b-12

224 22 62
                                    

calum: gelsene!

calum: yarım saattir bekliyorum, neredesin?

gordon: annem çöpleri attırdı, üzgünüm.

calum: senin çöpüne sokayım.

gordon: gelince bana sokarsın, otobüsteyim.

gordon: sıkılıyorum, yazışalım oraya gelene kadar.

calum: sinirlerimi bozmak istemiyorum.

gordon: call me by your name and i'll call you by mine.

calum: ne?

gordon: beni isminle çağır :')

calum: neden? ne alaka?

gordon: çünkü ben öyle istiyorum;)

calum: bana kondom denilmesini istemiyorum, olmaz bu yüzden.

gordon: sana kondom diye seslenmeyecektim zaten, göt diye seslenecektim ama nys bekle beni.

calum: fantezine sokayım.

(Görüldü 18:31 ✔️✔️)

Yaklaşık 15 dakika sonra uzaktan gördüğüm bana doğru gelen bedenle istem dışı gülümsedim. Bu o'ydu işte. Michael.

Michael, Michael, Michael, Michael, Michael.

Hâlâ daha inanamıyordum. O gün, yani Gordon'ın Michael olduğunu öğrendiğim gün, eve gidip ilk ağlamış ardından deli gibi gülüp, sevinçten ağlamıştım.

Bendeki bu mutluluk ne? Hayır, Gordon'ın eskiden Michael olduğu gerçeği bir şeyleri değiştirmiyordu ki. Aşkım çoktan bitmişti, çünkü çocukça bir şeydi ona karşı hissettiklerim.

Bitmişti.

Yani, sanırım.

Ama şimdi eskiden aşık olduğum çocuğun, tüm engellere rağmen numaramı bulup, ardından bana yazarak aşkını itiraf etmesi karnımı gıdıklayan böcekleri harekete geçirmiş, kalbimin deli gibi atmasına sebep olmuştu.

"İyi görünüyorsun." Karşımda dikilen yeşil saçlı çocuğa baktım. Saçlarının her biri farklı yöne bakarken, üzerinde fazla salaş kıyafetler olduğunu farkettim.

"Gözlüğünü çıkarırsan, ben de iyi görünüp görünmemenle ilgili yorum yapacağım." Dediğime güldüğünde kıpkırmızı dudakları gerildi. Başını sallayarak, dudaklarını yaladı.

Elini gözlüğüne götürüp çıkardığında, saçlarının yeşilinden bile güzel olan gözleri gözlerime bakıyordu.

Stresle dudağımı kemirmeye başladım. Bu hissettiklerim fazla ve anormaldi. Biri bizi görebilirdi. Gerçi bu saatte kimse olmazdı burada, ama Luke'un peşime taktığı adamlardan da korkmuyor değildim.

Michael elini yüzüme koydu. Derin bir nefes aldığımda, bir adım bana yaklaşmıştı.

"Calum.." dedi yalvarırcasına. Eli yüzümdeyken, baş parmağı elmacık kemiğimin üzerinde daireler çiziyordu.

Titrek bir şekilde tuttuğum nefesi dışarıya verdim. Kalbimin çarpma sesi kulaklarımı uğuldatıyordu. Lise 2'de onu gördüğümdeki duyguları şimdi yeniden yaşıyordum ve ben, bunun olmasını istemiyordum.

Yasaktı çünkü. Babam onu öldürür, beni öldüresiye döver, ardından rehabilitasyona kapatır ve eve asla almazdı.

Ona göre tüm homoseksüeller ölmeli ya da işkence görerek acı içinde kıvranmalıydı.

Breezeblocks || boyxboyWhere stories live. Discover now