4.Bölüm

6 1 0
                                    

Kerem temkinli adımlarla apartmandan çıkmak için dairenin kapısını açtı. Bu kadar silah almasına belki gerek yoktu. Fakat birileri ailesine saldırmıştı ve o birileri kendisine de saldırabilirdi. Apartmanları Kadıköy'de olduğu için Büyük adaya gitmek için sahile gidip bir bot veya tekne bulması yeterliydi. Hayatı boyunca sadece Kadıköy'de yaşadığı için sokaklara oldukça hakimdi. Büyük adayı da iyi biliyordu. Ana yoldan ilerlemeyi düşünürken çok göze batacağını düşünerek apartmanın yanında ki bisikletine atlayarak ara sokaklardan ilerlemeye başladı. Geçen sene yazın çalıştığı parayla 2018 model Kron RC1000 almıştı. Kerem bisikletleri çok severdi. Yapılan bütün yarışlara katılmaya çalışırdı. Bisiklet sürmek onun için bir tutkuydu. Ara sokaklardan hızla geçerken birden bir çığlık duydu. Çığlık ana yol tarafından geliyordu. Yönünü çığlığın geldiği tarafa çevirdi. Birinin yardıma ihtiyacı olabilirdi. Çığlıklar iyice şiddetlendiğinde Kerem varmıştı. Bisikletinden inip hemen koşmaya başladı. Koşarken Tüfeğinin emniyetini açmayı unutmadı. Elinde tuttuğu silah Husan Arms Metal Force'idi 20 kalibre olan silah oldukça güçlüydü. Silahın geri tepmesi oldukça fazlaydı. Kerem avda bir kaç kere bu silahı kullanmıştı. Omzunun nasıl ağrıdığını hatırlıyordu. Ama yapacak bir şey yoktu. Diğer bir kötü özelliği ise Adeta ağır makineliyle ateş ediyormuş gibi ses çıkarmasıydı. Onun dışında bu silahla bir şeye yakından ateş ederseniz kesinlikle parçalardı. Kerem çığlıkların iyice artmasından yaklaştığını anladı. Hemen köşeyi dönünce varacaktı. Duvara yapışıp kafasını hafifçe kafasını uzatarak baktı. Yerde bir kız yatıyordu 15-16 yaşlarında gözüken oldukça güzel bir kızdı. Adamın biri ise kızı boynundan ısırmaya çalışıyordu. Kerem hemen fırladı. Kızla adamın yanına gelince silahın dipçiğiyle vurarak adamı geri fırlattı. Yerde yatan kızı ise elinden tutup ayağa kaldırıp silahı yerden kalkmaya başlayan adama çevirdi. Adamın kafası boydan boya yarılmıştı. Kerem'in vuruşuyla en fazla morarıp şişmesi gerekirdi. Ancak adamın kafası boydan boya yarılmıştı. Kerem hemen koşup adama yardım etmek istedi. Ancak adamın kafasından bir damla kan akmıyordu. Onun yerine siyah bir sıvı hafifçe süzülüyordu. Kerem bir gariplik olduğunu anlayarak biraz geri çekildi. Ve ''Adam mısın lan sen kıza saldırıyon şerefsiz gel yiyosa bana saldırsana canavara benziyon zaten üstüne başına bak'' Adam Kerem'in sadece bana saldır lafını duymuş gibi Kereme doğru ayaklarını sürterek yürümeye başladı. Kerem adamın hiç bir şey olmamış gibi yürüdüğünü görünce biraz korkarak devam etti ''Kafan çok kötü yarıldı. İyi misin gel bir bakalım'' Kerem'in bütün uğraşlarına rağmen adam konuşmuyordu. Arkasında ki kız ise konuşmaya dahil oldu. ''O hasta görmüyor musun vur şunu hemen'' Kerem kızın konuşmasıyla sarsıldı. Arkasını dönerek kadına ''Ne vurması lan salak adam mı öldüreceğiz sen bunun ne demek olduğunu biliyor musun oyuncak mı lan bu vur diyorsun'' Kerem konuşurken arkasından gelen hırlamayla arkasını döndü. Adamla arasında bir karış mesafe vardı. Neredeyse burunları değiyordu. Kerem geri çekilmeye çalıştı. Ancak adam ondan hızlı davranıp Kerem'in üstüne atladı. Kerem adamı tutmaya çalışıyordu. Adam ise Kerem'in boynunu ısırmaya çalışıyordu.  