Lütfen sesli mesajınızı bırakınız.
"Imm Jungkook. Ne zaman geleceksin bilmiyorum ama lütfen erken gelmeye çalış. Imm bu kadar."
Telefonu kapattım ve bilgisayarın başına oturdum. Bilgisayar sadece bozulsa mükemmel olurdu.
Ama biliyordum. Bilgisayarın içinde yeni biri vardı. Telefona bakarken bilgisayardan ses geldi.
x.o:
Korkuyor musun?
kth:
Sen kimsin? Nasıl yazdın bana?
x.o:
Korkma. Beni tanıyorsun
kth:
Jungkook bu hiç komik değil!
x.o:
Ben
O
Değilim
kth:
Sen kimsin?
x.o:
Ben belki bir hiçim
Belki bir umut
Belki bir psikopat
Belki bir melek
Belki bir şeytan
Ben her şeyim
Dışarıda görsen hakkımda düşünmezsin bile
Ama ben buradayken
En güçlü benim
Ben internetim
Ben internetin karanlık yüzüyüm
kth:
Ne
İnternet misin
ㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋㅋ
x.o:
:)
Bilgisayar ekranında cam kırılma efekti belirince geriye doğru atladım.
"Bu ne be."
Ekranda biri belirmişti. Kameraman açıktı fakat ekrandaki kişi ben değildim. Benim evimde,benim sandalyemde oturan kişi ben değildim.
"Se-n k-..imsin?"
"Dedim ya ben internetim."
Gözlerimi ondan alamıyordum. Saçları yeşil ile mavi arası bir renkti. Gözleri küçüktü. Minicik.
Yüzünde maske vardı. Görebildiğim kadarıyla süt gibi beyazdı.
"Bilgisayarıma nasıl girdin?"
"Sadece senin değil çoğu kişinin bilgisayarına giriyorum. Canım sıkılıyor başkalarının neler izlediğinde bakıyorum. Ama ilk defa biriyle görüntülü konuşuyorum."
"Ne tesadüf."
"Efendim?"
"Bir şey demedim. Adın ne?"
"Yoongi."
Beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Avucumun arasında ki kola bardağını sıkmaya başlamıştım.
"Sen?"
"Evet ben oyunda ki karakterim. Oyun gerçek."
"Ne bir dakika o oyun gerçek mi? Yani gerçeklerden mi esinlendin. Yani oyunda ki her şeyi yaşadın mı? Ama her zaman 2 seçenek var. 2 seçeneği de denemiş olamazsın."
"Evet 2 seçenek var fakat bir tanesi her zaman uçuk bir seçenek. Asla kimsenin yapmayacağı seçenek. Oyun her zaman aynı bitiyor. Ama oyun bitmiyor."
"Ne?"
"Gerizekalı olduğundan şüpheleniyorum."
"Bak hayır gerizekalı değilim sadece bir oyunun gerçeğe dayanması ve o gerçekliği yaşayan biriyle konuşmak çok garip. Aynı dili konuşmamız daha da garip."
"Anladım."
"Peki ya Jimin? O da oyundaydı?"
Cevap verecekken arkasında ki kapı açıldı. İçeri turuncu saçlı kısa biri girdi. Yüzü gözükmüyordu.
"İşte Jimin..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
God Of The Internet [Jikook&Taegi]
Fanfiction"Ben ciddiyim. Sen nesin?" "Ben ne miyim? Ben internetim. Ben internetin tanrısıyım." -The Truth Untold-