28

8.2K 608 218
                                    

Uzel

Gözlerimi açtığımda kafam deli gibi sızlıyordu. İnleyip elimi kafama götürdüm ve bir süre durdum. Doğrulduğumda oturarak uyuyakalmış bir Bora görmeyi beklemiyordum.

"Ah sikeyim."

Doğrulduğumda da başım ağrımaya devam ediyordu. Elimi Bora'nın gözlerinin önünde salladım ve uyuyup uyumadığını kontrol ettim.

"Bora?"

Ses vermediğinde derin bir uykuda olduğunu anlamıştım. Koltuktan kalkıp onu yatırdım ve kafasının altına bir kırlent koydum.

Diğer yastıkları da üzerine atıp bir pike örttüm. Komik görünüyordu. Kendimi üzerine atmamak için zor tutuyordum.

Sonra onu koltuğun dibine kadar itip önüne geçtim ve kollarının arasına yerleşip gülümsedim. Hava sıcak olsa da umurumda değildi.

Canım sıkıldığı için telefonumdan bir oyun açıp oynamaya başladım. Oyununun bir aşamasını geçmeye çalışırken kaybettiğimde kaşlarımı çattım.

"Sikeyim ya."

Sıçrayarak uyandığında dudaklarımı birbirine bastırıp ona baktım. Sonra yanında uyuduğumu hatırlayıp hızla yerimden kalktım.

"Şey, üşümüştüm o yüzden yani..."

Beni takmıyor öylece duvara bakıyordu. Nefesini düzene sokmak istiyor gibi bir hali vardı. Kaşlarımı kaldırıp aklımdan geçeni sordum.

"Ne oldu? Kabus mu gördün?"

Bir şey demeden doğruldu ve oturur pozisyona geldi. Üzerine attığım yastıklar tek tek yere düşmüştü. Düşen yastıklara bakıp kaşlarını çattı.

"Gömseydin amına koyayım? Ben de diyorum neden her rüyada mezardayım."

"Cidden mi? Mezarda mıydın?"

Sinirle soluyup gözlerini ovuşturdu. Nereden bilebilirdim ki yastıkları öyle koyunca kabus göreceğini? Biraz tırstığım için diğer koltuğa oturdum.

"Sen iyi misin?"

Diye sorduğunda bakışlarımı ona çevirdim. Kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu.

"Ee, bilmem. İyi olmamı mı istersin yoksa kötü olmamı mı?"

"İyi olmanı."

Mimiksiz suratıyla bana bakarken kafamı olumlu anlamda salladım.

"İyiyim o zaman."

"Dünü hatırlıyor musun?"

"İlkay'la evde oluşunuz mu? Sorun değil tamam aranızda ne varsa söyleyebilirsin."

"Hayır, onu demiyorum. Geceyi."

Bir şeyler hatırlıyordum ama bozuntuya vermemeye çalıştım. Hatırladığım şeyler hayalle gerçek arasındaydı. Gerçek olduğunu biliyordum ama önce ondan duymam gerekiyordu.

"Ne oldu ki gece?"

"Hatırlamıyor musun?"

"Neyi hatırlamam gerekiyor?"

"Boş ver."

"Söyle."

Ayağa kalkmak için bir hamle yapmıştı ama inleyip geri oturdu. Yanına gidip ona baktım.

"İyi misin?"

"Belim ağrıyor."

Şaşkın bir şekilde bakıp elimi ağzıma götürdüm. Yoksa dün hatırlamadığım başka şeyler de mi olmuştu? Dudaklarını ısırıp gülmemeye çalıştığını fark ettiğimde kaşlarımı çattım.

Elimi onun beline götürüp okşamaya ya da masaj yapmaya çalıştım.

"Uyandığımda oturarak uyuya kalmıştın."

Bir şey demeden oturmaya devam etti. Uyandığında her zamankinden daha sessiz oluyordu.

"Bora, hatırlıyorum."

Ona bakamıyordum. Kalbim hızla atarken yere baktım.

"O zaman umursamıyorsun?"

"İyi,"

Zar zor ayağa kalktığında bakışlarımı ona çevirip ben de ayağa kalktım.

"Senin umurunda mı?"

Cevap vermeden yürümeye başladığında kaşlarımı çatıp kolundan tuttum ve durdurdum.

"Tamam, anladım ben."

"Eminim anlamışsındır."

"Evet."

Gözlerim dolarken ona bakarak konuştum.

"İçmiştim ve saçmaladım. Sen de beni susturmak için öyle yaptın. Şimdi de muhtemelen İlkay'ın yanına gidiyorsun. Size mutluluklar."

Gözlerini devirip gürültüyle of çektikten sonra kolunu hızla çekip elimden kurtardı.

"Gerçekten beynin yok senin Uzel. Gerçekten yok."

"Konumuz bu zaten. Benim beynimin olup olmadığı."

Birden yakamdan tutup kendisine çekti ve dudaklarıma yapıştı. Kalbim hızla atarken gözlerimi kapatıp kendimi ona teslim ettim.

Geri çekilip beni bıraktığında yutkunup ona baktım. Tamam, birazcık var olan beynimi de kaybetmiştim. Şu an tamamen haklıydı.

"Şimdi doğru düzgün anla."

"İlkay'ı değil de beni mi seviyorsun?"

"İkinizi de seviyorum."

"Ama nasıl? Birimizi arkadaş olarak?"

"Hayır. İkinizi de o şekilde."

"İyi de nasıl olabilir ki bu?"

"Biraz düşünsene Uzel. Sen de öyle değil misin?"

"Ben, ben bilmiyorum."

Gözlerimi kaçırıp yere attım. Garip hissediyordum.

"Çok saçma."

"Kabul etmek inat etmekten daha kolay inan bana."

"Erkeklerden hoşlanabileceğimi yeni kabul ettim. Bu çok ayrı bir boyut."

"İlkay'ı seviyor musun?"

Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Beni?"

Duraksayıp gözlerimi kaçırdım. Dik dik gözlerime bakarken nasıl söyleyebilirdim ki? Birden geri geri yürüdü ve kafasını salladı.

"Aradan çekilirim."

Hızla evin kapısına doğru yürüdü ve çıktı. Ne olduğunu kavrar kavramaz peşinden gittim.

"Bora dursana!"

Hızla yürümeye devam ederken ona yetişmek için koşmaya başladım. O da koşup önünden geçen dolmuşu durdurdu ve içine bindi. Dolmuş hareket ettiğinde peşinden koştum ama beni görmemişti.

Hızla eve doğru koştum. Onu aramam gerekiyordu. Kapının kapanmış olduğunu görünce sesli bir küfür savurup 2.kattaki balkona tırmanmaya çalıştım.

Zar zor çıktığımda, ayağım kaymış ve sert bir şekilde kolumun üstüne düşmüştüm. İnleyip gözlerimi kapattım...

--

Ehhuehueheue

Uzel cidden malsın böyle tam bir mal eksiksiz, katkısız %100 doğal saf bir mal...

Yardırdım gidiyorum bölüm yaza yaza sdfkşlsdkdsjflodsksdjf

Peri Kızı(bxbxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin