0.4

9 0 0
                                    

"Lütfen artık bırak beni, ne istersen yaparım ama lütfen artık bırak beni."

-Ben sana bir şey yapmıyorum küçük, bunun farkında bile değilsin.

Artık dayanamıyor, beyini, kalbi, ciğerleri sanki biri tarafından ölesiye sıkılıyor peş peşe bıçaklar saplıyordu. Düşünemiyordu sadece aynı şeyleri tekrarlayıp duruyordu. 

"Lütfen, lütfen bırak beni."

-Yakında gideceğim sanırım küçük, çok yakında.

Bedenindeki acı bir gül gibi solmaya, yavaş yavaş gitmeye başladı. Beyni, kalbi, ve ciğerleri, artık sıkılıp bıçaklanıyor ve bedeni cayır cayır yanmıyordu.

Aynadaki gülümsemesi yok olmuş, yerini ifadesiz dudaklara bırakmıştı. 

Gözlerinden yaşlar akıyordu.

Acı yüzünden kaskatı olmuş bedeni, acı yok olmaya başladığı andan itibaren kendini bırakmıştı. Derin derin nefes alıyor, yüzündeki ifadesizlik yerini dehşete kapılmış bir ifade alıyordu. Anlından akan soğuk terler gözyaşlarına karışıyordu. Daha fazla dayanamadı, kendini soğuk parkenin üstünde iyice bıraktı ve acının ona bahşetmiş olduğu yorgunlukla gözlerini kapadı.


She loves mirrorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin