"Ben artık bir üniversiteliyim"
Bunu söylemek bana o kadar heyecan veriyor ki! Kendimi çok olgun hissediyorum. Hâlâ bana liseyle üniversite arasında pek fark yok gibi geliyor ama...
-Abi kusura bakma bizim buralar böyledir, haliyle araba da biraz eski olunca...
Taksici, yokuş çıkarken biraz zorlandı sanırım.
-Sorun değil zaten ben de Ankaralıyım. Babamın taini çıkınca Kayseri'ye yerlesmek zorunda kaldık.
-Ooo öyle mi? Ne kadar zamandır Kayseri'desiniz, uzun süre geçmişse bilmezsiz buraları. Buraların inişi çıkışı çok olur. Yeni gelenler öyle çabuk alışamaz.
-Ben severim inişi çıkışı abi. Bu universiteyi de kolay kolay kazanmadık.
-öyle tabi. Kolay olsa ben de kazanırdım.
-Estafirullah abi ne demek.
-öyle tabi. Zamanında ben de azıcık kafa yorsaydım, şimdi aileme daha iyi bakardım. Şimdi gel bir de benim çocuğa anlat bunu.
-kac yaşında?
-13, büyüdü kerata. ama hala aklı fikri dışarıda. Hiç ders çalışmıyor.
-Ne diyim, haklısın, bu zamanda hem de.
Her yerde taksiciler aynı herhalde. Hakkımdaki her şeyi öğrendi. Ama bir daha görecek miyim, orası muamma. Başkası olsa anlatmaz herhalde, biz Türkler sohbeti seviyoruz demekki. Henüz kiralık olan evime yaklaşınca;
-Abi sağda duralım. Borcum ne kadar?
-58.55 tuttu ama sen öğrencisin 30 ver yeter.
-Sağol abi, iyi günler.
Artık rahat bir nefes alıp eve girmenin vakti geldi. Cebimden anahtarları çıkarıp binaya dogru ilerledim. Asansöre giderken kapıcı tuttu bu sefer beni.
-Binanın öğrencisi de buradaymış, ne yaptın bakalım kayıt işi tamam mı?
-Tamamdır. Hallettim o işi birkaç haftaya okula da başlarım.
-iyi iyi hadi iyi günler.
-kolay gelsin.
-Sağol.
Birkaç....Birkaç hafta.....Çok uzun....
nasıl geçecek, benim için bu sıkıcı hayattan kurtulup üniversite hayatına geçmek...çok çok farklı bir şey.
Gerçekten tek istediğim sadece hayatimin değişmesi miydi diye düşünürken asansörden inmiş eve dogru yürümeye başlamıştım. anahtarlar hâlâ elimdeydi.
kapıyı açtım içeri girerken karşı dairenin kapısının açıldığını gördüm. Yeni komşularımla tanışmalıyım. iceri girmekten vaz geçip koridora dogru bi adım attım. Kapının oradan bir cift göz beni farketti.
-Merhaba. Ben yeni komsunuzum.
Bunu der demez kapı çat diye kapandı. ne oldu ki. Herhalde yorgunluktan korkunç gorunuyorumdur.
geri dönüp iceri girdim. anahtari masanin ustune fırlattım.
ve kendimi açık mavi, eski, yıpranmış koltuğun üstüne attım. Ne kadar da çok yorulmuşum.
Biraz dinlendikten sonra duşa girdim. Akşam oluyordu, çok da açtım. Çabucak bir ev arkadaşı edinmeliyim.ben yokken evde kalacak, yardım edecek biri. Guvenebilecegim biri. Kolay kolay bulamayacağım sanirim.
Birden aklıma o kız geldi. Nedendir bilmem hafiften gulumsemisim. Aynada kendime bakinca farkettim.
Neyse ya, sanki o bana bakar da. Hâlâ iyi bakmadığım ve doktorun sözlerini dinlemediğim için diş tellerim duruyor. saçlarıma bırak bakmayı, taramıyorum bile. giyinişim de hâlâ bebe gibi. Yarın üstüme başıma güzel bir şeyler alayım bari.
pjamalarımı giydim ve yatağa yattım.
yüzü, saçları.... saçmalama, sana bakmaz bir kere yüzümde bile hâlâ siviliceler var.
Yarın sivilce kremi de almalıyım sanırım.
Farkında olmadan değişiyorum. Ama sanırım daha bu başlangıç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Hikayesi
RomanceHiç beklenmedik bir anda, hic beklenmedik şeyler yaşamak heyecan vericidir. Ve bunu ilk kez yaşayanlar ne yapacağını bilemez :)