﹏﹏﹏﹏
"Hassiktir."
Hoseok'un ettiği küfürle Jimin kırmızı saçlı çocuğun kafasını sertçe vurup fısıldadı. "Bizi hâlâ duyabiliyorlar." Hoseok huysuzca cevap verirken daha yeni etrafını inceleme fırsatı bulmuştu. Hâlâ sabah olmasına rağmen uzun binaların arasında olan bu sokak pek güneş almıyordu ve duvarlarda garip şekiller vardı. Bazı kepenklerde mükemmel denilebilecek resimler yapılmıştı ancak bunlar o kadar iç karartıcıydıydı ki insanın -veya tanrının, ne fark eder?- içini ürpertiyordu.
Jimin bir duvara yaklaşıp siyah sprey boyayla simetrik olarak çizilmiş iki harfe baktı. Birbirlerine birleştirilmişti ve logo gibi gözüküyordu. Elini duvarda gezdirip tam 'J' harfine geldiği sırada durdurup kenarlarına dokunmaya başladı.
Hoseok'da yanına gelirken elini duvarda gezdirip Jimin'in elinin olduğu yerde durdu."Jimin?"
Kısa olan biraz geriye gidip arkadaşının karşısında durdu.
"Ne oldu?"
"Saçların..."
Ellerini saçlarında dolaşırıp karıştırdı. Evet, sabah taramamıştı ama bu kadar kötü olduğunu düşünmüyordu.
"Ne olmuş saçlarıma?"
"Siyah olmuş Jimin. Saçların siyah olmuş..."
Şaşkınca ucundan bir tutamını çekerken ofladı. Bunun nasıl olduğuyla ilgili hiçbir fikri yoktu ancak bunu sonra düşünmeliydi. Önüne dönüp birkaç adım attı. Sokağın sonuna doğru birkaç kişinin konuşması duyuluyordu ve orası, buraya göre daha aydınlıktı. Jimin yanındaki arkadaşının kolunu tutarak oraya doğru çekiştirmeye başladı. Ne yaptığını bilmiyordu ama akşama kadar burada duramazlardı. En azından Jungkook ile tanışması gerekiyordu.
"Jungkook, siktir, bu kadar parayı nereden buldun?"
Duydukları sesler ile hemen yanlarındaki duvara sindiler. Jimin önde, Hoseok arkasında duvara yapışık bir biçimde konuşmaları dinliyordu. Karşıda en sağdaki deri koltukta bir genç oturmuş, önünde yeşil saçlı, yüzünde herhangi bir mimik dahi olmayan çocuğun dediklerine gülüyordu. Oturan gencin Jungkook olduğunu anlamak pek zor değildi. İnsanlar bunu hissedemese de etrafına güç dalgası yayıyordu.
"Birini soymak fazla kolay Yoongi. Önünde durup korkutmam yeterli oldu. Neyi var yoksa bana verdi."
Bu cümleler ile ikisi de daha çok gülmeye başlarken ayakta olan, adının Yoongi olduğunu öğrendikleri çocuk diğer bir tarafta duran eski püskü bir koltuğa oturup paraları saymaya başladı. Bu ara Jungkook koltuğa iyice yayılmış, cebindeki telefonu alıp uğraşmaya başlamıştı. O orada otururken Jimin karşısındakini daha iyi inceleme fırsatı bulabilmişti. Kollarındaki dövmeler ve dudağındaki piercing sanki başkasında olsa hiç yakışmayacakmış gibi parlıyordu onda. En azından Jimin böyle düşünüyordu, Hoseok ise onların yanına nasıl gidecekleri ile ilgili endişelenmeye başlamıştı. Tedirgindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Of Gods ΨJikookΨ
FanfictionPoseidon'un güzel melez oğlu Jimin, Hades'in bilinmeyen insan oğlu Jungkook'a aşık olur. ©imjikoarry