magnus: kaybolmuş hissediyorum
alex: bu hangi şarkı?
magnus: şarkı değil
magnus: ciddiyim
alex: inanmıyorum
magnus: inansan incilerin dökülür
alex: evet
[görüldü]alex: noldu
magnus: boşver
alex: bir kez daha soruyorum, başka zaman onu da yapmam iyi tarafıma denk geldin
alex: cevap vermezsen umrumda olmaz giderim
alex: anlatmayacaksan niye yazdın
magnus: anlatacaktım ama tavırların sağ olsun
alex: beni tanıyorsun magnus
alex: ve sözde beni böyle seviyorsun
alex: kafanda beni ne gibi bir yere oturttum bilmiyorum ama ben melek gibi iyi yürekli ve masum bir insan değilim
alex: hatta tam tersiyim ve sana karşı vicdanlı olduğum için şanslı hissetmelisin
alex: şimdi anlat ya da bu konuşma burada bitsin
magnus: ne uzattın be
magnus: CİDDEN KAYBOLDUM DA BEN FŞWMDĞWMCĞWMC
alex: HA BOKTAN BİR SEBEPTEN TRİP Mİ YEDİM BEN ŞİMDİ
alex: o engeli kaldırmamalıydım
magnus: gecenin bir vakti kaybolmam küçümsenecek bir şey değil bence iti var kopuğu var yani
alex: kötüye bir şey olmaz
magnus: sen kaybolmuş olsaydın böyle diyebilirdik ama kimse benim kötü olduğumu iddia edemez
alex: ne güzel seviyorsun sen öyle, gözlerim yaşardı resmen
[maggie yazıyor...]
alex: sus ve konum at
magnus: [konum]
alex: [konum]
alex: bu da evinin konumu, kendin gidebilirsin bence
magnus: EVİMİN KONUMU SENDE KAYITLI MI
alex: otomatik şeyapmış
alex: adreslere baktım tanıdık olmayan tek bu vardı
alex: sahi ben senin evine gelmiş miydim ki
magnus: ...
alex: oha engel yedim
alex: salak bu beyinle eve de gidemez
alex telefonunu arka cebine atıp kimseye haber vermeden evden çıktı ve magnus'ın attığı konuma ilerlemeye başladı. gittiği yeri biliyordu, oldukça sevimli ve geç saatlere kadar açık olan bir kafeydi. öyle inanılmaz gece eğlenceleri olan bir yer değildi, aksine çok sakindi ve tatil kasabalarındaki geceleri getiriyordu insanın aklına. magnus nasıl böyle bir yerde yolunu kaybetmiş olabilirdi anlamıyordu.
kafeye girip şöyle bir bakış attığında magnus'ı gördü. çenesini ellerine yaslamış ve gözlerini masaya dikmişti. oldukça durgun gözüküyordu ve alex dikkatli bakınca onun cidden ağladığını fark etti. taşlar şimdi yerine oturmaya başlamıştı. magnus gerçekten kötüydü ve bunu alex'e anlatacaktı ama sonra vazgeçip işi eğlenceye vurmuştu. alex'in gelemeyeceğinden emin olduğu için de konumu rahatlıkla atmıştı. alex kalbinde bir şeylerin kırıldığını hissederken karşısındaki sandalyeye oturmuştu.
"ağlayan insanlar çok sinirimi bozuyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
just saying | fierrochase
Non-Fictionmagnus: bir erkek arkadaşın var magnus: ve o tam bir ezik magnus: bütün arkadaşların sana onun bir geleceği olmadığını söylüyor magnus: ama beni seviyorlar magnus: sadece söylüyorum