız için küvette bıraktı.

Plastik ördeklerin çıkardığı sesler ve benim sesler çıkararak suyun içine batırdığım uçağın yanı sıra Taehyung'un gülme seslerini de duyuyordum. Başta gelmek istemese bile sonradan seveceğini biliyordum. Minik avucuma alabildiğim kadar su alıp yüzüne attım. Yüzüne gelen su ile birkaç saniye afalladı. Ardından ona yaptığım şeyin aynısını o da bana yaptı. İkimizde gülüyor bir birimiz ile oyunlar oynuyorduk her zamanki gibi.
Yüzüne su atarken ve etrafa köpükler saçarken kollarında renkli bir şeyler fark ettim.
Oyunu durdurup kollarına baktım. Aynı zombi filmlerindeki gibi morumsu şeyler vardı kollarında, morumsu ve yeşil. Kollarından sırtına doğru ilerliyorlarlardı. Bir anda gözlerimi kocaman açıp ona baktım, üzgün görünüyordu ve kafasını eğmişti "Yoksa... yoksa aman tanrım Taehyung sen zombi mi oluyorsun?" Dedim ona. Kafasını kaldırıp garip garip baktı biraz, sonra iki yana salladı başını. Onun dediklerine güvenirdim ben, eğer zombi olmuyorum dediyse zombi olmuyordur.
"Acıyor mu?" dedim, soruma karşılık aşağı yukarı salladı kafasını mahçup bir şekilde.
"Merak etme geçireceğim ben şimdi onları" dedim. Nasıl yapacağımı merak eden bakışlar ile izledi beni.

Kolunu tuttum ve öptüm acımasın diye nazikçe tüm o morluklarını. Yere düştüğü zaman öperdim hep yarasını, o da "acısı geçiyor" derdi bana. Şimdi de öyle olsun istedim ama olmadı, yıllarca sürdü acısı hatta..

"Gülüşlerim, acılarımı unutturan gülüşlerim."

Feelings | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin