Jeongguk
Elleri kırmızıydı.
Yanlış anlaşılmasın o kimseye zarar vermezdi,kendi dışında ve bunun beraberinde ben dışında. Benim ona ne kadar değer verdiğimi bilmesine rağmen kendini değersiz hissederdi. Bu çoğu zaman onu yiyip bitirirdi.
Sırf bu yüzden kendinden nefret ederdi,ben de kendinden nefret etmesinden nefret ederdim.Dokusu vardı.
Pamuk kadar yumuşak olmamasına rağmen yumuşaktı. Lakin bu benim umrumda değildi.
İster kırmızı olsun,ister siyah,ister beyaz. Onun elleri her zaman çok güzeldi,her zaman çok güzel olucaktı.Dokunuşu vardı.
Yanaklarımdan başlardı beni sevmeye. Sonra vücudumda gezintiye çıkardı. Yanağımdan dudağıma yol alırdı sonrasında boynuma. En çok bel oyuntumla oynamayı severdi. Eh,ben de bunu çok severdim.
Elleri vardı, kemikli parmaklarına ev sahipliği yapan.
Elleri vardı, ne şekilde olursa olsun güzelliği bellemiş kendine.
Elleri vardı,dokunuşları hayat bulur tenimde.
Elleri vardı,en çok benim ellerime yakışan.
Elleri vardı,ellerimi sımsıkı tutan.
Elleri vardı,bana dokunduğu,sımsıkı sardığı günlerin acısını çıkaran.
Ve elleri vardı,artık benimle olmayan.
Hikaye gittikçe kötüleşmeye başladım:(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Colors 'taekook
FanfictionSeni anlattım,sevgilim. "Sana ilk mektubumu 17 yaşımın getirdiği o duygularla güzün yazmıştım. Şimdi bir mektup yazmamı istesen seni üzüntüyle reddederdim. Neden diye soracaksındır. Çünkü sevgilim, bir şeyi tanımlamak sınırlamaktır. O yüzden gizle...