18

456 54 123
                                    

magnus: kaybolmuş hissediyorum

alex: bu hangi şarkı?

magnus: şarkı değil

magnus: ciddiyim

alex: inanmıyorum

magnus: inansan incilerin dökülür

alex: evet
[görüldü]

alex: noldu

magnus: boşver

alex: bir kez daha soruyorum, başka zaman onu da yapmam iyi tarafıma denk geldin

alex: cevap vermezsen umrumda olmaz giderim

alex: anlatmayacaksan niye yazdın

magnus: anlatacaktım ama tavırların sağ olsun

alex: beni tanıyorsun magnus

alex: ve sözde beni böyle seviyorsun

alex: kafanda beni ne gibi bir yere oturttum bilmiyorum ama ben melek gibi iyi yürekli ve masum bir insan değilim

alex: hatta tam tersiyim ve sana karşı vicdanlı olduğum için şanslı hissetmelisin

alex: şimdi anlat ya da bu konuşma burada bitsin

magnus: ne uzattın be

magnus: CİDDEN KAYBOLDUM DA BEN FŞWMDĞWMCĞWMC

alex: HA BOKTAN BİR SEBEPTEN TRİP Mİ YEDİM BEN ŞİMDİ

alex: o engeli kaldırmamalıydım

magnus: gecenin bir vakti kaybolmam küçümsenecek bir şey değil bence iti var kopuğu var yani

alex: kötüye bir şey olmaz

magnus: sen kaybolmuş olsaydın böyle diyebilirdik ama kimse benim kötü olduğumu iddia edemez

alex: ne güzel seviyorsun sen öyle, gözlerim yaşardı resmen

[maggie yazıyor...]

alex: sus ve konum at

magnus: [konum]

alex: [konum]

alex: bu da evinin konumu, kendin gidebilirsin bence

magnus: EVİMİN KONUMU SENDE KAYITLI MI

alex: otomatik şeyapmış

alex: adreslere baktım tanıdık olmayan tek bu vardı

alex: sahi ben senin evine gelmiş miydim ki

magnus: ...

alex: oha engel yedim

alex: salak bu beyinle eve de gidemez

alex telefonunu arka cebine atıp kimseye haber vermeden evden çıktı ve magnus'ın attığı konuma ilerlemeye başladı. gittiği yeri biliyordu, oldukça sevimli ve geç saatlere kadar açık olan bir kafeydi. öyle inanılmaz gece eğlenceleri olan bir yer değildi, aksine çok sakindi ve tatil kasabalarındaki geceleri getiriyordu insanın aklına. magnus nasıl böyle bir yerde yolunu kaybetmiş olabilirdi anlamıyordu.

kafeye girip şöyle bir bakış attığında magnus'ı gördü. çenesini ellerine yaslamış ve gözlerini masaya dikmişti. oldukça durgun gözüküyordu ve alex dikkatli bakınca onun cidden ağladığını fark etti. taşlar şimdi yerine oturmaya başlamıştı. magnus gerçekten kötüydü ve bunu alex'e anlatacaktı ama sonra vazgeçip işi eğlenceye vurmuştu. alex'in gelemeyeceğinden emin olduğu için de konumu rahatlıkla atmıştı.  alex kalbinde bir şeylerin kırıldığını hissederken karşısındaki sandalyeye oturmuştu.

"ağlayan insanlar çok sinirimi bozuyor."

just saying | fierrochaseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin