1.Bölüm-Uyuşmuş Beden

14 3 0
                                    

Rüzgar.

Karşımda durmuş küçücük elleriyle bağcıklarını bağlamaya çalışan küçük kızın saçlarını savruluyordu.

Üşümek nasıl bir his onu dahi bilmeyen bu küçük kız yine de titriyordu. 

Acı içimden kor bir ateşmişcesine yüreğimi dağlayıp geçerken haykırdım.  

"GİT BURADAN!"

Kalbim göğüs kafesimi parçalayıp özgürlüğe yelken açmak istercesine atıyordu.

Küçük kız boncuk gibi ela gözlerini kaldırarak, şaşkın bakışlarla bana baktı.
 
Ayaklarım daha fazla vücudumu taşıyamadı. 

Son bir kez fısıldadım tükenmişcesine belki gider diye;

"Git burdan"

××

Göz yaşlarım benden bağımsız usulca yanağımdan süzülürken, hıçkırdım.
 
Zaman hiçbir şeyi düzeltmemişti.
Elimi ağzıma götürüp hıçkırıkları hafifletmeye çalıştım.

Geçmiş tüm çıplaklığıyla, sanki bir saatteki yelkovanmışcasına savruluyordu.

Kafamın içindeki tik tak sesleri en az yanağımdan süzülen gözyaşları kadar gerçekti.  
 
Kaçmak benim için artık bir ihtiyaçtan çok alışkanlık haline gelmişti.

Ne zaman buna alışmıştım ben bile bilmiyorum.

Uyuşukluluk yine tüm bedenimi kaplarken parmak uçlarımdaki karıncalanmadan bir kez daha nefret ettim.

Bedenime söz geçiremiyorum.

"İstemiyorum" diye mırıldandım hıçkırıklarımın arasından.
"Daha fazla böyle olmak istemiyorum"

Uyuşmuş ayaklarımı zorla yataktan kaldırarak oturur hale geldim.

Bu beni öldürüyordu.

Sanki boşluktaymışta öylece savruluyormuşsun gibiydi.
Hiçbir şeyin anlamı yoktu.
"Nilsu" diye seslendim sesimin çıktığınca.

Duymadı. Duvardan destek alarak ayağa kalkmaya çalıştım ama ayaklarım öyle çok uyuşmuştu ki bana izin vermedi.

Yere düştüm. Artık sessizce ağlayacak gücüm kalmamıştı. Haykırarak ağlamaya başladım.

"Esila!" Birinin bağırarak yanıma koştuğunu duydum.

Artık takatim kalmadığından öylece yerde yatıyor ve sadece ağlıyordum.
Gelen Nilsu'ydu. Başımı kaldırıp dizlerine koydu.

Bir yandan sanki yaşadığım bu cehennemi anlatırcasına savrulmuş saçlarımı yüzümden çekiyor ve "Geçti güzelim, yanındayım geçti" diye mırıldanarak beni teselli ediyordu.

Hıçkırıklarım önce iç çekmelere ardından derin bir sessizliğe dönüştü.
Nilsu bana sıkıca sarılmış saçlarımı okşuyordu.

Uyuşmam hala geçmemişti. Bedenimin kontrolü hala geçmişin canavarının pençesindeydi.
Nilsu kafama öpücükler kondurmaya başladı.

Bilincim ister istemez yavaşça kapanıyordu. Bayılmadan ya da uyumadan önce hatırladığım tek şey bağcığını bağlamaya çalışan ela gözlü küçük kızdı.        

xx

Gözlerimi yeniden araladığımda yataktaydım. Bedenim hala dün gecenin şokuyla titrese de artık uyuşma geçmişti.

Başım inanılmaz bir şekilde ağrıyordu. Bu hep böyleydi. Önce bedenim ruhuma isyan edercesine kontrolü elimden alır, daha sonraki saatlerde ise artık kaybetmek için çırpındığım savaşın galibiyetinin lanetiyle başım inanılmaz derecede ağrırdı.

Kalbimdeki HisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin