(Multimedya cuma gecesinden)
Sabah mis gibi toprak kokusunda okula yürüdüm. Sahi insan neden severdi toprak kokusunu toptaktan geldiğimiz için mi toprağa gideceğiz için mi? Okula iyice yaklaşmıştım. Köşeden dönüp okulu görmem bir oldu. 4 yıldır zor katlanıyordum artık bir an önce mezun olsaydım iyi olurdu. Okulun bahçesine girdim ve Suna'nın bana sarılması bir oldu. Daha nerden geldiğini bile anlamamıştım.
- Kızım bir dur nerden geldiğini görmedim daha ne bu telaş?
- Ne yaptın ilk staj haftanda hastane nasıldı alışabildin mi?
- Ayak üstü ne çok soru sordun Sunacığım gel kantine oturalım sana anlatacaklarım var.
- Ayy benimde çok önemli anlatacaklarım var.
Birlikte kantine gittik ve dışarıya bakan bir masaya oturduk. Fazla kalabalık değildi. Meraklı gözleri üstümdeydi. Hiçbirşeyi atlamadan herşeyi olduğu gibi anlattım. Gözleri düşecekti birazdan ne çok şaşırdı öyle tamam yaşadıklarım sıradan şeyler değildi.
- Geçmiş olsun canım arkadaşım beni neden aramadın gelirdim kız. Ama Sevim teyze iyi bakmıştır sana şimdi iyisin değil mi?
- İyiyim kuzum sen endişelenme hem bir macera oldu. Bir iki gün dinlendim.
- Şu Emre nasıl birisi merak ettim. Birde cuma günü davetlisin yani öyle mi?
-Aynen öyle aslında evde yeni aldığım buz mavisi bir elbise var ama bilemedim ya çıkışta alışverişe gidelim mi?
- Olur bana da iyi gelir benim de alacaklarım var hem uzun bir süredir çıkmadım alışverişe.
- Hadi sınıfa gidelim neredeyse ders başlayacak olmuş.
Suna ile aynı sınıftaydık. Kendisi bu hayattaki tek dostumdu. Yediğimiz içtimiz ayrı gitmezdi. Babalarımız iş ortaklarıydı. Sınıfta yerime oturdum sınıf yeni doluyordu. İlk ders Matematikti. Çok fazla sevmezdim. Sevdiğim konular oldu mu o zaman daha zevkli olurdu. Defterimi çıkardım. Hocaya selam verip oturduk ve ders başladı. Ben gözümü açamıyordum uykudan. Yeter ya eziyet deyip kafamı sıraya gömerek uykuya daldım. Uyandığımda 2. Ders bitmişti. Suna dalgın duruyordu.
-Suna ben lavaboya gidicem benimle gelmek ister misin? Hem sana ne oluyor bugün hiç saçınla uğraşmadın?
-Hiç ne olacak canım aa tamam ya söylüyorum stajda bana çıkma teklifi geldi. Bende ona nasıl güvenebileceğimi biraz zaman vermesini istedim.
-Bak sen ee o ne dedi davranışı dış görünümü nasıldı?
-Bekleyeceğini söyledi. İyi güler yüzlü konuşkan çocuk kemikli bir yüz yapısı var çenesi düz sarı saçlı yeşil gözlü çok yakışıklı.
Biz lavoboya gidemeden zil çalmıştı.
Geri kalan gün sıkıcı geçti. Alışverişten vazgeçmiştik.
Suna ve ben bizim eve doğru yürüdük. Akşam ailesi bize gelecekti. Hep birlikte akşam yemeği yedik. Babam ve Hasan amca iş maç siyaset konuşuyor konudan konuya geçiyordu. Annemle Selma teyze ise yemek tarifleri tartışıyorlar. Suna ile göz göze gelip odama gittik. Yarın Cuma günü alışverişe çıkacağımızı hatırlattım ders çalıştık beraber. Annem salona gelmemizi söyledi kuru yemiş ve patlamış mısır eşliğinde fantastik film izlemiştik. Sunalar gittiğinde herkes yatmaya gitmişti. Ben gergindim. Çünkü yarın Cuma'ydı
Doktor ile yemeğe katılacaktık ve beni sevgilisi olarak tanıtacaktı. Yarına bir sıkıntı olmazdı. Gözüme bir türlü uyku girmedi. Odamın balkonundaki salıncağımda kitap okumaya başladım. İlkbahar ayındaydık hava biraz soğkutu ama omzuma attığım şalımla idare ediyordum. Sabah burda uyuya kalmıştım boğazım feci yanıyordu. Anneme çaktırmamalıyım en ufak şeyde doktor çağırırdı.
Bu ağrıyla akşamki davete de gidemezdim ki...
Ufak adımlarla mutfağa yöneldim ve kendime bir türk kahvesi yaptım. Bu biraz iyi gelebilir. Odama çıktım. Saat sabahın altısıydı. Çok erken diyerek biraz test çözdüm bu yıl iyi hazırlanmayıydım. Saat 7 ye geliyordu. Üstümü giyindim ve mutfağa gittim. Anlaşılan annem hala uyanmamıştı. Üstüne kalın montumu ve botlarımı giyip minübüs beklemeye başladım. Bugün günlerden cumaydı ve ben düşündükçe heyecanlanıyorum. Hastanenin yakınında inip yürümeye başladım. Daha erkendi.
Eşyalarımı dolaba koyup kendime sıcak bir çay doldurdum. Herkes yeni yeni geliyor kahvaltısını yapıyordu. Dolabımdaki önlüğümü giyip laboratuvarda bilgisayardan haberlere baktım. İçerisi yavaş yavaş doluyordu. Fatih Abi günaydın diyerek içeri girdi.
-Günaydın.
Diğer öğrencilerde gelmişti. Hemen işe koyulduk. Zaman ne de hızlı geçti öğle vaktinde yemekhaneye gidip yemek yedik. Kalan işleri de bitirip ben erken çıkmıştım. Telefonun çalmaya başladı. Suna arıyor hemen açtım.
- Kız mağazaya gitcez unuttun mu?
- Hiç unutur muyum Suna şu merkezdeki yeni açılana gidelim.
- Ben seni büyük ağacın orada bekliyorum. Çabuk gel Hande anlatacaklarım var.
Dolmuşa bindim ve 15 dk içinde buluştuk Suna ile mağaza gezimiz başladı. Ben bir türlü beğenmedim. Günlük bir kaç şey aldıktan sonra beyaz bir ayakkabı aldım. Ve uygun bir çanta. Rahatlamıştım küpe ve böylelikle kombinimi tamamladım. Suna ile ilk bulduğumuz cafeye oturup yemek yedik. Bende kalmayı kabul etti böylece heyecanımı biraz da olsa yatıştırmıştım. Herkes uyuduğundan ben bir türlü uyuyamıyordum. Dolayısıyla Suna'yı da uyutmuyordum. Heyecandan ölecektim.
"-Suna bak kızım ben söyleyeyim gelemem derim kardeşim hastalanmış derim ha gitmesem aynen gitmiyorum artık rahatlayabilirim. "
- Saçmalama söz verdin bir kere güven kız kendine sen neler başardın bunu da başarırsın. Hep başkalarını düşündün mutlu ettin. Bu hayat senin Hande biraz da kendin için yaşa.
Canım arkadaşım benim ikimizide nasıl duygulandırdı. Sarıldım ona sımsıkı.
-Bak hele nasıl da gaz veriyor muhabir dolu sosyetikler dolu ben ne anlarım o hayattan?
- Uykumu da kaçırdın film izleyelim senle tam bu olaya benzer bir film geldi aklıma izleyelim.
- Bende meyve suyu getiriyim bize sen aç leptobu.
Yatakta filmi izledik beraber sonu mükemmeldi. Saat geç olmuştu Suna çoktan uyudu. Ben de yavaş yavaş uyumaya hazırlandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kilitli Kalpler
Teen FictionKilitli Kalpler O yemin etmişti Bir daha asla aşık olmayacaktı. Hem annesi derdi ki aşk aptalların işiydi geçici hevesti üstelik aşk karın doyurmazdı... Bu aşka kaçıncı inanışıydı. Yine aldatıldı Erkek değil mi hepsi aynıydı işte. Sadece onu sevmi...