Aralarında sadece bir kaç santim vardı. Salyaları Kerem'in üzerine düşüyordu. Kerem adamı tutmaya çalıştıkça adam ağırlığını kullanarak daha da yaklaşıyordu. Tam pes etmişti ki ani bir silah sesiyle adam üstüne yığıldı. Kerem korkuyla ayağa kalkarak adama baktı. Adamın kafasının arkasında koca bir delik vardı. Kıza döndüğündeyse elinde bir Glock tuttuğunu gördü. Silahın ucundan duman tütüyordu. Kerem korkuyla geri çekildi. Az önce ne olmuştu. Kız neden o adamı vurmuştu. Başka bir yolu yok muydu. Ani olan olaylarla Kerem şoka girmişti. Ne yapmalıydı. Kaçmalı mıydı. Yoksa kıza teşekkür mü etmeliydi. Kerem adamın cesedine korkuyla bakarken kız konuştu. ''Hey iyi misin ısırıldın mı'' Kerem kıza korkuyla baktı. Nasıl böyle konuşabiliyordu az önce birini vurmuştu. Hiç bir şey olmamış gibi konuşuyordu. Kız bir şeyler söylüyordu. Ancak Kerem hiç birini duyamıyordu. Her şey birden bire buğulanmıştı. Midesi bulanıyordu. Kızın sesi çok uzaklardan geliyormuş gibiydi. Başı dönmeye başlamıştı. Belki de hiç evden çıkmamalıydı. Karşısında ki depolara gidip biraz yiyecekle su alıp beklemeliydi. Askerler gelip onu kurtarana kadar beklemesi yeterliydi. Sonra ailesini bula bilirdi. Ancak her şey için çok geçti. Artık evde değildi. Güvenli alandan çıkmıştı. En başta çıkarken zaten olabilecekleri kabullenmemiş miydi. Belki de ailesi ölmüştü. Belki de kimsesi kalmamıştı. Belki de boşu boşuna bu yolculuğa çıkmıştı. İskeleye gidip bir tekneye binip adaya gidecek ve ailesine kavuşacaktı. Ancak belli ki bu kadar kolay değildi. Daha yola çıkalı sadece yarım saat olmuştu. Fakat şimdiden birileri ölmüştü. Daha yolun başındayken belki de geri dönmeliydi. Ailesi onlar yaşıyor olabilir miydi. hala hayattalar mıydı. Kafasını sağ sola salladı. Ailesi orada olabilirdi. Orada kendisinin gelmesini bekliyorlardı. Buna emindi. Ayağa kalktı. Eğer daha yolun başındayken pes edecekse yola çıkmanın ne anlamı vardı. Ne olursa olsun oraya gitmeliyim diye düşündü. Kıza döndü kendisine bakıyordu. Kız '' Hey ne bu haller görende ilk defa bir hastanın vurulduğunu gördün sanacak'' Kerem ''Aslında ikinci neden onu öldürdün ki ayağından vursaydın illa öldürmen mi gerekiyordu'' Kız ''Ayağından vurmak mı sen mağaradan yeni mi çıktın. O bir hasta tek çare kafasından vurmak'' dedi. Aynı zamanda boşta kalan elini silah gibi yapıp kafasına doğrultmuştu. Kerem ''Nasıl yani anlamıyorum hastaysa tedavisi buluna bilirdi'' Kız Kerem'e garip bir ifadeyle baktıktan sonra ''Anladım sen herhalde ilk defa evinden çıkıyorsun'' dedi ve bir iç çektikten sonra devam etti ''Bak burası güvenli değil benimle gel arkadaşlarımla bir kütüphanede kalıyoruz orada sana her şeyi anlatabilirim tamam mı'' Kerem kararsız kalmıştı. gitmeli miydi. Bu kız bir şeyler biliyor gibiydi. Az önce kendisine saldıran adamda dün gece gördüğü kadına benziyordu. Tek bir farkla o kadın gülümsüyordu. Kerem'in sırtından soğuk terler döküldü. Kafasını tamam anlamında salladı. Kız ''Tamam beni takip et ve ne olursa olsun peşimden ayrılma'' kız sözünü bitirir bitirmez ilerlemeye başladı. Kerem de tam arkasından gidiyordu ki bir şey hatırladı. biricik bisikleti o köşede kalmıştı. Kerem ''Hey hey bekle bisikletimi almam gerek'' Kız ''Zamanımız yok olmaz sonra alırsın'' Kerem kıza ciddi misin der gibi bir ifadeyle baktı sonrada arkasını dönerek bisikletinin olduğu köşeye doğru koşmaya başladı. Bisikleti bıraktığı gibi duruyordu. Bisikletine binerek geri döndükten sonra kıza ''Hadi atla bakalım böyle daha hızlı gideriz'' dedi. Kız ise ''Önüne oturacağımı düşünmüyorsun herhalde hem o nasıl bisiklet öyle daha normalini bulamadın mı'' dedi Kerem ''Allahın cahili bu yarış bisikleti sen bilmezsin binmiyorsan da binme kütüphanenin nerede olduğunu biliyorum zaten sen burada tek kalırsın'' Kız az önce vurduğu adama bakarak onun gibi daha fazlasıyla karşılaşabileceğini düşünerek korktu. İstemeyerekte olsa bindi. Kerem'in 2 kişinin binmesinin neredeyse imkansız olduğu bisikletine bindi. Kerem ''Sen şimdi alışkın olmayabilirsin tamam mı o yüzden çok çığlık atıp üstümüze dikkat çekme tamam mı canım'' diyerek kızla dalga geçti sanki az önce kimse kimseye saldırmamış kimsede kimseyi vurmamıştı.

İstila İstanbulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin