a letter.

55 3 8
                                    

                                   Jeongguk

" Sanırım birine aşık oluyorum.
Uzun zamandır bunu yalanlıyordum,kendimi kandırıyordum. Ama son günlerde görüyorum hatta görmekten çok hissediyorum aklımda,midemde... Sürekli onu görmek istiyorum,sürekli onu duymak istiyorum. Fakat yanında kimse yokken,yani yalnız onu. Onu düşünüyorum. Sırf dışarıda karşılaşırız diye her şeyime çeki düzen veriyorum her ne kadar bu hiçbir şeye yaramayacak olsa da. Onunla birlikte olmak istiyorum, sarılmak,konuşmak,yürümek,şarkı dinlemek... Bugün onunla konuştum,hayatımda hiçbir zaman midem bu kadar kasılmamıştı. Eskiden böyle değildi. Sanki zamanla bu şey çoğalıyor.

Ama bu şey beni mutlu etmiyor. Aksine durgun,dalgın,üzgün hissettiriyor. Sürekli daha fazla içine çekiliyorum. Her geçen gün daha çok yalnızlaşıyorum.

Bu şey beni yalnız hissettiriyor."

Ah sevgilim, ne kadar özür dilesem az.

Sana olan aşkımı ne kadar da kötü ifadeler kullanarak anlatmışım senin için yazdığım ilk mektupta. Şimdi okuduğumda fark ediyorum ki yazdıklarımın tam tersini hissettiriyormuşsun aslında. Lakin bana da kızamayız, 17 yaşımdaydım seni gördüğümde. Bu mektubumuda 17 yaşımın getirdiği o duygularla güzün yazmıştım.

Şimdi bir mektup yazmamı istesen seni üzüntüyle reddederdim. Neden diye soracaksındır. Çünkü sevgilim, bir şeyi tanımlamak sınırlamaktır. O yüzden gizlerim aşkımı ve aşkımın getirdiği duyguları. Zaten her zaman yazılara,okumaya,edebiyata düşkün birisi olmuşumdur bilirsin. Bu hallerimi görsen
yargılamazsın beni.

Oscar Wilde'ın bir sözü vardır, "Âşık olmak demek insanın kendi kendini aşması demektir."

Bu yüzdendir ki seni gördükten sonra daha önce yapmadığım bir sürü şey yapmaya başlamıştım. Bunları sana anlatacağım lakin şunu önceden bildirmem gerekiyor ki sevgilim, biraz önce söylediğim o sözü benim yaptıklarımla veya algılayıp yansıttıklarımla sınırlandırmak hiç ama hiç doğru olmaz. Lütfen sözü bir daha oku ve bir daha. İlk önce sen anla sonra gel beraber anlayalım,yorumlayalım ve en önemlisi düşüncelerimizi söyleyelim.

Biraz önce de yazdığım gibi her zaman edebiyatın zarifliğine âşık olarak yaşamışımdır ben. Her zaman şiirler yazmak istemişimdir, güzel kitaplar okumak, anlamak ,anlatmak, dinletmek ve dinlemek.

Tüm gece boyunca oturup şiir yazmaya çalışırdım. Benimki de cehalet, bilmezdim ortada yansıtacak bir duygu olmadığında hiçbir şey yazamayacağımı. Senden sonra başladım ben şiire. Gerçi senden sonra çok şeye başladım ben; şiire,çizime, Van Gogh hayranlığına, limonlu keke, muzlu süte, dergilere, mektuplara, alkole,sigaraya, her gece ağlamaya, her ayın 4'unde saçımı kesmeye ve daha sonrasında gözlerimde yaşlarla yanına gelmeye...

Evet sevgilim ayrılalı çok oldu. İki güz üç kış geçti üzerimizden. Bugün ayın 3'u. Yarın görüşeceğiz.

Ben şimdi Jean-Paul Sartre'nin baş ucuna gidiyorum ,elimde birlikte okuduğumuz kitabı, ve kendimi "Bir şey sona ermek için başlamıştır." sözüyle avutmaya çalışıyorum,olmuyor.

Merhabalar,çook uzun zaman oldu. Dorian Gray'in Portresi okuduğunu bu kadar belli etmeseydin dediğinizi duyuyorum sanki. Ama demeyin sizde okuyunnn. Ben şimdi gidiyorum belki birgün bir daha girer bir bölüm daha bahşederim sizlere. Beğenmeniz dileğiyle,,

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 26, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Colors 'taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin