Karakol
Orhan: Oğlum adamları haşat etmişsiniz.
Savaş: Sadece kimlerin evine girdiklerini öğrettik o kadar.
Tilki: Ah gelmeseydiniz varya analarından doğduklarına pişman edecektim onları.
Bu konuda burada kapanır. Şu sahildekiler Tilki ve Aylin değil mi?
Tilki: Oy Oy.
Aylin: Tilki.
Tilki: He gülüm.
Aylin: Beni ne kadar seviyorsun?
Tilki: Dünya kadar seviyorum.
Aylin: Ha yani o kadar büyük evrende beni dünya kadar mı seviyorsun?
Tilki: Ne demek istediğimi anladın. Dünyaya bir daha gelsem yine seni severim.
Aylin: Ha işte böyle olacaksın.
Tilki: Yarında 16 Şubat. Ama öyle partiye martiye gerek yok.
Aylin: Jüpiterle Satürn aynı hizaya gelecek diye parti mi verilir Tilki.
Tilki: Ha yani yarının tek anlamı bu mu?
Aylin: Ne başka bir anlamı mı var yani yarının.
Tilki: (Sessizce) Hep erkekler unutacak diye birşey yokmuş demek.
Mutfak
Sevgi: Tilkiciğim şuradan yumurtaları verirmisin kek yapıyorum da.
Tilki: Abla gerek yoktu ya ne zahmet ettin.
Sevgi: Ne demek gerek yok yumurtasız kek olurmu ayrıca ne zahmeti ben mi yumurtladım?
Tilki: Yani benim için zahmete girmene gerek yok demek istiyorum.
Sevgi: Oğlum seninle ne alakası var çocuklar öyle kendi aralarında pikniğe gidicek sınıfça o yüzden yapıyorum.
Tilki: Ha tamam o zaman ben yukarıya çıkayım.
Savaşla Burağın odasına girer.
Tilki: Oğlum insan pembe hediye kağıdıyla mı kaplar hediyeyi?
Savaş: Ne yapayım abi Duru pembeyi seviyor.
Tilki: Hediye Duruya yani ,tamam anladım ben iyi geceler.
Yarın akşam iş çıkışı. Ev karanlık.
Tilki: Şimdi ışıklar yanacak ve iyiki doğdun diyeceksiniz benden kaçar mı ya.
Sevgi elinde mumuyla çocuklara yaklaşır.
Sevgi: Geçin çocuklar elektrikler gitti de.
Gerçekten elektrikler mi gitti, Tilkinin doğum gününü unuttular mı?
Oy vermeyi unutmayalım lütfen ayrıca hikayede neler olmasını istiyorsanız yorumunuzda yazabilirsiniz.