1.Bölüm

18 3 1
                                    

Kerem ailesi ve kardeşleriyle her gün olduğunu gibi akşam haberlerini izliyordu. son bir kaç yılda hayvanlar delirmişlerdi. Ve kimse nedenini bilmiyordu. Eskiden neredeyse her evde bulunan kedi ve köpekler insanlardan soyutlanmış alanlara hapsediliyordu. Her geçen gün daha çok yunus kıyıya vurmuş şekilde bulunuyordu. Hatta kıyıya vurmuş balinalar bile vardı. Kerem'in abisinin aldığı küçük hamster bile bir kaç hafta önce abisi onu eline aldığında elini ısırmış ve saldırmıştı. Sonrada kaçmış ve tüm aileye saldırmıştı. Onu yakaladıklarında Kerem'in elini ısırıyordu. Veterinere götürdüklerinde hiç bir şey bulamamıştı. Fakat Baran küçük hamsterini çok seviyordu. Bu yüzden İstanbul'daki neredeyse tüm veterinerleri gezmişti. Ancak kimse bir şey bulamamıştı. Hayvanlar bunları içgüdüsel olarak yapıyordu. Bu yüzden hamsteri uyutmak zorunda kalmışlardı. Kerem'in abisi ise yani Baran bir kaç gün yas tutmuştu. Aslında bütün aile hamstera çok bağlanmıştı hamstere olanlar tüm aileyi çok üzmüştü. Şuan ise her zamanki gibi çıldırmış hayvanlar son bir kaç yılda haberlerde her zaman olurdu bir kaç kaza kavgalar tartışmalar cinayetlerde vardı tabii ki. Yunusların karaya vurması i kadar yaygınlaşmıştı ki Kerem bile bir defasında yazın tatile gittiklerinde kıyıda ölmüş bir kaç yunus görmüştü. Şuan haberlerde ise bir kaç saklanmış köpeğin bir insanı ısırdığını söylüyordu muhabir ardından ise köpeklerin adamı ısırma anını kaydeden kamera görüntüsü gösterilmişti. Kerem uykulu gözlerle televizyona bakmaya devam ederken muhabir bir son dakika haberini paylaşıyordu. "Sayın seyirciler bir son dakika haberi geldi. TSK sokağa çıkma yasağı ilan etmiştir. Sokağa çıkan herkes vurulacaktır. İhtiyaçlarınız devlet tarafından karşılanacaktır." Kerem'in uykulu gözleri bir anda şaşkınlıkla açıldı. Kendisi 16 yaşındaydı. Kardeşi Eren'de 16 yaşındaydı. Abisi 20 yaşındaydı. Ancak 3'ü de ilk defa sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini görüyordu. Hemde çok şiddetli bir biçimde sokağa çıkan herkes vurulacağı söylenmişti. Bütün aile şaşkınlık içindeydi. Hayatında neredeyse hiç şaşırdığını görmediği babasıyla annesi bile şaşkınlık içindeydi. Bir kaç dakika kimse konuşmadı. Kadın muhabir ise hala bir şeyler anlatıyordu. İlk kendine gelen Kerem'in babası yani Ali oldu.
Ali "Tamam şimdi bu sokağa çıkma yasağı ne kadar sürecek bilmiyoruz. Devletin yardım edeceği söylendi ancak bu yardımın ne zaman geleceği söylenmedi. Evde şuan sadece 2-3 gün yetecek su ve yiyecek var. Bu yüzden su arıtma su cihazında arıtalım sonuçta ne olacağını bilmiyoruz elektrik veya sular kesilebilir" Ali'nin sesiyle herkes kendine geldi ve söylenenleri yapmaya başladı. Bütün aile fertleri su arıtmaya çalışırken Kerem ailesinden izin isteyerek odasına gitti ve eskiden tavşan avına çıktıklarında kullandığı avcı bıçağını çıkardı. Bu bıçakla bir çok anısı vardı. Hayvanlar delirdiğinde bütün türler delirmemişlerdi sadece insanlara yakın olan onlarla birlikte yaşayan kısacası neredeyse her gün insanları gören canlılar delirmişlerdi. Ancak Kerem ve ailesi risk alıp ormana gitmek istememişti. Ancak bir çok anısı olan bıçağına Kerem her zaman iyi bakmış her zaman keskin olmasını sağlamıştı. Nolur ne olmaz diye bıçağını kılıfından çıkarıp bir kez baktıktan sonra tekrar kılıfından soktu ve aparatı sayesinde beline bağlayıp rahatça uzanabileceği şekilde sakladı. Sokağa çıkma yasağı ilan edildiğinde evleri yağmalamaya çalışan insanlar olurdu. Kerem ise kendince bir önlem almıştı. Tekrar kardeşlerinin ve annesiyle babasının yanına döndüğünde. Son şişeyi doldurduklarını gördü. Hemen babasına hazırım der gibi bir kafa işareti yaptıktan sonra babasında onaylar bir şekilde kafasını salladı. Son şişeyi doldurunca Ali Baran'a kafasıyla bir işaret yaptı. Baran koşar adım kendi odasına gitti ve şimdiye kadar sadece avda kullandığı küçük bir yarı otomatik Colt çıkardı. Silah yirmi iki kalibre oyuk uçlu mermi atıyordu. Ve bir tokat sesinden biraz daha fazla ses çıkartıyordu. Güçlü bir silah olmamasına rağmen oyuk uçlu çekirdek, bir insanın bedenine girdiğinde parçalara ayrılıp kemik ve yumuşak dokuları parçalayıp dağıtarak feci bir bir hasara sebebiyet veriyordu. Kalp bölgesine yapılan dikkatli bir atış birini yıkmaya yeterdi. Yaranın kendisi öldürmeye yetmese bile, kişi büyük bir şok yemiş olarak yere serilirdi. Kişi ne olduğunu anlamamış halde neredeydse yerde ölmek üzere yerde yatarken kişinin kafasına sıkılan 1-2 kurşun işi bitirmeye yeterdi. Baran hemen küçük Colt'unu beline yerleştirdi ve ailesinin yanına gelip babasına kafasıyla bir işaret yaptı hemen ardından babası Eren'e döndü ve Eren'e kafasıyla işaret yaptı. Eren hemen koşar adım odasına gitti ve Kendo yapamaya giderken gördüğü ve oldukça hoşuna gittiği Katana'sını aldı. Kılıcını çıkarıp bir kere baktıktan sonra kılıfına tekrardan sokup aparatı sayesinde beline bağladı. Ve ailesinin olduğu salona gitti. Babasına bir işaret yaptıktan sonra Ali Tülay'la yani ailenin annesiyle kaldığı yatak odasına gitti. Gardorabın üstündeki siyah çantayı aldı. Haftada bir hobi olarak temizlediği av tüfeğini çıkardı. 12 kalibre 76mm olan bu tüfekle kişiye yapılan bir atış birini rahatlıkla öldürebilirdi. Yakından yapılan bir atış ise rahatlıkla parçalaya bilirdi. Ali de geldikten sonra Ali "Biliyorsunuz yönetici bahçeye iş aletleri için bir kulübe yaptırıyordu. Oradaki kalasları alıp camları kapamalıyız" dedi Ali ailesinin onaylamasını bekledikten sonra "Tamam o zaman ben Eren Baran Kerem gidiyoruz Tülay sen evde bizim kalasları getirmemizi bekleyecek ve kapıyı bizim için açık tutacaksın aşağı iner inmez Eren sen köşedeki dolaba gidip bir testere ve çivi tabancası alacaksın bolca çivi almayı unutma sonra onları eve bırakıp yanımıza geleceksin" Ali herkesin söylediklerini iyice sindirmesini bekledikten sonra "Hadi gidiyoruz kimse oyalanmasın sağ sola bakmayın sadece işinize odaklanın dikkatli olmayı unutmayın sadece bir kaç saat oldu biliyorum ancak ne olacağını bilmiyoruz bir kaç saat oldu diye dışarısı tehlikeli olmayacak diye düşünmeyin" Ali'nin konuşmasından bir kaç saniye sonra Ali'nin işaretiyle Tülay kapıyı açtı. 4 kişi apartmanın merdivenlerinde sessiz fakat hızlı bir şekilde ilerliyorlardı. Kerem ve ailesinin dairesi bodrum katı sayılmazsa 3. katta sayılıyordu. Bahçeye indikten sonra hemen Eren bahçedeki dolaba gidip 3 çivi tabancası bolca çivi ve bir elektrikli testere aldı çivi tabancalarını ve çivileri sırt çantasına testereyi ise eline alarak koşarak daireye gitti ve geri geldi. Ali,Baran ve kerem çoktan bir kaç kalası apartmanın asansörüne yerleştirmişti. Ali'nin planına göre kalasları elle taşımak yerine asansöre yerleştireceklerdi. Yeterince kalas koyduktan sonra ise biri 3. kattan asansör düğmesine basacaktı. Sonrada merdivenlerle kendi katlarına çıkarak oradan kalasları daha kolay bir şekilde eve taşıyacaklardı. Bolca kısa kalası asansöre yerleştirdikten sonra Kerem'le Baran kendi dairelerinin olduğu 3 kata çıktı ve asansör düğmesine bastı asansör yavaşça kapandı ve birkaç saniye sonra 3. kata vardı. Hemen kalasları eve taşımaya başladılar. Bir kaç saniye sonra ise Eren'le Ali merdivenlerden çıkarak geldi. Hemen onlarda kalasları taşımaya başladılar. Bir kaç dakika sonra tüm kalaslar evin içine taşınmıştı. 4'lü salondaki koltuklara yayılıp bir kaç dakika soluklandıktan sonra yavaşça kalaslarla evin camlarını kapamaya başladılar. Sadece dışarı bakabilmek için küçük bölümler açıkta bıraktılar. 1-1,5 saat kadar sonra işleri bitmişti. Ancak çok yorulmuşlardı. Zaten saat 12 olmuştu. Bir kaç dakika oturduktan sonra Herkes kalkıp odalarına gitti ve uyumaya başladı.
---------------------------------------------------------
Lütfen beğenmeyi ve yorum atmayı unutmayın

1057 kelime

İstila İstanbulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin