Zırr.. zırr lanet olsun, yine bu sabahta alarm sesiyle uyandım tamda rüyamın ortasında. Aslında çok farklı ve utanç verici bir rüya görüyordum. Rüyamda sınıftaki herkes bir odada toplanmış plan yapıyorduk herkesin üstünde beyaz pantalon-tayt gibi bir şey üstlerinde ise beyaz gömlekler vardı ve herkesin kahverengi bir dericeket vardı aslında tam ne giydiklerini anlıyamamıstım ama sanırım bir tür savaş kıyafeti gibi bir şeydi. Planı yaptıktan sonra yavaşça odadan çıkıyorduk en son ben ve levi kalmıştık bende tam odadan çıkacakken levi kolundan tutup "bekle" demişti ve kendine doğru çekti ikimizde gözlerimizin içine bakıyorduk "sana söylemem gereken bir şey var" ve tam o anda uyanmıştım. Kendime bu rüyayı gördüğüm için lanetler okuyarak yataktan kalktım bu gün hafta içiydi bu yüzden okula gidecektim dolabımdan siyah pantalon ve gri renkli bir kazak giydim havalar soğumaya başlamıştı, masamın üstünde duran kırmızı renkte atkıyı alıp boynuma sardım bu atkının bende çok anısı vardı, bu atkıyı eren vermişti ailem kaza geçirip ölmelerinin şokunu hala atlatamamıştım eren' in babası beni evlat edinip evine götürmüştü, gece olunca evin kapısını açıp dışarıya çıkmıştım mevsimlerden kıştı ve kar yağıyordu çıplak ayaklarım donuyordu ve ağlamaya başladım beni eren fark etmişti gözündeki yaşları sildikten sonra bana bu atkıyı verdi o zamandan beri nereye gidersem yanımda bu atkıyı da taşıyordum. Ben eski anılara dönmüşken kapı sesi ile kendime gelip hızla kapıyı açmaya gittim. Karşımda hanji duruyordu onla beraber kahvaltı yapıcaktık sırtıma çantamı alıp odadan çıktım. Kafeteryada oturmuştur masamızın üstünde de yemeklerimiz vardı biraz süre geçince yanımıza Armin ile eren geldi şimdi dördümüz kahvaltı yapıyorduk. Kahvaltım bittikten sonra öbürsünlere dönüp sınıfa gideceğimi söyledim onlar hala kahvaltılarını bitirmemişlerdi ve canım sıkılmaya başlamıştı, en azından sınıfa gidip başkalarıyla konuşabilirdim. Masadan kalkıp sınıfa doğru yürümeye başladım. Sınıfın kapısını açıp içeri girdim ve sınıfta sadece levi vardı oda kitap okuyordu, sır ama gidip çantamı bıraktım ve ders için hazırlanmaya başladım yaklaşık 5dk olmuştu ve hala sınıfta ben ve levi vardık ikimizde konuşmuyorduk bu sessizlik beni boğuyordu en sonunda dayanamayıp levi'nin yanına doğru yürümeye başladım. "Selam, bu kitabı ben çok severim" gerçekten de kitabı seviyordum başka kitaplara benzemiyordu çünkü bu kitapta ana karakterler veya iyi karakterler ölebiliyordu "aslında ben bu kitabı o kadar sevmiyorum" levi' inin cevabına şaşırmıştım, şaşırdığımı belli etmeyerek "o zaman neden okuyorsun?" "Çünkü bi arkadaşım önerdi ve kıramadım" bence bu saçması arkadaşın bi kitap önerdi ve sen kıramadığın için sevmediğin bir kitap okumak, kafamı anladım şeklinde salladıktan sonra kapının açılma sesiyle beraber arkama döndüm, içeriye jean, Armin, marco ve hanji girmişti levinin yanından ayrılarak onların yanına doğru ilerlemeye başladım.
Son derste bitmişti herkes toplanıp sınıftan çıkmıştı ben öğretmene ders sonunda bir soru sorduğum için en son ben kalmiştım. Çantamı omuzuma takip sınıftan çıktım koridorlarda bir kaç kişi vardı koridorlardan geçip okuldan çıktım güneş batıyordu cebimden gelen bip sesiyle irkildim. Bu telefonumun mesaj sesiydi cebimden telefonu çıkartıp okulun yakınında bulunan banklara oturdum ve telefonun kilit ekranını açtım, mesaj levi'dendi.
Hey, mikasa
Efendim
Sana bi şey sormak istiyorum
Seni dinliyorum?
Yarın benle okuldan sonra saat 7'de okulun önündeki banklarda buluşur musun?
Olur ama neden?
Takılırız biraz
TamamBu gerçek miydi? Az önce levi onu dışarı çıkma teklifi etmişti bu gerçekten inanılmaz bi şeydi ama şu an sadece yatağına gidip uyumak istiyordum bu yüzden bu konuyu fazla düşünmeyip odama gidip yatağıma uzandım.
Sabah olmuştu bile ilk dersin tenefüsündeydik hanji'ye olanları anlatmış mesajları gösteriyordum. hanji, bi bana birde mesajlara bakıp duruyordu oda inanamıyordu ben ise fazla kafa yormuyordum bu işlere.
Öğlen tenefüsünü geçmiştik okulun bitmesine 1 dersimiz kalmıştı ve bu arada hanji levi ile olan buluşmayı resmen herkese söylemişti, sınıfın çoğu dişarida banklarda oturuyordu geri kalanlar ise basketbol oynuyordu bu dersimiz boş olduğundan dışarıya çıkmıştık Armin ile hanji bir şeyler konuşuyorlardı, Eren Annie'ye basketbol hareketlerini gösteriyordu ben ise sasha ile oturmuş cips yiyordum. Levi'yi bir türlü göremiyordum bütün derslere girmişti ama tenefüslerde görememiştim. Bir bağırma sesi ile yerimden sıçradım sesin geldiği yöne baktığımda herkes bu sesi duymuş olucak ki etraf insanlarla doluydu ayağü kalkıp kalabılığa doğru yürüdüm insanları ittirerek sesin kimden çıktığını öğrenmiştim bu EREN'di kolunu tutuyordu büyük olasılık kolu kırılmıştı bi anda Ervin ile Armin eren'nin yanında belirdiler ikiside erene yürümesine yardım ediyordu bense arkalarından ilerliyordum en sonunda revire varmıştık. Eren'i bir yatağa bıraktıktan sonra hemşire bizi revirden kovup eren ile ilgileneceğini söyledi büyük olasılık kolunu kırmış yada incitmişti. Ervin acil bir işinin çıktığını söyleyip revirin önünden ayrıldı ben ve Armin ise revirin kapısının önünde bekliyorduk. Biz üçümüz çocukluğumuzdan beri en iyi arkadaş hatta kardeştik her zaman birbirimizin arkasını kollardık *en azından ben* doğruyu söylemek gerekirse her zaman erenin arkasını kollardım çünkü hep mahalledeki çocuklar ile kavga ederdi Armin bana haber verir bende koşarak oraya gider eren'i kurtarırdım.
Kapının sesiyle ayaği kalktım revirden hemşire çıkıp bizim yanımıza geldi "merak edilecek bir şey yok biraz kolunu incitmiş serumu bitince gidebilir" içim rahatlamıştı ama acaba kolunu nasıl incitmişti? Armin ile içeri girip soru yağmuruna tuttuk kolun acıyor mu? Bu nasıl oldu? Eren derin bu nefes alıp sorularımızı cevaplamaya başladı "kolum acımıyor, tam basket atıcakken havada petra ile çarpıştık ben kolumun üstüne düştüm" lanet olası petra bunu bilerek yaptığına yemin edebilirim kız bu gün bana zaten çok kötü bakıyordu bana bir şey yapamayınca kardeşime saldırmış resmen, eren her soruya cevap verince armin gitmesi gerektiğini söyleyip odadan çıktı, bende eren'in yanında biraz daha kaldım "mikasa, senin levi ile buluşacağın hakkında dedikodular vardı ne oldu?" Doğruydu onla buluşacaktım "onla buluşmak yerine senin yanında kaldım hem açıkçası beni ekiceğini düşünüyordum zaten bu gün doğru düzgün hiç onu görmedim" eren kafasını tamam şeklinde sallayınca revirden çıktım. Bip.. yine telefonumun mesaj sesiydi telefonumu elime aldım saat 19.30'du. Mesaj levi'den di
Gelmiyor musun?
Beni ekiceğini düşünüyordum ve eren'in yanında olduğum için gelmedim
Doğru, bende gitmedim zaten
Ne yani eğer oraya gitseydim beni ekmiş olacaktınTelefonu cebime atıp odama doğru yürümeye başladım. Bu uzun bir gece olacaktı.
"Tck velet, demek seni ekiceğimi düşünüyordun" levi elindeki telefonu kapatıp oturduğu bankın üstüne koydu üşümeye başlamıştı nerdeyse 30 dk onu bekliyordu ayağı kalkıp odasına doğru yürümeye başladı.Çokk üzgünüm bir süredir bölüm atmamıştım. Ve levi'ye çok üzüldüm tek başına mikasayı beklemiş ama mikasa gitmedi neden bu kadar üzücü bi bölüm yazdım şu an sanki arkadaşımı bi titan yemişte o kadar üzgünümm. Her neyse size kıyak yapıp öbür ki bölümü yarın atacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Your Voice (Rivamika)
FanfictionShingeki no kyojin animesinin fan yapımı bir kitabıdır. Bütün ekip okula gitmektedir, okulda olan olayları anlatmaktadır.